“Konya sanata küsmüştür”
Konya’nın ilk resim sergisini açan Ressam Mehmet Kendi, “Konya’da sanata ve sanatçıya değer verilmiyor. Sanatçıların resimlerini sergileyecekleri galerileri bile yok. Sanat adına yapılan tüm faaliyetler ise eksik ve yetersizdir” dedi
Konya’nın ilk resim sergisini açan sanatçı olmanın zorluklarını ve Konya’ya sanat adına kazandırdıklarını anlatan Ressam Mehmet Kendi sanatsal faaliyetlerinin neden yetersiz olduğunu anlattı.
Mehmet Kendi sizi tanıyabilir miyiz?
1955 Konya doğumluyum. Babamın görevinden dolayı ilk orta ve lise eğitim hayatım Elazığ’da geçti. Resim yapmaya ilkokul sıralarında başladım. Lise dönemlerinde doktor olmak istiyordum. Ancak yaptığım resimlere hocalarımın bir türlü inanmamasından dolayı herhalde ben de bir hırs oluştu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazandım, ama okulu siyasi sebeplerden dolayı bitiremedim. Konya’ya dönerek, ilk resim atölyesine kurdum. İlk resim sergisini de 1980 yılında Konya fuar alanında açtım ki bu tarihe kadar kimse resim sergisi açmamıştı. 35 yıldır da profesyonel olarak resim sanatıyla ilgileniyorum.
Konya’da sanat adına hangi çalışmalarda bulundunuz?
Konya ilk geldiğim yıllarda resim sanatına dair bir çalışma yoktu. Konya’da ilk resim atölyesini ve sergisini açtım. Grafik, logo, reklam, firma çalışmaları hakkında bilgi sahibi değillerdi. Bu bilgeleri Konya’ya kazandırdım. Yüzden fazla işyerinin reklam ve dekorasyonunu yaptım. Mimari ile resim iç içedir. Dolayısıyla ikisini de tamlayan bilgelerin bir arada olması gerekir. Reklam ve dekorasyon konusunda benden eğitim alan çok sayıda öğrenci bu işten ekmek parası kazanıyor. Büyük boyuta ebat resim çalışmalarında bulundum. Çok büyük ebatlarda 3 bin metrekarelik bir alanda resim çalışması yapma kabiliyetim var. Türkiye’de büyük ebat resim çalışmalarında tek isim sayılabilirim. Konya’ya sanat adına çok şey kazandırdığımı düşünüyorum.
Ne tür resim çalışmalarınız var? En çok hangi akımdan ve sanatçıdan etkileniyorsunuz?
Ağırlık olarak yağlı boya ve karakalem çalışmalarım bulunuyor. Yağlı boya çalışmaların seviyorum ve daha çok bu alanda resimler yapıyorum. En çok sürrealizm (Gerçeküstücülük) akımından etkileniyorum ve Salvador Dali’nin çalışmalarını beğeniyorum. Ancak sürrealizm özellikle de Konya’da yaşıyorsanız, bunu yansıtmanız çok zor olacaktır. Özel çalışmalarım var. Şu anda biraz daha klasiğe dönük topluma daha sevecen gelen çalışmalar yapıyorum.
Konya’da sanatçı olmak nasıl bir duygu?
Konya’da sanatçı olmak her anlamda zor bir duygu olduğunu söyleyebilirim. Bu zor olan duyguyu anlatmakta zor. Ama güzel olan zor olandır diye avunuyoruz. Konya’da insanlara sanatı ne olduğunu, önemini anlatmaktan çok yoruldum. Bir noktada çevrenizi ikna ediyorsunuz eserlerinizi gösteriyorsunuz ama bir şey anlamıyorlar insanlar daha çok somut resimler biliyor soyut anlamlı eserler gösteriyorsunuz öylece boyamış sanıyor eserinize sadece boş boş bakmakla kalıyor. Bir toplum gelişmek istiyorsa bakış açısını genişletmeli. Ufkunu açık tutmalı, soyut düşünmeli bunu insanlara anlatana, öğretene kadar çok çile çekiyorsunuz. İnsanlar seni hor görüyor, dışlıyor kocaman adam oldun hala bu boş işlerle uğraşıyorsun diye seni dışlıyorlar. Bunları tek başına yapmakta en kötüsü hiç arkadaşınız, destekçiniz yoksa yalnız kalıyorsunuz.
Konya’daki sanatsal çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Konya’da sanatsal çalışmalar 2000 yılına kadar gayet güzeldi. Konya Güzel Sanatlar Galeri Müdürlüğümüz vardı. Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Mehmet Büyükçanga ise galerinin müdürlüğünü yapıyordu. Sergi salonu aktif bir şekilde çalışıyordu. 2000 yılında galeri müdürlüğünü kapatıp, kütüphanede resim sergisi salonu açtılar. Orada da kültürel faaliyetler çok kısıtlı ve sınırlı öğrencilerin yaptığı sergiler dışında bir faaliyet yok. Konya resim sanatına küsmüştür. Konya sanatsal açıdan değerlendirilmesi gereken bir yer olmasına rağmen yürütülen aktif bir faaliyet yoktur. Sanat adına yapılan tüm faaliyetler ise eksik ve yetersizdir.
