İlk dijital heykeltıraşçılık Konya’da başladı

​Türkiye’de ilk dijital heykeltıraşçılık sanatını Konya’da başlatan Anar Eyni Sanat Atölyesi Heykeltıraş Sanatçıları Furkan Payas ve Şafak Yükseler ile heykeltıraş sanatına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik

İlk dijital heykeltıraşçılık Konya’da başladı
Yayınlanma:

Furkan Payas ve Şafak Yükseler sizi tanıyabilir miyiz?

Furkan Payas: Konya doğumluyum. Güzel Sanat Lisesi’nden mezun olduktan sonra çocukluğumdan beri ilgi duyduğum resim ve heykel sanatından dolayı bu bölümle ilgili sınavlara girdim ve birincilikle kazandım. Selçuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Heykeltıraş bölümü mezunuyum.

Şafak Yükseler: Konyalıyım. 2012 yılında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Heykel bölümünden mezun oldum. Bölümün ilk mezunlarındanım. Heykelin birçok alanında; ahşap, heykel, mermer, taş, metal gibi ürünlerim var.

Heykeltıraş sanatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Furkan Payas: Terzilik, berberlik gibi tüm işleri aslında bir sanat dalı olarak görüyoruz. Tabii ki her işte olduğu gibi heykeltıraş sanatı da usta-çırak ilişkisi içerisinde gerçekleşiyor. Heykeltıraş sanatıyla aslında insana şekil veriyoruz. Heykeltıraş sanatı, kendini teslim ettiğinde vücut bulan ve bedende bedene geçebilen özel bir şeydir. Heykel sanatının biz sanatçıların hayatında çok önemli bir yeri var.

Türkiye’de ilk kez dijital heykeltıraşçılığı başlattınız. Dijital heykeltıraş sanatı nedir?

Furkan Payas: Avrupa’da özellikle dijital heykeltıraşçılık çok yaygınlaştı. Türkiye’de ise Konya’da ilk kez dijital heykeltıraşçılık Anar Eyni Atölyesi’nde başladı. Heykelimizi sanal ortamda çalışıyoruz. Tabii bunun için öncelikle geleneksel eğitimden geçmek gerekiyor. Bu işi sadece dijital ortamlarda gerçekleştirenler, geleneksel eğitimi bilmedikleri için heykel sanatının sonunu getiremiyorlar. Yani bu durumda sanatsal bir süreç işlemiyor.

Elbette teknolojiyi kullanmak gerekir. Çünkü çağımız teknoloji çağı olduğu için ayak uydurmak lazım. Tabii ki gelenekseli biliyor ve bundan asla vazgeçmiyoruz. Çünkü bu sanatı usta-çırak ilişkisi temeli üzerine kurup öğrendik. Sanatsal yönde ilerleyerek çamur, kil, mermer, ahşap, yontu gibi tüm malzemelerin tadına baktık. Daha sonra bunları dijital ortama aktardık. Çünkü dijital ortamın bize getirdiği avantajlar vardı. İkisini birleştirdik ve harmanladık.  Dijital heykeltıraşçılık konusunda çok güzel çalışmalarımız oldu. İstanbul Brifing Haftası’nda Selçuk Erdem, Erdinç Yaşaroğlu gibi ünlü karikatüristlerin büstlerini çalıştık. Çok büyük beğeni kazandı. 2015 yılında da Cem Yılmaz’ın büstünü çalıştık. Kendisine hediye edildi. Dijital heykeltıraşçılıkta Türkiye’de ilkiz hem geleneksel hem teknolojiyle bu işi sürdürmeye çalışıyoruz.

Şafak Yükseler: Türkiye’de ilk kez AVM’ de bir sanat atölyesi açtık. Sanatın mutfak kısmını insanların çoğu bilmez. Ancak burada insanlar, sanat eserinin gerçekleştiği her evreyi görebiliyorlar. İnsanlara merak ettiklerini gösterebiliyoruz. Printer teknolojisi de normalde sanayide kullanılıyor.  Printer hazır şekillenmeyi, bakır kabloları eriterek oluşturuyor. Programda heykeli hazırlıyoruz. Sanatsal kaygılarla yapılan detaylı çalışılan bir eseri, bilgisayarda heykel programında modelleyip printere aktarıyoruz.

Heykel sanatında geleneksel ve dijitali nasıl değerlendirirsiniz?

Şafak Yükseler: Geleneksel sanatı bugüne kadar hiçbir şey bitirememiştir. Çünkü geleneksel sanata uygun olarak bir eseri elinizle şekillendirmeden heykel yapmış sayılmazsınız, sadece öyle görünür.

Geleneksel heykel sanatının daha zor olduğu söyleyebilir miyiz?

 

Furkan Payas: Tabii ki geleneksel heykel sanatı için bu işin bel kemiği diyebiliriz. Geleneksel heykel sanatını öğrenmeden dijital sanatı ortaya çıkarmak mümkün değildir. Altını çizerek söylemek gerekirse usta- çırak ilişkisi çok önemlidir.

Tasarımlarınızı yaparken nelerden besleniyorsunuz?

Furkan Payas: Her şeyin yetiştiği ayrı bir toprak vardır. O toprakta daha güzel vücut bulur. Çünkü o şartlarda daha güzel hale gelir. Biz de tasarımlarımızı yaparken bize ilham veren güzel şeylerden besleniyoruz. Konya’nın çok güzel bir tarihsel ve kültürel geçmişinden aynı zamanda manevi havasından da ilham alabiliyoruz. Konya bu açıdan bize büyük keyif veriyor. Tabii ki her şehrin bir tadı, rengi ve dokusu var. Ama biz Konya’nın çocuklarıyız. Konya’yı bu anlamda güzel çalışmalar yaparak iyi tanıttığımızı düşünüyoruz.

Şafak Yükseler: Konya Selçuklu medeniyetinin başkentliğini yapan bir şehirdir. Ayrıca bu şehirde olan çok büyük iki zat var. Hz. Mevlana ve Şems Tebriz-i hazretleri, onların bu topraklara kattığı inanç ve yaşam felsefeleri var. Bu şehir aslında sevgiyle kutsanan bir şehirdir. Bu şehirde yaşayan tüm sanatçılar bunun hazzını alıyor. Çünkü sanatçı çabuk hisseder. Kendimizi bu şehirde çok iyi hissediyoruz.

Heykel sanatçısı olmak zor mu? Bu sanat sizin için ne ifade ediyor?

Şafak Yükseler: Heykel sanatına uzaktan bakar, olayın gidişatını göremezseniz sanatçı olmaz, sadece bir sanat ortaya koyarsınız. Biz sanatçı olmak için uğraşıyoruz. İnsanların eline gözüne bir güç verilmiş gönülden gelen bir şeyleri yapmadan sanatçı olunmuyor. Beyninizle hareket etmezsiniz. Hocamız hep şöyle söyler : ‘Anatomiyi bilin, ama unutun’ peki neden unutuyoruz? Anatomik bir heykel yapacaksak unutmanın manası nedir, tam tezat gibi görünüyor. Heykel sanatı beyinle alakası olmayan tamamen ruhani bir sanat dalıdır. Yani insanın kendi özünden çıkanı şekle dökmesi diyebilirim.

Sanatsal faaliyetlerin bir terapi olduğunu söyleyebilir miyiz?

 Furkan Payas: Kesinlikle çok doğru sanat aynı zamanda bir terapi görevi görüyor. Sanatla uğraşan insanların ruh hali her zaman güzeldir. Yaşadığım bir olaydan söz etmek istiyorum. Bir psikolog, çocuk hastası için bize, çocuğun çamurla ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek, yardım istedi. Biz de yardımcı olduk. Düşünün psikologun bile yetersiz kaldığı zamanlarda, sanat devreye giriyor. Sanat öyle bir şey ki insanın, eksiklerini farkına varmasını ve kendisini tamamlamasını sağlıyor.

Anar Eyni Atölyesi yeni bir atölye midir? Bilgi verir misiniz?

Furkan Payas: Anar Eyni Atölyesi’nin 25 yıllık bir mazisi var. Bosna Hersek ve Meram bölgesinde sanat atölyesi mevcuttu. Burada sanatsal faaliyetler sürekli devam ediyordu. Ancak bizim Kent Plaza’da farklı bir konsept oluşturmamız yaklaşık bir buçuk ay oluyor. Daha çok yeniyiz ancak geçmişimizin çok sağlam olduğunu söyleyebiliriz.

Anar Eyni Atölyesi’nin önümüzdeki günlerde açacağı kurslar hakkında bilgi verir misiniz?

Furkan Payas: Anar Eyni Atölyesi’ni Kent Plaza’da açmak halkın çok ilgisini çekti. Atölyemizde sanatın resim, desen, heykel gibi farklı dallarda kursları yakın zamanda açacağız. Yeni bir atölye ortamı oluşturacağız. Her türlü sanatsal etkinliği gerçekleştireceğiz.

(Melek Sarıtaş

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.