AK Parti Konya Milletvekili Özdemir’den ‘deprem bölgesinde AFAD yoktu’ iddialarına yanıt!
Konya Haber: AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, ‘deprem bölgesinde AFAD yoktu’ şeklindeki açıklamalara tepki gösterdi. Özdemir ayrıca deprem bölgesinde yürüttüğü faaliyetlerden dolayı Konya Büyükşehir Belediyesi’ni tebrik etti.
Konya Haber: AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, ‘deprem bölgesinde AFAD yoktu’ şeklindeki açıklamalara tepki gösterdi. Özdemir ayrıca deprem bölgesinde yürüttüğü faaliyetlerden dolayı Konya Büyükşehir Belediyesi’ni tebrik etti.
AK Parti Konya Milletvekili Özdemir’in açıklamaları şu şekilde:
Elemimiz, acımız hakikaten çok büyük, anlatılacak gibi değil. Herkese başsağlığı diliyorum, hepimize başsağlığı diliyorum ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Şunu söyleyeyim: “AFAD yoktu.” değil, AFAD’ın karargâhında sabahın ilk ışıklarıyla beraber Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vardı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a bütün çalışmaları sebebiyle, koordinasyonu sebebiyle hassaten teşekkür ediyorum, oradaydı. Konya Büyükşehir Belediyesinin bütün ekibi oradaydı, ekipmanları oradaydı. KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Demir’e özellikle teşekkür ediyorum. Her ne kadar başka belediye başkanları “Hatay, gözün aydın, suyunuzu veriyoruz.” dedilerse de suyu veren Ahmet Demir’in kıymetli çalışmaları ve ekip arkadaşlarıydı, Konya Büyükşehir Belediyesiydi. Bu gerçekleri burada, bizim ifade etmemiz lazım. Yani hamaset yapacaksak, eğer ideolojik birtakım şeyler yapacaksak yanlış olur. Biz -Hatay koordinasyonuyla- Süleyman Bey'le arkalı önlü gittik; o tipi de o karda önümüz açılıyor, arkamız kapanıyor. Süleyman beyler bana telefon açıyorlar “Hocam gidebildin mi, açıldı mı, yolda mısın?” Yoldayım, gidiyorum, benden önce Konya Büyükşehir Belediyesi vardı. Dolayısıyla, bunları yabana atmamak lazım, yiğidi öldürelim ama hakkını verelim.
“AFAD yoktu.” “Jandarmada teşkilat kurulmamıştı.” “Fahrettin Koca orada değildi.” “Uğur İbrahim Bey orada değildi.” “Konya Belediyesi orada değildi.” Adres veriliyorum, İnci Bulgur’daki Konya Belediyesi konteynerlerini lütfen takip edin, lütfen.
Acımız çok büyük, hayat gülmek ile ağlamanın, sevinç ile hüznün, acı ile tatlının, zafer ile hezimetin, ciddiyet ile mizahın iç içe olduğu karmaşık bir düzen içerisinde ilerliyor. Karmaşık bu düzen içerisinde de toplumlar yaşadıkları olaylarla, olgularla olgunlaşıyorlar. Millet, millet olma bilincini acıyla daha yakından hissediyor; milletin ferdi, o milletin ferdi olduğunu ve millet karşısındaki değerini acılar, felaketler karşısında daha iyi anlıyor, millet de fertlerinin kıymetini daha iyi anlıyor.
45 bin kişinin ölmesi ile 1 kişinin ölmesi arasında “felaket” olarak nitelendirilme bakımından elbette bir fark yok ama “45 bin” 45 bin can demektir. 1 nerede 45 bin nerede? Elbette acımız 45 bin kat daha büyüktür ama bizim 1 insanımızı bile kaybetmeye tahammülümüz yoktur. Bizim ideolojilerimizi, dinî inançlarımızı, hedeflerimizi, gayelerimizi, partizanlıklarımızı bir kenara koyarak bu felaket karşısında biraz daha sorumluluk duygusuyla -ki millet bize bakıyor- metanetimizi koruyarak, gözyaşlarımızı içimize akıtarak, tenhada akıtarak daha serinkanlı değerlendirmeler yapmamız lazım. Eksiklerimizi tespit edelim, kusurlarımızı konuşalım; iyi yaptıklarımızı da konuşalım, nelerin yapılması gerektiğini de konuşalım ama sükûnetle, metanetle, vakarla, Meclise yakışır tarzda milletvekilliği özellikleri içerisinde bunları değerlendirmeye dikkat edelim.
Dolayısıyla, ben tamamen konuşmamın dışına çıkmak zorunda kaldım ama bu duygularımı da sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim, milletimizle paylaşma ihtiyacı hissettim. Biz burada eğer hesaplaşmaları yapacak olursak benim bildiğim de o kadar çok şey var.
Ben bunların hesaplaşmalarını burada söyleyecek olursam, emin olun, çok çok garip, tuhaf şeyler yaşarsınız.
Bir çorba ikram etmek üzere gelen bir büyükşehir belediyesinin çorbayı niye ikram edemediğini ben size söyleyeyim: Suyu unutmuş beyefendiler, çorbanın suyunu getirmeyi unuttukları için sıcak çorba ikram edemediler.
Daha başka birtakım şeyler de var, pek çok bildiğim şey var ama ben burada hesaplaşmanın derdinde değilim, sorumluluğun derdindeyim ve kendim dâhil hepinizi sorumluluğa davet ediyorum.”
Görsel Kaynak: AB Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.