Bankacılıktan baba mesleği çorapçılığa yöneldi

Asıl mesleği Bankacılık olan ancak baba mesleğini devam ettiren Huriye Aygün ile kadınlara örnek olacak başarı öyküsünü konuştuk.

Huriye Aygün sizi tanıyabilir miyiz?

1985 İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitim hayatım İstanbul’da geçti. Ardından Trakya Üniversitesi Bankacılık bölümünü bitirdim. Evliyim, iki çocuğum var. Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat bölümünü okudum. 6 yıldır, Konya’da yaşıyorum.

Tekstil atölyesi açma fikri nasıl ortaya çıktı?

Okulu bitirdikten sonra evde oturmaya alışamadım. Daima bir şeyler yapmak gerektiğine inandım. Çok da hiperaktif bir insanım, mutlak bir şeyler yapmam gerekiyordu. Özel bir bankada çalıştım. Daha sonra Konya’da büyük bir yazılım firmasında bölge müdürü olarak çalıştım. Ancak aklımda hep baba mesleğim olan çorapçılığı sürdürmek vardı. Aslen memleketim Sivas, bizim oralarda yüzde 90’ınımızın çorap fabrikası vardır. Bu mesleğin içine doğdum. Dolayısıyla hayatımda da hep bir işyeri açmak vardı. Bir türlü vazgeçemedim.

İşimden istifa ederek, çorap atölyemi açmaya karar verdim.

İş kurma sürecinde neler yaşadınız? Ailenizden gereken desteği gördünüz mü?

Bu süreç biraz zor oldu. Çünkü büyük bir yatırımdı, işin üstesinden gelebilmek için eşimden mutlaka destek almak gerekiyordu. Sağ olsun eşim ve ailem desteklerini hiç esirgemediler.

Tanıdığım bir arkadaşım, KOSGEB’in  (Küçük ve Orta Ölçekli işletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) verdiği desteklerden söz etti. Hemen bir araştırmaya giriştim. İŞKUR’a gittim, oradaki yetkililer, KOSGEB’e yönlendirdi. KOSGEB’te 72 saat süren bir Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi aldım. Eğitimler; Serbest Mali Müşavirler Odası (SMMO), İŞ-KUR ve KOSGEB işbirliğiyle gerçekleşiyor. Eğitimlerin içeriğinde nasıl girişimci olunabileceği anlatılıyor. İş kurmak isteyen insanlara ne yapması gerektiği, işin sürekliliğini nasıl getirebileceği anlatılıyor. Eğitimin ardından iş hazırlama planını geçiyorsunuz. Hibe almak için başvuruda bulunarak, projenizi sunuyorsunuz. Projem KOSGEB tarafından çok beğenildi. Prosedürler bittikten sonra atölyemi açtım. Aslından bundan sonraki süreç benim için daha yoğundu.6 ayda gibi bir sürede Çin’den gemilerle makinelerin gelmesini bekledim. Bu süre zarfında da atölyemdeki eksikliklerimi giderdim.

KOSGEB’ten ne kadar hibe aldınız?

1 Ocak 2013 yılında Bleksi bilgisayarlı çorap üretimi atölyemi açtım. KOSGEB’te 30 bin TL hibe aldım. Bunun yanı sıra 70 bin lira iki yıl ödemeksizin, iki yıldan sonra 8 taksitle sıfır faiz imkânıyla bir kredi hakkı sunuldu. Ancak kredi hakkımı kullanmak istemedim.

Atölyenizi büyütmek istiyor musunuz?

Tabii ki işimi büyütmek adına bir destek arayışındayım. İşime ciddi anlamda yatırım yapmayı düşünüyorum. Çünkü şükür verim konusunda bir sıkıntım yok. İşime gereken özveriyi gösteriyorum. Müşterilerimin çoğu Konya’da,  haftalık sabit giden yerlerimiz var. Ankara, İzmir, Antalya ve Doğu Anadolu bölgesine de çalışıyoruz. Nadirde olsa yurt dışına da ürün gönderiyoruz. Ancak şu anda ihracat yapacak yeterli bir kapasiteye sahip değilim. Bunu sağlamayı düşünüyorum.12 elemanımızla çalışıyoruz. İhracat yapabilmek için hem ekipman hem de eleman sayısını arttırmak gerekiyor. Çünkü aksi halde ürün yetişmiyor.10 makine daha getirme düşüncemiz var.

