Konya
Parçalı bulutlu
5°
Aksaray
Kapalı
3°
Karaman
Az bulutlu
6°
Ara

Haberler

YAYINLAMA:

Şarkısı bile yapılan haberler neden dinlenir, neden izlenir? İnsanlar neden bir haber duyduğunda irkilir, merak eder veya o haberin kendi hayatıyla ilgisini kurmaya çalışır? Haber alma ihtiyacı, sadece bilgi edinme isteği değildir, aynı zamanda güven duygusunun, toplumsal aidiyetin ve dünyayı anlama çabasının bir yansımasıdır, denilebilir. Haberin konusu bizimle ilgili olduğunda daha da dikkat kesilmemizin nedeni, aslında kendimizi konumlandırma ihtiyacımızdır. Haber, bireyin dünyaya açılan penceresidir. Bu pencere kapandığında ya da bulanıklaştığında toplum da sağlıklı düşünce yapısı geliştiremez.

Oysa günümüzde dünya öylesine hızlı değişiyor ki hangi bilgiye güvenileceği, neyin gerçek neyin kurgu olduğu çoğu zaman karmaşık bir hâl alıyor. Eskiden haber dinlemek bir kültürdü, bir ritüeldi. Radyo başında bekleyen aileler, haber saati geldiğinde sessizliğe bürünür, spikerin tok ve güven veren sesiyle özetler başlardı. Ardından detaylara geçildiğinde herkes bir anda dış dünyayla bağlantı kurar, ülkenin ve dünyanın nabzı birkaç dakikalığına aynı odada atardı. Haber bittiğinde kısa yorumlar yapılır, sonra herkes kendi işinin başına dönerdi. O dönemlerde alın teri, emek, üretim, çalışmanın değeri tartışılmazdı zira çalışmadan kazanmak hem ayıp sayılır hem de değersiz kabul edilirdi. 

Bugün ise hem çalışma kültürü hem de haber algısı büyük ölçüde değişti. Birçok kişi emek harcamadan kazanç elde etmeyi bir ideal olarak görmeye başladı. Sosyal medya, hızla tüketilen içerikler, popülerlik arayışı ve kısa yoldan kazanç beklentisi insanları başka yönlere yöneltti. Böyle bir ortamda toplumun önemli meselelerini konu alan haberler geri planda kalabiliyor. Haber yalnızca bizi doğrudan ilgilendiriyorsa izleniyor, diğerleri ise başka bir dünyanın parçasıymış gibi görmezden geliniyor. Kısacası, haberlerle kurulan bağ bireyselleşti ve daraldı.

Haber içeriklerinin dönüşmesi de bu ilgisizliği artırıyor. Eskiden haberler toplumsal sorunları, insanların ortak yaşamını ilgilendiren olayları merkeze alırken, bugün çoğu haber siyasi gündemin gölgesinde şekilleniyor. Siyasetin belirlediği bir haber dili, toplumun gerçek ihtiyaçlarını çoğu zaman görünmez kılıyor. Siyasallaşmış haberler çözüm üretmek yerine kutuplaşmayı artırıyor. Haberler bir yandan bazı grupları birbirine yaklaştırırken diğer yandan farklı görüşteki insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Bu durumun kime, ne kadar faydası olduğu ise belirsizliğini koruyor.

Oysa toplumun yaşadığı sorunlar çok daha derin ve çok daha insani boyutta. İş sahibi olanlar iş yerinde mobbing baskısı altında ezilirken, işsiz olanlar çalışabilmenin umuduyla bekliyor. Mobbing yani baskı ve yıldırma, birçok iş yerinde görülüyor ve bazı işverenler çalışanı adeta bir yük değil, bir hizmetçi gibi görmeye başlıyor. Oysa çok iyi bilinir ki bir işletmenin gerçek değeri, çalışanlarının emeğinden, dürüstlüğünden ve bağlılığından meydana geliyor. Çalışanına değer veren, ona insan gibi davranan, hakkını teslim eden işletmeler hem üretimde hem de marka değerinde yükseliyor.

Bugünün haber anlayışı, bireyi ve toplumu yeniden düşünmeye davet ediyor. Haber, sadece olup biteni aktaran bir araç değildir, toplumun aynasıdır, hafızasıdır. Eğer bu ayna kırılırsa toplum kendini görmekte zorlanır, hafıza silikleşirse gelecek planlaması imkânsız hâle gelir. Bu nedenle haberin değerinin yeniden hatırlanması, toplumsal farkındalık için hayati önemdedir. Belki de ihtiyaç duyulan şey, haberle toplum arasında kaybolmaya yüz tutmuş olan o güven bağını, o samimi ve nesnel iletişimi yeniden kurabilmektir. Bunun en temel yolu ise haberlerdeki siyasallaşmanın sınırlanmasıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *