Konya
Parçalı az bulutlu
8°
Aksaray
Kapalı
7°
Karaman
Kapalı
6°
Ara
reklam

Yılbaşı gelirken! Özentilerin ‘Türk kültürü’ masalı

YAYINLAMA:

Öncelikle köşe yazmaya başlamışken bazı hususlarda anlaşalım. Birincisi; kimsenin bütün konularda bilgi sahibi olmak, insanların kafasındaki bütün sorularına yanıt bulmak gibi bir süper gücü yok. Kimse de o kadar tecrübeye, bilgiye sahip değil. Sahip olduğunu söyleyenler de yalan söyler, profesyonel olduklarını iddia edip ‘kişisel gelişim’ adı altında kitap çıkaranlar ise (bir gün o Şarlolar hakkında da yazacağım) cebinizdeki 3-5 kuruşa göz dikmiştir. Ben bildiğimi yazacağım. Ele almamı istediğiniz bir konu varsa, bildiklerim ölçüsünde ve vaktim nispetince görüşlerimi yazarım.

İkincisi; muhtemelen bunu sık sık hatırlatmak durumunda kalacağım ama yine de belirtmiş olayım. Yazılarımın sorumluluğu bana ait, çalıştığım kurum da dahil olmak üzere kimseyi bağlamaz. Görüşlerime katılmayan, “Şuraya katılmıyorum çünkü böyle böyle” yorumu yapar, paylaşılan görüşü ben doğru bulursam “Ha evet, bu daha doğru” derim. Makam mevki sahipleriyle görüşlerim ters düşmüşse, açıklama yaparlar, onu da yayınlarım, “Onlar da böyle diyorlar” derim. Tabii ki zamanım nispetince, ömrüm yeterse…

Üçüncüsü; ‘objektif’ olmayacağımı ve taraflı olacağımı baştan söyleyeyim.

Bu köşe yazısı işindeki anlayışım, “Memnun kalırsanız başkalarına söyleyin, eğer kalmazsanız bana söyleyin” şeklinde. Şanınıza yakışanı yapmanızı umuyorum.

Şimdi gelelim uzunca girizgahtan sonra esas mevzuya…

Yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte bir yanda çam ağacı süsleyenler, ‘Noel Baba’ kostümlerine girenler, diğer yanda “Müslüman Noel kutlamaz”, “Müslüman yılbaşı kutlar mı?”, “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” diyenler yine ortaya çıktı. Bitmek, tükenmek bilmeyen klasik tartışma…

Kimsenin imanına, dinine karışacak değilim. Fakat benim canımı sıkan bir kesim türedi memlekette. Bu can sıkıntısında da yalnız değilimdir umarım.

“Türkler, Orta Asya’da yaşarlarken ağaç süslerlermiş. Atalarımız da ağaç süslemiş, bizim yapmamızda da bir sakınca yok, bu kültürümüzün bir parçası” diyenler çıktı piyasaya. Daha eskiden bunlar var mıydı dikkat etmedim ama 1-2 yıldır bu modelleri sık görmeye, duymaya başladım. 

Samimi olun kardeşim, eğlenecekseniz eğlenin, eyvallah da Batı’ya özeniyorsunuz bunu da kabul edin. “Atalarımız şöyle, böyle” falan bırakın bu işleri ya. Niye ‘ataların’ omzundan ateş etme ihtiyacı hissediyorsunuz ki?

Bir kültür emperyalizmi söz konusu. Peki, bu emperyalizmi yapan kim? Gördüğümüz kadarıyla Avrupa’dan ziyade ABD. Herifler bir şeyleri türlü yollarla dünyaya yayıyor, siz de onların hayatlarını görüyor ve özeniyorsunuz. İnkar etmenin manası yok. “Özeniyorum kardeşim, öylesi hoşuma gidiyor” deyin, konu kapansın. Mevzuya Türk kültürünü falan katıp karıştırmayın yani.

Ha, eğer gerçekten “Atalarımız da kutluyormuş” düşüncesinden hareketle kutlama yapıyorsanız, bu düşüncenizde samimiyseniz size bir ‘çağrıda’ bulunayım. Madem atalarımızın izinden gitmeye meraklısınız veya onların izinden gittiğinizi savunuyorsunuz, öz Türkçe’de küfür yok. Sövmeyi bırakın, samimiyetinizi görelim. 

Var mısınız? Atalarımız gibi mert, sözünüzün eri misiniz bakalım.

Gerçi siz yine bir bahane uydurursunuz.

Esenlikler…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *