Çocuk gelinin yaşamla mücadelesi örnek oldu

13 yaşında evlendirilmek zorunda bırakılan Ressam ve Şair Selvi Sertdemir, ilginç yaşam öyküsünü ve yaşadığı zorlukları başka kız çocuklarının da yaşamaması için neler yaptıklarını anlattı.

Çocuk gelinin yaşamla mücadelesi örnek oldu
Yayınlanma:

Resim Sanatçısı Selvi Sertdemir, toplumsal bir yara olan çocuk gelinlere dikkat çekmek ve erken yaştaki evliliklere “Dur” demek amacıyla açtığı sergilerinden bir yenisi olan “Selvi Sertdemir’de Çocuk Gelindi Kişisel Yağlı Boya ve Ahşap Yakma” resim sergisi ve yer aldığı sosyal sorumluluk projeleri hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.

Selvi Sertdemir kimdir?

Konyalı olup, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan ve 13 yaşında evlendirilip bir çocuk gelin olup, 15 yaşında anne olan Selvi Sertdemir, bu sergilerini bir sosyal sorumluluk sanat projesi olarak planlamış. İlk iki sergisini Kıbrıs’ta, açan sanat açtığı sergilerde topluma mesajlar veriyor. Sanatçı aynı zamanda Kıbrıs Sos Çocuk Köyü’nde devlet koruması altında bulunan çocuklara eğitici annelik yapıyor.

Kaçı yaşında evlendirildiniz?

13 yaşında kendi isteğimin dışında babam tarafından Danimarka’da yaşayan bir arkadaşının oğluna sözüm verildi. Kabul etmek istemedim ancak babam gönül koyunca ona kıyamadım ve kabul etmek zorunda kaldım. Çok üzülmüştüm. 15 yaşında ilk çocuğumu kucağıma aldım, 21 yaşında ise 3 çocuk annesiydim. Kendimde hep bir eksiklik hissederdim. Küçüklüğümden bu yana hep okumak ve resim öğretmeni olmayı arzu ediyordum. Ancak olmadı.

Çocukluğunuzu yaşabildiniz mi?

Babam sözümü verdiğinde daha sokakta oyun oynuyordum. Çocukluğumu yaşayamadım. Annem ve babam yanımda yoktu yaşadıklarımı yalnızca ben bilirim. Bir mücadele verdim.  Hayat çok zor ve hiçbir zamanda geri dönüşü olmuyor.

Evliliğiniz hala devam ediyor mu?

Hayır, eşimle ayrıldık. 26 sene boyunca evliliğimiz devam etti. Ancak daha sonra eşimin yurt dışında olması aile birliğinin bir türlü sağlanamaması nedeniyle evliliğimizi sonlandırdık.

Peki, evlendikten sonraki hayatınız nasıl sürdü?

Evlendikten sonra hiç boş kalmadım. Hep daima kendimi nasıl yetiştirebilirim diye düşündüm. Resim kursu olmak üzere çok farklı kurslara gittim. Konya’da ilk kez otobüs ehliyeti alan kadınım aynı zamanda, hatta çalışmak için firmalara gittiğimde kadın olduğum için kabul etmediler. Tabii kendimi geliştirmem ve yetiştirmem konusunda eşim daima destek olup yanımda yer aldı.

Çocuk gelinler hala görebiliyoruz. Sizce sizin yaşadığınız dönemle şu an arasında bir değişiklik var mı?

 Bana göre çok az hatta Konya’da hala olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü insanlar genelde küçükken alalım kendimize göre yetiştirelim diye düşünüyorlar. Bu çok acı ve yanlış bir düşüncedir. Evlilik için 18 yaş bile küçüktür. Bu sadece bizim toplumumuza özgü bir şey değil. Aynı durumu İngiltere ve Amerika’da yaşayan göçmenler de yaşıyor.

Çocuk gelin konusuna dikkat çekmek fikri nasıl ortaya çıktı?

Çocuk Gelinlere Hayır, diyor ve sanatla sesimizi duyurmak istiyoruz. Çocuklarımızın hayalleri elinden alınmasın düşüncesiyle yolara çıktım. 13 yaşında evlendirildim hayallerim vardı. Bir anda beni, bir eş, bir anne olarak, omuzlarında ağır bir yükle hayatımı devam ettirmek zorunda bıraktılar. Bu benim istediğim bir hayat maalesef değildi.

Ressamlık konusunda kurslar hariç özel ders aldınız mı?

