Yeşil kalkınma adımları Konya'da atılıyor!

Türkiye’nin yeşil kalkınma sürecinde iklim değişikliği odaklı çalışmalar yürütecek enstitünün tanıtım ve iş birliği protokolünü içeren program gerçekleştirildi.

Yeşil kalkınma adımları Konya'da atılıyor!
Yayınlanma:

İklim değişikliği ve araştırmalarıyla ilgili bilimsel çalışmalar Konya’da kurulan araştırma enstitüsü ile sağlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Temiz Enerji İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü imza törenine katıldı. Selçuklu Kongre Merkezindeki törene TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, Konya Valisi Vahdettin Özkan ve davetliler katıldı.

"YEŞİL DÖNÜŞÜMLE SORUMLULUĞUMUZ ARTACAK"

Yeşil dönüşümle birlikte bütün insanlara büyük görevler düştüğünü vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, "Temiz enerjinin ve çevrenin konuşulduğu bir dönemde geç olsa da yağışların başladığı bir Konya'dan biz de bütün dünyaya bereketin rahmetin dağılması için bir niyazda bulunmuş olalım. Evet kuraklık en önemli meselelerimizden birisi. İklim değişikliği ile ilgili sanayileşmiş ülkelerin, gelişmiş ülkelerin, devrimlerle dünyayı değiştirdiklerinin hepimiz farkındayız. Aslında artık iş farkındalık boyutundan geçip sonuçlarının yaşandığı, birebir insanların hayatlarını ve yaşamlarını etkilediği, göçlerin arttığı, sorunların arttığı bir dünya ile karşı karşıyayız. Özellikle salgın döneminden sonra değişen tüm dünya ekonomisi ile birlikte iklim değişikliğinin ve temiz enerjinin sürdürülebilir bir hayatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep birlikte yaşadık ve gördük bunun üzerinden özellikle iki bakanlığımızın ve TÜBİTAK başkanımızın da TÜBİTAK'ın yapmış olduğu projelerle birlikte Türkiye'de de iklim değişikliğinin ve iklimin korunması, çevrenin korunmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulayan çalışmaların yapılıyor olması hepimiz için büyük bir gurur ve onur meselesi. Özellikle sayın Emine Erdoğan hanımefendinin başlatmış olduğu sıfır atık projesi ile beraber bakanlığımızın ismine iklim değişikliği bakanlığının eklenmesi ve bir başkanlığın kurulması ile birlikte bu işlerini çok sıkı takipçisi olunacağı ve bununla ilgili de yeni atımların atılacağı yeşil dönüşümle beraber hepimizin hayatında birebir sorumluluklarımızın arttığı bir dönemdeyiz. Burada işi sadece bakanlıklarımız, çalışanlarımız ,TÜBİTAK yapmayacak hepimiz birer insan olarak birey olarak çevrenin korunması temiz enerjiye katkı verilmesi iklim değişikliği ile mücadele edilmesi için sorumluyuz. Eğer biz bu işin faydası olarak her birimizi kendimizi sorumlu görmezsek bu işi sürdürmek mümkün değil. O yüzden bu imza törenin özellikle ve enstitüsünün kurulmasının özellikle de Konya'da yapılıyor olmasından büyük bir memnuniyet duyusu duyuyoruz" şeklinde konuştu.

"ÇÖZÜM ÇOK YÖNLÜ OLMAK ZORUNDA"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise şunları söyledi:

İlim ve irfanın merkez şehri Konya’mızdayız. Hem konumu hem de kültürel zenginliğiyle; tarihin her döneminde bilimin, eğitimin, araştırmanın ve üretmenin mekânı olmuştur. Ülkemizin geleceğe yürüyüşü için her türlü imkânı sağlamıştır. Bozkırdan yükselen bu kadim başkentte, Selçuklu’dan bu yana, bitmek bilmeyen bir enerji var; her işinde çevreyi, doğayı ve insanı merkezine alan bir akıl var, bir kültür var, bir yüksek tecrübe var. Bizim medeniyetimizin yükseldiği Konya ve diğer şehirlerimizde tabiat ahlakı, yüzlerce yıldır bütün insanlık âlemine örnek olmuştur. Biz, çiçeklerle sohbet eden Yunus Emre’nin torunlarıyız.

