Dünya ‘Organik Pazar’a yöneliyor

Prof. Dr. H. Hüseyin Hadimli, organik tarım ve hayvancılık konusunda İngiltere’de Zooteknist Newcastle Universitesi’yle bir protokol imzaladıklarını belirterek, orada yaptıkları çalışmaları ve tespitlerini anlattı

Dünya ‘Organik Pazar’a yöneliyor
Yayınlanma:

Organik tarım ve hayvancılık nedir?

Organik Tarım; toprağın sadece doğal gübre ile işlenmesi, kimyasalların ve zirai ilaçların kullanılmaması olarak ifade edilebilir. Organik Hayvancılık ise böyle topraktan elde edilen yem maddeleri ile hayvanların beslenmesi ve hayvanlarda sınırlı ilaç kullanılmasıdır.

Organik tarıma geçiş ilk ne zaman başlamıştır?

Organik tarım ve hayvancılık faaliyetleri dünyada 1900’lü yıllarda görülmekte ve 1930’larda Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamıştır. Daha sonra, 1972’de Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) kurulmuştur. Dünyada ilk geniş boyutlu yönetmelik AB tarafından 1991 yılında yayımlanmış ve 1999’da birçok değişiklik yapılarak hayvansal ürünlerle ilgili kısım eklenmiştir. Daha sonra, İsviçre, FAO, ABD ve Japonya’da tarafından organik tarım standartları tüm dünyada küresel pazar hareketlerini etkilemiştir. Şu an dünyada yapılma oranına baktığımızda yüzde 5 oranında gerçekleşiyor. Ülkemizde bu oran çok daha düşük eğer biz gerçekten tüketicileri suiistimal etmeden taleplerini karşılamak istiyorsak bu oranı arttırmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizde organik tarımın izleri ne zaman görülmeye başlandı?

Türkiye'de 1970'lerde küçük adımlarla başlayan organik tarımın ticari bir önem kazanması 1990'larda olmuştur. 1992'de 'Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO)' kurulmuştur. 1994'de 'Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik', 2002'de ise 'Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik' yürürlüğe girmiştir. 2004'de Organik Tarım Kanunu kabul edilmiş ve organik üretimin kurallarının belirlenmesi ve kontrol mekanizması oluşturulmuştur.

Türkiye’de bu pazar yeterli ilgiyi görüyor mu?

Ülkemizde son yıllarda organik tarım ve hayvancılık ürünlerine karşı tüketici talepleri artmış ve ticari olarak pazar oluşmaya başlamıştır. Bununla birlikte, organik ürünlerin fiyatı organik olmayan ürünlere göre neredeyse 2 kat daha pahalıdır. Ancak, ülkemizde uluslararası düzeyde organik ürün yetiştiren işletmelerin sayısı oldukça azdır.

Organik tarım ve hayvancılık için uygun şartlara sahip miyiz? Türkiye’de organik hayvancılık uygulanabilir mi?

Bugün, ülkemizde Ulusal Organik Tarım Enstitüsü veya Organik Tarım Araştırma ve Eğitim Merkezi konumunda bir yapılanma bulunmamaktadır. Ayrıca, organik tarım ve hayvancılık sektöründe çalışabilecek teknik personel sayısı da oldukça yetersizdir. Aslında ülkemiz organik hayvancılık yapmaya oldukça müsaittir ve büyük bir pazar payı vardır. Bununla birlikte yetiştiricilerimizin özellikle hastalıklar konusunda ve beslenme konusunda dikkat etmesi gereken noktalar vardır. Bu konuyla ilgili zaman zaman eğitim çalışmaları da yapılması planlanmaktadır.

Konya  tarım ve hayvancılığın yapıldığı önemli şehirler arasında yer alıyor. Bu konuda eksiklikleri giderme anlamında yapılan bir proje var mı?

Bu eksiklikleri gidermek için Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Konya Veteriner Hekimler Odası, Konya Önder Çiftçi Derneği ve Mersin İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği ortak bir proje hazırlamıştır. Europass+ KA1 Yetişkin Eğitimi kapsamında Dr. Bülent Bülbül ve Dr. Bümin Emre Teke tarafından “Doğayı Tüketmemek İçin Akıllı Fikirler: Organik Hayvan Yetiştiriciliği” isimli proje (2015-1-TR01-KA104-017669) “Avrupa Birliği Bakanlığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı”na sunulmuş ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenmiştir. Proje kapsamında 24 Veteriner Hekim ve Zooteknist Newcastle Universitesi, Newcastle, İngiltere’de 11-24 Eylül 2016 tarihleri arasında; AB boyutunda organik hayvan yetiştiriciliğinin; tarihçesi, genel ilkeleri, mevzuat ve yönetmelikler, kontrol ve sertifikasyon, organik yem bitkileri yetiştiriciliği, organik hayvansal ürünlerin işlenmesi, muhafazası ve pazarlanması, hayvan sağlığı ve refahı, karşılaşılan sorunlar ve çözüm yolları gibi konularında teorik bir uygulamalı olarak kursa katılmışlardır. Projenin hazırlanmasında ana hedeflerinden birisi de ülkemizde organik tarım ve hayvancılık adına gündem oluşturmaktır. Organik tarım ve hayvancılık yöntemini benimsemiş teknik personeller, kurumları nezdinde projeler üretmek için çalışacak, kazanımlarını anlatacak ve yeni personellerin eğitimi için kurslar düzenleyeceklerdir.