Kızımın üniversiteye kazanmasından sonra Kıbrıs’a gittik. 15 yıl önce orada sokakta eski yerleşim Girne kapısında yabancı bir ressamdan ders aldım. Ben noterde çalışıyordum.  Yabancı ressam pazar günleri Girne kapısına gelirdi, orada beraber portre çalışırdık. Yaklaşık 5 yıl süre boyunca bu şekilde devam ettim.

İlk serginizi ne zaman açtınız?

Kıbrıs’ta ilk sergimi açtım. Ancak Kıbrıs halkı bana destek vermedi. Çünkü ‘bizim burada çocuk gelin yok’ dediler. Medya çok destek verdi. Türkiye’de şairler çocuk gelin şiiri yazıp gönderdiler. İlk sergim medya desteğiyle çok ses getirdi. Magosa Belediyesi ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 20’ye yakın bir sanatçıyla bir araya gelerek bir sergi açtık.

“Asrın Art Selvi Sert Demir’de Çocuk Gelindi” projesinden söz eder misiniz?

Projemin Genel Sanat Yönetmeni ve Konya Temsilcisi Süleyman Şolpan’dır. Türkiye genelinde ve yurt dışında 44 temsilcimiz bulunuyor. Uluslararası bir projedir. Şu ana kadar Türkiye’de

Marmaris, İzmir, İstanbul, yurt dışında Norveç, Danimarka, Almanya, İsviçre, Azerbaycan gibi ülkelerde her ay sergi açtık ancak çok ağır geldi. Süreyi biraz daha arttıralım diye düşündük. En son sergimizi de Süleyman Bey ile birlikte karma kişisel sergimizi açtık. Tabii sergimizde şiir dinletisi, drama ve kısa filmimizde var.

Aynı zamanda gönüllü anne olarak bir proje içinde yer alıyorsunuz. Yer aldığınız projeyi anlatır mısınız?

Kıbrıs’ta SOS Çocuk Köyü’nde eğitici anne olarak çalışıyorum. Orada devlet koruması altındaki çocuklara eğitici annelik yapıyorum. Orası benim ikinci hayatım. Çocuklarımı büyüttüm. Şimdi başkalarının çocuklarını büyütüyorum.  Onların okuması kendilerinin geliştirmeleri için elimden geleni yapıyorum. Resim yapıyoruz, şiir yazıyoruz. Tabii ne yaparsak yapalım onlarda en büyük eksiklik anne ve baba ancak elimden geldiğim kadarıyla onlara destek olmaya çalışıyorum. Ayda 6 gün iznim var, onun dışında beraber yaşıyoruz. Orada biz de dönem dönem eğitimler alıyoruz.

Şu anda da Kıbrıs Sivil Savunma Teşkilatıyla beraber yapacağımız bir projemiz var. SOS’a bağış amaçlı Türkiye’den getirdiğim ressamlar oraya bağış yapacaklar. İnşallah onaylanır.

Topluma ne mesaj vermek istersiniz?

Çabamız artık çocuk gelinleri olmamasıdır. Bir kadın çok önemlidir. Kadın iyi yetiştirilmeli ki iyi nesil yetiştirebilsin. Ben hiçbir zaman pes etmedim, hayallerimin peşinde kararlı adımlarla yürüdüm. Yolama elbette engeller çıktı, ancak doğru yaptığıma inandığım hiçbir şeyden vazgeçmedim. Kızlarımızı okutalım. Herkesin içinde yatan bir cevher vardır, önemli olan onu açığa çıkarmaktır. Ben yaşadıklarımdan yola çıkarak güzel işler yaptığımı düşünüyorum, inşallah toplumun bilinçlenmesi konusunda bir katkımız olacağına inanıyorum.( Melek Sarıtaş)

 

YIKINTILAR

 

Sen gidersen sesim kısılır

Cümlelerim biter

Sen gidersen eğer

Yokluğunda mevsim hazana döner

Güneş doğduğu her ufukta söner

 

Sen gidersen boşluğa düşerim

Umutlarım tükenir

Acılarım dinmez

Sen gidersen eğer

Sensiz hayallerim biter

Soğuk bir gecede nefesim kesilir

 

Sen gidersen düğümlenir kelimeler

Gözyaşlarım damla damla akar

Tüm kapılar kapanır

Sen gidersen eğer

Karanlık dünyamda boğulurum

Yıkıntılarda kaybolurum

 

++++++++++++++++++++++++++++++

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.