Konyaspor nereye gidiyor?
Önce Samsunspor’u tebrik ederek başlayalım. Maçı üniversiteden sınıf arkadaşım Samsunspor Kulübü medya biriminde görev yapan Kürşat Semih Tosun ile izledim. Saha içi ve saha dışı organizasyonlarıyla tam bir Avrupa kulübü seviyesine geldiler. Son iki yıldır şahane iş yapıyorlar. Kulüpte sistem oturmuş ve her gelen bu çarka dahil oluyor.
Kocaelispor ve Beşiktaş yenilgileri üstüne Gençlerbirliği galibiyeti yarayı biraz pansuman etmişti. Samsunspor maçı ise taraftarla buzları eritmek ve yeniden varoluş maçıydı.
İlk 20 dakika gerçek anlamda Konyaspor sahada yoktu. Ne hücumda ne savunmada…
Sahada adeta uyuyan, tepki göstermeyen bir takım vardı.
Çok daha iyi organize olan Samsunspor, henüz 13. dakikada maçı kopardı. Bu seviyede bu kadar kolay gol yemek inanılır gibi değil. Andzouana’nın savunmadaki defoları net şekilde bu maçta ortaya çıktı.
20’den sonra Konyaspor silkelendi. Samsunspor’un 6 Kasım’da Hamrun ile evinde Konferans Ligi maçı var. Elbette bu maçı da düşünerek biraz daha kontrollü oyun tercihi ve enerjiyi koruyarak vites küçültmelerinin etkisi vardı.
İlk devre Konyaspor gol bulsa ikinci yarı bir umut ışığı olabilirdi. Ama soyunma odasına 2-0 geriye girip maçı çevirmek gerçekten çok zor. Konyaspor’un mental olarak içinden geçtiği sürece bakarsak bu daha da zorlaşıyordu.
Takım savunmasını güç geçtikçe daha kötü yapan bir Konyaspor var. Orta sahada bu kadar yumuşak kalmak ve rakibe bu alanı teslim etmek, temaslı oyun oynayacak oyuncu sayısının azlığıyla bu kötü süreç kaçınılmaz oldu.
Evet eksikler önemli. Bu maçta yedek kulübesine baktığımızda hem sayısal hem de kalite anlamda bunu net şekilde görüyoruz. Ama eldeki mevcut oyuncularla Recep Hoca, daha iyi bir takım kurgulaması lazım. Konyaspor bu zorlu süreçten oyun gücüyle kalkabilirdi. Sürekli kenar ortaları ile gol bulmayı denemek dışında son dönemde pek bir şey göremiyoruz sahada.
Her yenilgi sonrası Recep Hoca için devam mı, tamam mı? soruları gündeme geliyor. Geçen sezon da benzer dönemleri yaşadığında ayağa kalkmasını bilmişti Hoca. Ama bu sefer eldeki oyuncu grubuyla bunu başarabilecek mi? İşte bu büyük soru işareti. İlk 2 haftada lider olduktan sonra beklentinin artması, mali sıkıntının olmaması ve oyuncuların da temmuz ayından bu yana Avrupa sözleri sonrası başarının beklenmesi gayet doğal.
Teknik direktör değişikliğinin mevcut düzende Konyaspor'a katkı sağlayacağı konusunda büyüp şüphelerim var.
Ancak şunu da belirtmek lazım; önemli isimler ayrılmışken eylül ayında transferde ekleme yapılmaması, bazı mevkilerdeki alternatifsizlik futbol aklı olarak kötü bir süreç yönetimini işaret ediyor. Şimdi devre arasında ciddi şekilde para harcayacaksın… Giden puanlar ve belirsizlik ortamı da bunların cabası.
Devre sonuna kadar Karagümrük-Antalya-Trabzon-Rize-Fenerbahçe ve Kayseri maçları var önümüzde. Konyaspor 11-12 puan çıkaramazsa başka bir tablo önümüze çıkar. Bu durumun yaşanacağına ihtimal vermiyorum ama bu ligin de şakası yok.
Kriz ortamını ilk kez yaşıyor yönetim. Belki bunun da etkisi var ama daha iyi yönetmeleri gerektiğine inanıyorum. Bu tür durumlarda sessiz kalmayı, iletişimi her alanda kesmeyi, tercih ediyorlar. Anlamak mümkün değil gerçekten.
Futbol şube ya da diğer yöneticiler… İstişare içinde olmak bu kadar zor olmamalı. Yaşanılan süreci şeffaf bir şekilde anlatın ki bizler de kamuoyunu bilgilendirelim. Diğer türlü bilgi kirliliği ve varsayım üzerine yorumlar takıma daha da zarar verir…