Türkiye’de kadınlar iş yaşantısında devlette dâhil olmak üzere sizce toplumca da yeterli düzeyde destekleniyor mu?

Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de aslında son zamanlarda kadınlara iş yaşamında yer almaları için ciddi destekler sağlanıyor. Mesela KOSGEB’in sağladığı desteklerden kadınlar yüzde 70, erkekler ise yüzde 60 oranında faydalanıyor. Çünkü devlette kadın girişimci sayısını arttırmak istiyor. Kadınlarımız, çok güçlü birden fazla rolü üstlenebiliyorlar. Bir kadının hem evde hem dışarıda çalışması kolay değildir. Aynı anda birden fazla işi bir arada yapabiliyorlar. Devletimiz de sağ olsun destekliyor. Ancak kadınlarımızın, biraz daha cesur olup, kabuğundan çıkması gerekiyor.

Kendi iş yerinizin olması size bir ayrıcalık kazandırıyor mu? Yoksa sizde önlüğü giyip makinenin başına geçiyor musunuz?

Patron olarak köşeye çekilip oturmak bana göre değil. Mutlaka bir şeyler yapmam gerekir. Öyle ki çocuklarımı bazen kendimle beraber yorup, onlara haksızlık mı yapıyorum diye düşünüyorum. Kendim de birebir işin başına geçip çalışıyorum. Hatta makinelerimin tamirini kimseye bırakmam mutlaka kendim hallederim. O yüzden makinesi bozulanlar tamir için beni ararlar. Benim elim işime mutlaka değmeli.

İnternet üzerinden de farklı ürünlerin satışı yapıyorsunuz? Hangi ara bu fırsatı buluyorsunuz?

Boş durmam söz konusu değil. Dediğim gibi hiperaktif ve aceleci biriyim. Taşlı ve isimli bebek emzikleri, tulumlar, battaniyeler gibi bebek ürünleri satıyorum. Çocuklar uyuduktan sonra malzemeleri halıya döküp başlıyorum. En erken saat 02.00’de uyuyorum. Hiç bir şey yapmadan duramıyorum. Mutlaka bir işle uğraşmam gerekiyor.

Bilgisayar üzerinde çorap üretim yapıyorsunuz. Çizimleri de kendiniz mi gerçekleştiriyorsunuz?

Atölyemizde 12 makinemiz bulunuyor. Bebek çorabından tutun, erkek çorabına kadar her gruba farklı renk ve desenlerde üretim yapabiliyoruz. Aslında bizim her yöremizin kendine özgü renkleri var. Doğu Anadolu bölgesinde daha koyu renkler, Eğe ve Akdeniz bölgelerin de daha ince ve renkli çoraplar tercih ediliyor. Çorabın üzerine desen çiziyoruz, bu bilgisayarlı ortam da gerçekleşiyor. Çizimleri kendim yapıyorum. Zor ve zahmetli bir iş ancak işimi çok seviyorum.

İş yeri açmak isteyen kadınlara ne tavsiye edersiniz?

Kadın olmak sadece ev işlerini yapmak ve çocuğa bakmak demek değildir. Önemli olan hayallerin peşinde koşmaktır. Elbette herkes kendi yapabileceği işi seçmelidir. Verdiğim seminerlerde de işveren bir kadın olmak için hep cesaretli ve güçlü olmak gerektiğini söylüyorum. Kadınlarımız eğer iş hayatı ve ev hayatı arasındaki çizgiyi iyi ayırt ederlerse üstesinde gelemeyeceği iş yoktur. Ürün isteyen kadınlar her zaman benim için önceliklidir, kadınlarımıza bu şekilde destek olmaya çalışıyorum.( Melek Sarıtaş)