Yurt dışındaki izlenimleriniz nelerdir?

Yurt dışında organik hayvancılık işletmeler ile klasik işletmeler gezdik. Hatta aynı işletmede her ikisini yapanlar vardı. Ancak bu işlemleri birbirinden ayıran nokta şuydu; tarladan gelen hayvan yemlerinde kesinle kimyasal ve sentetik gübreler dâhil kullanılmıyordu. Klasik yöntem de ise hayvanlarda kullanılan yem maddeleri bildiğimiz gibi özellikle kimyasal ürünlerle besleniyordu. Her ikisini fiyat yönünde karışlaştırdığımızda yaklaşık organik ürünler klasik ürünlere göre en az 2 kat daha fazla pahalıydı. İngiltere’de gördüğümüz en önemli nokta az maliyetle ya da eldeki imkânları azami kullanarak basit işlemlerle verim almak istiyorlardı. Gerçekten de bizim ülkemizden daha çok verim aldıklarını tespit ettik.

Organik ürünler son zamanlarda yoğun ilgi görüyor. Ancak tüketicinin bunu anlaması oldukça zor, tüketicilere ne tavsiye edersiniz?

Bir ürünün organik ürün olup olmadığını tüketici anlayamaz. Çünkü organik ve klasik tarım arasındaki tek fark organik hayvancılıkta kimyasalların ve antibiyotiklerin kullanılmamasıdır. Dolayısıyla aslında bu yetiştirme aşamasında yapılan bir uygulamadır. Eğer üründe antibiyotik kalıntılar varsa bunu çeşitli testlerle laboratuar ortamında ortaya koyabiliriz. Ama antibiyotik kontrolü çok rutin yapılan bir uygulama değildir. Ancak bir şikâyet ya da bir araştırma varsa bu durum söz konusudur. Yetiştirilen ya da tüketilen ürünlerde antibiyotik kalıntı istenmez. Hayvancılıkta da antibiyotik kullanımı oldukça sınırlıdır. Ülkemizde organik tarım ve hayvansal ürünlerin yetiştirilmesi ve pazarlanmasında yanlış uygulamalar ve suistimaller söz konusudur. Tüketiciler mağdur olmamaları ve sağlıklı ürünlere ulaşabilmek için mutlaka sertifikalı organik ürünleri istemelidir.

Organik tarım pahalı bir yöntem mi?

Organik tarım ve klasik tarım birbiriyle karşılaştırıldığı zaman organik hayvancılığın daha az maliyetle yapılacağı bir gerçektir. Aslında organik hayvancılık, 100 yıl önce yapılan bir işlemdir. Klasik hayvancılıkta yoğun olarak kimyasal ürünler, yabani ot ilaçları, hayvanlarda antibiyotik kullanılması, kimyasal dezenfektelerin kullanılmasıyla yapılmaktadır. Bu saydığımız tüm işlemler organik tarım ve hayvancılıkta kullanılmamaktadır. Dolayısıyla organik tarım ve hayvancılık doğanın kendisine yenileme şansının verilmesidir ve doğaya yeniden dönüştür. Son yıllarda organik tarım ve hayvancılık alanında hızlı bir gelişme oldu. Tüketim toplumu ya da tüketiciler organik ürünleri daha tercih etmeye başladı. Organik yetiştirilen sebze, meyve, hayvan sütü, yumurtası ve etinin tercih edilmesinin yanı sıra fiyat olarak da yetiştiricilere bir avantaj sağlamaktadır. Neredeyse klasik yetiştirilen ürünlerin hemen hemen 2 ya da 3 katı bir fiyatla pazarda satabilmektedir. Bununla birlikte organik tarım ve hayvancılık günümüzde suiistimale açık bir konudur. Çünkü tam organik şartlarda yetiştirilmeyen ürünler pazarda organik olarak satılmaktadır ve kısmi olarak üreticiler yanıltılmaktadır.

Konya’da organik hayvancılık hangi bölgelerde yapılabilir?

Türkiye’de tüm alanların toprakları ve hayvancılık yapılacak yerleri değerlendirdiğimizde her yerde organik hayvancılığın yapılabileceği gibi bir durum söz konusu değil. Kullanılmayan atıl vaziyette bulunan meralar ve dağlık alanlar özellikle rahatlıkla kullanılabilir. Konya’da organik hayvancılık yapılan bölgeler vardır. Özellikle Beyşehir, Seydişehir, Hadim Bozkır, Akşehir, Ereğli bölgelerinde özellikle yaygın tarım alanı olmayan yerler mayıs ve ekim sonu sürelerinde organik hayvancılıkta kullanılabilir. Sıfır maliyetle doğadan gelecek ürünle hayvanlar yetiştirebilir. (Melek Sarıtaş)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.