Sanata yeterli destek veriliyor mu?
Yerel idarelerin destek verdiğini söyleyemeyiz. Türkiye’de Ankara, İzmir, İstanbul gibi şehirlerde sanatsal faaliyetler aktif olarak yürütülüyor. Ancak bu durum Konya’da ne yazık ki böyle değil. Konya’da hemen hemen sanatsal faaliyetler yok. Oysa yerel idarelerin ve bankaların sanata sanatçıya destek vermesi gerekir. Sergi salonumuz bile yok. Zindankale katlı otoparkın olduğu yerde sözde bir sergi salonu var ama kimseni haberi yok. Olsa ne olacak zaten orası sergi açılabilecek bir yer değil. Sokakta sergi açmak istiyoruz. Belediye ona da izin vermiyor. Daha önceleri sokak sanatçılığı da yaptım Gedavet Parkı’nın olduğu yerde sergi açmak istedim izin vermediler. Sokakta resim yapılmazmış. Oysa toplumda yetişen gençler sokaklarda neyi görüyorsa, yaşantısına da onu taşıyor. Sanat adına yapılan hiçbir faaliyet yok.
Öğrenci yetiştiriyor musunuz?
2008 yılında bu yana ücretsiz olarak ilgilenebildiğim sayıda öğrenciye resim kursu vermeye çalışıyorum. Genelde güzel sanatlar sınavına hazırlanan lise ve üniversite öğrencilerine elimden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyorum ve mutlu oluyorum. Şu anda da 4 kişiye özel ders veriyorum.
Yerel idareler sanatsal çalışmalarda sizden faydalanabiliyorlar mı?
Konya Büyükşehir Belediyesi olması rağmen maalesef sanat konusunda hiçbir çalışması ve desteği yok. Selçuklunun sanat beşiği Konya’da sanatı ve sanatçıyı korumak adına bir faaliyet yok. Eski sanat ustalarını da Bedesten çarşısından kaldırıp götürdüler, böylece sanatı da bitirdiler. Ne sanatı ne de sanatçıyı korudular. Sözde Tarihi Sanat Sokağı yaptılar, kimsenin uğramadığı ücra bir köşeye sanatı bitirdiler. Kültür Park adında bir alan yapıldı, içinde kültüre dair yapılan en ufak bir faaliyet yok. Geçen sene Rusya’ya gittim. Rönesans dönemindeki klasik tablo yapmamı istediler. Orada bulunan bin villaya resim yaptım. Konya’da hangi evde sanatsal bir tabloya rastlayabiliriz. Onu da geçtim. Belediye binalarında hangi sanatçının tablosu yer alıyor. Mevlana Kültür Merkezi’ne asılan tabloları KOMEK’te öğretmen olarak ders veren kişilerin fotokopi baskı üzerine yaptıkları boyalı tabloyu duvarlara asıyorlar. Daha önceki dönemlerde belediye ile çok iyi çalışıyorduk. Halil Ürün ve Mustafa Özkafa Bey’in olduğu dönemlerde Konya’da sanata çok değer veriliyordu. Belediyenin kültür müdürleri kitap çıkaracakları zaman gelerek bizden bilgi alırlar danışırlardı. Öyle ki o dönemlerde mağaza vitrinlerinde sergi açabilmek için sanatçı arkadaşlarımızla yarışırdık.
Konya’daki ressamların çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Sanatçılar sergiyi bir hevesle açıp bu sergilerden bir şey olmuyor. Para kazanmıyorum deyip geçmemeleri gerekir. Konya’da iyi yetenekli arkadaşlar var. İnsanlar sanatın çilesini değil, parasını istiyorlar. Oysa sanatla para bir arada yürümez. Sanat hem toplum hem sanat içindir, diyebiliriz. Çünkü yaptığınız eseri sanat olduğu için yaparsınız ama toplumda bir ilgi görmüyorsa da bu işi yapmanın bir anlamı kalmıyor. Elbette farklı dallarda hayatımı idame ettirmek için farklı dallarda da çalışıyorum ve resime yatırıyorum.
Türkiye’de bu alanda örnek gösterebileceğiz bir belediye var mı?
İzmir, İstanbul, Ankara sanatsal faaliyetler bakımında çok önde olan şehirler olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in çalışmaların çok beğeniyorum. Bir park yaparsınız ama bunun içine bir kültür yerleştirirsiniz. Parkın içine lokanta ya da çay bahçesi açmak kültür değildir.
Sanatı geliştirmek adına neler yapılmalı?
Şehirde yaşayan herkes başta yerel idareciler olmak üzere fedakârlık yapılmalıdır. Eski sanatçılar değer verilmeli onların sanatsal çerçevede yapılan faaliyetlerin içinde yer alması gerekir. Nesip Koçer, Konya’nın çok köklü ve yetenekli sanatçısı kim biliyor, kimsenin haberi yok.Sanatsal faaliyetlerde sanatçılar mutlaka yer almalıdır.( Melek Sarıtaş)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.