Türk sanatının ünlü ismi Cinuçen Tanrıkorur Konya'da Aydınlar Ocağı'nda anıldı

Ud Virtüözü Cinuçen Tanrıkorur, vefatının 22. yılında, Konya Aydınlar Ocağı’nda Hâfız Ali İnan ve Mûsıkîşinas Enver Etik tarafından sözlü ve sazlı olarak yâd edildi.

Türk sanatının ünlü ismi Cinuçen Tanrıkorur Konya'da Aydınlar Ocağı'nda anıldı
Yayınlanma:

Hayatını Türk mûsıkîsine adayan Ud Virtüözü Cinuçen Tanrıkorur, vefatının 22.sene-i devriyesinde Konya Aydınlar Ocağı’nda sözlü ve sazlı olarak anıldı.

“Konya’da bir tabir vardır. Bir kişinin yiyecek ekmeği, içecek suyu, alacak nefesi tükendiyse; artık o kişinin miadı dolmuş demektir. Sevgili Cuniçen hocamız, takvimlerin 28 Haziran 2000’i gösterdiğinde ve saatler 19.40’da bir Çarşamba günü Hakk’a yürümüştür. Şu anda Cenab-ı Hakk ile arasında sırlanmıştır” diyerek sohbetine başlayan Hâfız Ali İnan, onun talebeleri olarak çeşitli zamanlarda ve farklı mekânlarda onu eserleriyle, fikirleriyle anmaya çalıştıklarını söyledi.

Ud Virtüözü Cinuçen Tanrıkorur’un 1985-88 yılları arasında Konya Selçuk Üniversitesi’nin Müzik Bölümünü kurarak mûsıkî dersleri verdiğini belirten Hâfız Ali İnan, bestekâr Tanrıkorur’un 1966’da bestelediği Tarla Dönüşü eserini Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı’nda Dr. Öğretim Görevlisi ve udî Mithat Çömlekçi ile birlikte seslendirdi.

Üstâd Cinuçen Tanrıkorur’un hayatını, talebesi olması dolayısıyla hatıralarını da dile getiren Hâfız Ali İnan, güftesi Güngör Fahri Tüzün’e ait “Ettiğin cevri bile kendime nîmet bilirim” adlı hüzzam bir eser ile hocasının bestelediği bayâti arâban peşrevini ney üfleyerek sundu. Programın sonunda Hâfız İnan, istek üzerine güftesi Feyzi Halıcı’ya, bestesi Cinüçen Tanrıkorur’a ait “Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim” şarkısını seslendirdi. Enver Etik ile birlikte Bestekâr Sadeddin Kaynak’ın eserlerini de okudular.

CİNUÇEN HOCAYLA BABA-OĞUL GİBİYDİK
Cinuçen Tanrıkorur’la 6 Mart 1985’te eski rektörlük binasında yapılan müzik sınavında tanıştığını ve hocanın korosuna katıldığını ifade eden İnan, böbrek nakli dolayısıyla 1989’da Konya’dan ayrılarak Amerika’ya giden Cinuçen Tanrıkorur’un 1991’de Türkiye’ye döndüğünü, 1995’ten itibaren de tekrar görüşmeye başladıklarını belirterek “Cinuçen Hocamla olan münasebetimiz ölüm tarihi olan 2000 yılına kadar çeşitli şekillerde, baba-oğul ilişkisi içerisinde devam etti” dedi.

O TÜRK MÛSIKÎSİ MİLLİYETÇİSİ İDİ
Mûsıkîşinas Mustafa Enver Etik de, konuşmasında Cinuçen hocayla nasıl tanıştığını şu sözlerle anlattı: “Cinuçen hoca, Konya’ya “Tamamen Batı mûsıkîsi ağırlıklı olan eğitimin yüzde 50 Türk mûsıkîsi, yüzde 50 Batı mûsıkîsi olması için özel olarak davet edilmişti. Kendisine has prensipleri vardı. Çok titiz bir insandı. Bu prensiplerin kabul edileceğine pek inanmadığı için gelmek istemedi. Rektör Halil Cin, “siz ne teklifte bulunursanız onu kabul edeceğim” demesi üzerine geldi. Kendisiyle müzik bölümünde tanıştım. Ben keman çalıyorum. Ayrıca edebiyat derslerine giriyorum dedim. Bana kimlerden hoşlandığımı sordu. Bende Sadettin Kaynak, benim için Türk mûsıkîsinin yetişmiş en büyük bestekârlarından birisidir, dedim. Cinuçen hoca tam bir Türk mûsıkîsi milliyetçisi idi. Bir örnek vermek gerekirse; mûsıkî bölümüne öğrenci alınacaktı. O kadar müzik hocası varken juri olarak yanına beni aldı. Öğrencileri ikimiz seçecektik. Bu arada Rektör Halil Cin bize bir liste göndermiş. Şu şu öğrenciler alınacak diye. Çok irade sahibi bir insan olan Cinuçen hoca, listeyi getiren kapıcıyı öyle bir azarladı ki, ”Eğer bunlar alınacak idi ise, biz burada niye böyle bir imtihan yapıyoruz” dedi ve listeyi geri gönderdi.”

Konya İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbetten sonra Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, konuşmacılar ile sazendelere kitap ve plak hediye etti.

CİNUÇEN TANRIKORUR KİMDİR?

Cinuçen Tanrıkorur (20 Şubat 1938 - 28 Haziran 2000) Türk bestekâr ve ud virtüözü, müzikolog ve şarkı sözü yazarı. İtalyan lisesi mezunudur. Uzun yıllar TRT'ye verilen müzik eserlerini inceleyen komisyonun başkanlığını yaptı. Müzik hayatı boyunca 505 beste yapmıştır. Şedd-i sabâ, Zâvil-aşiran ve Gülbûse makamlarını terkip etmesiyle birlikte bu makamlarda klasik fasılları da mevcuttur. 1986'da Fransız Devlet Radyosu’nca LP'si yapılan ilk Türk sanatçısı unvânına sahiptir. Münir Nurettin Selçuk'tan sonra Yahya Kemal’in şiirlerini en çok besteleyen ikinci kişidir. Feyzi Halıcı şiirlerinden çok fazla bestesi mevcuttur.

cinucen-3.jpg

Udda sahip olduğu mûsiki birikiminin yardımıyla kısa zamanda öne çıkmayı başaran Tanrıkorur bu konuda en çok Yorgo Bacanos’tan etkilenmiş, zaman içerisinde Ûdî Nevres ve Şerif Muhittin Targan gibi udda kendine özgü bir tarz ortaya koymuştur. Klasik tambur tavrına yakın, net ve parlak mızrap vuruşlarıyla çok melodi elde edilmesinin amaçlandığı bu tavırda sağ elden çok sol el etkili olup sol elle klavyede verilen nüanslar orijinaldir. Taksimlerinde ve eser icralarında yüksek hız pek görülmez. Ud icrası kendi ifadesiyle, “Bir tür tambur, biraz gitar, belki bağlama esintileri taşıyan, ağırlıklı olarak tambur üslûbunun etkisi altında kalmış, udla tambur arası, halk mûsikisini de çok sevdiğini belli etmeye çalışan karışık bir üslûptur.” Cinuçen Tanrıkorur mûsikinin her milletin kendi öz kültüründe şekillenen bir duygu-düşünce, her kültürün tarih, inanç ve geleneklerini anlatan kendi mantık, estetik ve semantiği içinde konuştuğu özel bir dil olduğunu söyler.

cinucen-1.jpg

Kanser hastalığı nedeniyle 62 yaşında ölmüştür.

Eserlerinden bazıları:

  • Kalbim seni bir yaz kuşu dinler gibi dinler
  • Günaydınım, Nar Çiçeğim
  • Bi Mekanım Bu Cihanda

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.