“Kadın sorunlarına duyarlı olmalıyız”

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Konya Şube Başkanı Yurdanur Sakaoğlu, “Eşit, aktif ve özgür yurttaş olarak, tüm karar mekanizmalarında etkin rol alabilen, değişimin öncüsü kadınların bulunduğu çağdaş Türkiye için çalışmak ve önderlik etmek asli görevim

“Kadın sorunlarına duyarlı olmalıyız”
Yayınlanma:

Yurdanur Sakaoğlu sizi tanıyabilir miyiz?

1947 Tokat doğumluyum. İlk, orta ve lise tahsilimi memleketimde yaptıktan sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümününden 1972 yıllında mezun oldum. Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünde görevlendirildim. Eğitim Enstitüleri’nin üniversiteye bağlanıp fakülteye dönüşmesinden sonra öğretim görevlisi statüsünde görev almaya devam ettim. İki kızım var.1988 yılında eşim Saim Sakaoğlu’unun profesörlüğü nedeniyle memleketi Konya’ya atanmasıyla buraya yerleştik. Eşim Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Konya kültürüne pek çok hizmeti olan basılmış kitapları ve yayınları olan bir ilim adamıdır. Birlikte Konya ile ilgili birtakım kültürel çalışmalarımız oldu. Bir televizyon programı düzenledik. Şehrimizi seviyoruz. Bu sevgiyle birlikte Konya’ya katkıda bulunmak içinde çırpınıyoruz. Bu kadar emekten sonra artık bilgi birikimimizi genç nesillere aktarmaya çalışıyoruz. 

Derneğiniz kimler tarafından ne zaman kuruldu?
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ( TÜKD ) 19 Aralık 1949 yılında Türkiye Cumhuriyetinin ilk ve önder üniversite mezunu kadınları tarafından kurulmuştur. Kurucu üyelerimiz Süreyya Ağaoğlu, Sara Akdik, Şevket Fazıla Giz, Nüzhet Gökdoğan, Remziye Hisar, Nebahat Karaorman, Müfide Küley, Türkan Rado, Pakize Tarzi, ve Beraat Zeki Üngör hanımefendilerdi. O dönem üniversite İstanbul, Ankara, İzmir gibi belli başlı şehirlerde bulunuyor. Anadolu’da yaygınlaşmadığı için derneğimizde bu alanlarda sınırlı kalmış. Bu dönemde dernek üyelerimiz kadın statüsünü geliştirmek için birtakım girişimlerde bulunuyorlar. İhtiyacı olan kız öğrencilere burs veriyorlar.  Derneğimiz, çok güzel ilerlemeler kaydediyor. Üniversite sayımız Anadolu’da arttıkça haliyle derneklerimizin şubeleri burada da açılmaya başlandı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin Konya Şubesi 1991 yıllında kuruldu. Bana ilk üyelik için geldiklerinde seve seve bu çalışma içinde yer alacağımı belirttim. İstediği halde üniversite tahsili yapamayan çok sayıda genç kızımız var. Onlara destek olmak onlar için bir şeyler yapmak benim için çok önemli olduğundan büyük bir sorumluluk duygusuyla özellikle emekli de olduktan sonra dernek yönetiminde faal olarak yer almaya başladım
Derneğinizin bağlı olduğu kuruluşlar var mı? Kaç şubeniz bulunuyor?
1953 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile uluslararası faaliyet izni alan derneğimiz 1955 yılında Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu (IFUW) üyeliğine kabul edilmiştir. TÜKD 2002 yılında da “Avrupa Üniversiteli Kadınlar (UWE)” birliğine de üye olmuştur. İlk şubesi Ankara’da kurulmuş olan derneğimizin halen 15 ilde 20 şubesi bulunmaktadır. Şubelerimiz; İstanbul ve Ankara’da üçer, Antalya iki şube olmak üzere, Adana, Bolu, Bursa, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, İzmir, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Samsun’da bulunuyor. Derneğimiz Konya’da kurulduktan sonra bir dostluk toplantısı yapmaya karar verdik. Avrupa Üniversiteli Kadınlar topluluğunu Konya’da ağırladık. 
Kadının toplumdaki statüsünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üniversite okuyan kadınlarımızın sayısının artmasıyla beraber kadın statüsü de önemli bir aşama kaydetti. Bu çok güzel sevindirici bir gelişme ancak toplumun kadına olan bakış açısı değişmedi. Kadına şiddet olayları sürekli artık gösteriyor. Bu durumda kadına toplumun bakış açısının değişmediğini gösteriyor. Kimse karşısındaki insanın hayatına son vermek gibi hakkı olamaz. Biz de bu alanda tepkimizi ortaya koyabilmek için “Kadına şiddete hayır!” programları düzenledik. Kadın sorunlarına duyarlı olmayı asli görev olarak kabul ediyoruz.
Öncelikli hedefleriniz arasından neler var?
Eşit, aktif ve özgür yurttaş olarak, tüm karar mekanizmalarında etkin rol alabilen, değişimin öncüsü kadınların bulunduğu çağdaş, laik Türkiye için çalışmak ve önderlik etmek öncelikli misyonumuz diyebiliriz. Çağdaş eğitimi yaygınlaştırmak, üniversite yönetimleri ile iş birliği oluşturmak, ilgili ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak Türkiye ‘de üniversite mezunu kadın sayısını arttırmak, kız çocuklarının okullaştırma oranını arttırmak için oluşturulan projelerin içerisinde yer almak. Kız öğrencilere yönelik burs programlarını geliştirip yaygınlaştırmak. Kız öğrencilere yönelik siyasette ve karar mekanizmalarında kadın konulu eğitim programları düzenlemek. Üniversiteli kız öğrencilerde aydın ve çağdaş yurttaşlık bilincini oluşturmak ve geliştirmek istiyoruz.
Kaç üniversiteli genç kıza burs imkânı sağlıyorsunuz?
Derneğimiz, şu anda 28 kız öğrenciye ayda 100 TL burs imkânı sağlıyor. Kızlarımıza hem maddi hem manevi destek sağlıyoruz. Kızlarımız derneğimizle tanıştıktan sonra kendilerini sahipsiz hissetmiyorlar. Özel problemlerini de bizimle paylaşıp burada eğitimli alanında uzman arkadaşlarımızla onlara yol gösterebiliyoruz. Onlara anne şefkatiyle yaklaşıyoruz.
Yardım alacak öğrencileri neye göre belirliyorsunuz?
Kız öğrencilerimiz derneğimizin formlarını dolduruyor. Bu formda aile bilgileri yazıyor. Tüm bunları değerlendiriyoruz. Değerlendikten sonra karar veriyoruz. Kimseyi de geri çevirmek istemiyoruz. Alamayanlara yine de burs imkânı sağlayacak birini bulmaya çalışıyoruz. Tabii anne babasını kaybeden genç kızlarımız biraz daha öncelikli oluyor. Burs imkânını 4 yıllık üniversite okuyan kızlarımız, faydalanıyorlar. 
Yeni dönemdeki çalışmalarınız nelerdir?
Bu dönem üye sayımızı arttıracağız. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ancak üniversitemizin kadınları üye değil. Üniversitemizde görev yapan kadınlarımızı üye yapmayı düşünüyoruz. Yeni dönemde üniversitemizde üye kayıt sayımızı arttıracağız. Genç kızlarımızı mutlu görmek bizi çok memnun ediyor. Burayı bir amaç edinsinler, toplumun sorunlarının bir yerinden tutmayı öğrensinler istiyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarının yetiştirdiği idealist öğretmenlerin öğrencisiyim. Çarşamba ve cumartesi günleri okula yarım gün giderdik. Arta kalan boş zamanlarda mecbur olmadığı halde bize matematik dersi verirdi. O dönemin idealist öğretmen ruhu maalesef bu dönemde yok. En azından toplumun sorunlarına duyarsız kalmamayı öğretirsek amacımıza ulaşmış olacağız. Önemli olan toplum sorunlarına çözüm bulmak. Birlik beraberlik içinde toplumdaki insanlara fayda sağlamak için bir şeyler yapmaktır. Toplum için kendi özel zamanlarımızdan fedakârlık yapıyoruz. Her şeyi toplum için ülke için yapıyoruz. Millet olmanın faziletini birlikte yaşıyoruz. Çünkü millet olmak kolay değil. Aynı ulus için çalışmanın faziletini yakalamak bu uğurda çalışmalar yapmak güzel olacaktır.

Melek Sarıtaş

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.