aa-20230130-30126132-30126130-cevre-sehircilik-ve-iklim-degisikligi-bakani-murat-kurum-konyada-konustu.jpg

“Bahar gelsin şu dağlara gidelim. Belki bir derdimize çare bir çiçek.” diyen babaların evlatlarıyız. İşte ecdadımız ve biz tarih boyunca hep bu duygularla hareket ederken maalesef içtiğimiz su, bastığımız toprak, soluduğumuz hava derin bir değişime uğruyor. Şehirlerimiz; sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel gibi şiddeti her geçen gün artan afetlerle karşı karşıya kalıyor. Her yıl dünyadaki her 20 böcek ve omurgalı türden birini yok oluyor. Bu ekosistemler azaldıkça, toprağımız daha da kuruyacak, tarım ürünlerimiz azalacak, havamız solunmaz bir hale gelecek. Bakın işte son 3 yılda, iklim krizinin olumsuz etkilerini neredeyse her 6 ayda yeni bir afetle yaşadık. Sinop, Kastamonu, Bartın, Giresun, Rize ve Trabzon’da seller, Antalya ve Muğla’da ise büyük yangınlar yaşadık, canlarımızı yitirdik.

İşte Konya’mızda, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesi nedeniyle oluşan obrukların sayısı 2500’ü aştı. Konya’mız, göllerini ve suyunu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu anlamda enstitümüzün Konya’mızda kuruluyor olması çok anlamlı, çok değerli, çok kıymetli bir adım olmuştur. Her platformda söylüyorum. “Çözüm, en az problemin kendisi kadar çok yönlü, çok katmanlı, çok çeşitli olmak zorundadır.”

Biz Türkiye olarak; “dünyanın vicdan durağıyız, merhamet adasıyız” Bunun da gereğini hamdolsun yapıyoruz. Çünkü burası ortak evimiz. Bu evin, ülkemizin, insanımızın geleceği için üstümüze düşeni yapıyor; hepimiz gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye, son 20 yılda, iddiasını cesaretle ortaya koyduğu her alanda, milletine vadettiği her hedefe kararlılıkla yürümüş, bütün insanlığa örnek başarılara imza atmıştır. Son olarak; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin yeni ufkunu belirlemiştir. Bu ufuk, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimidir. Bu amaç doğrultusunda; Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kurduğumuz ve 22 kurum temsilcimizin yer aldığı İklim Koordinasyon Kurulumuzla çalışmalarımıza devam ediyoruz.

2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda Ulusal Katkı Beyanımızı güncelledik. Türkiye olarak, 2030 yılı için yüzde 21 olarak açıkladığımız artıştan azaltım hedefimizi, yüzde 41'e yükselttik. Ayrıca sera gazı emisyonlarımızın en yüksek değere ulaşacağı pik yılın en geç 2038 yılı olacağını beyan ettik. Bu çerçevede, net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda özellikle stratejik atık yönetimi çok büyük önem kazandı. Tam bu noktada; Ortak evimiz dünyamızın geleceği için; 2017 yılında Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürüttüğümüz Sıfır Atık Hareketi, bugün aldığı uluslararası ödüllerle milletimizi gururlandırmaya devam ediyor.

BM Genel Kurulu’nda alınan kararla 30 Mart, artık Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacak. Hedefimiz inşallah, 2030 yılına kadar tüm kurum, kuruluşlar ile evlerimizde Sıfır Atık’a geçişi sağlamak. Tabi biz, dünyanın su savaşlarını konuştuğu bir dönemde, şu anda su stresi yaşayan bir ülke olarak, atık sularımızın geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını stratejik anlamda çok önemli buluyoruz. Bu manada, 2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisimizi, bugün 1.185 çıkardık. 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranını 2022 yılı sonu itibariyle yüzde 4,75’e çıkardık. Bu sayede 2030 yılında bu oranı %15’e hep birlikte, daha çok çalışarak çıkaracağız.

Ülkemizin yeşil mirasını korumak adına korunan alan miktarımızı, yüzde 9,6’dan 12.63’e çıkardık. Bu oranı, 2030 yılında, OECD ortalaması olan yüzde 17’ye ve daha da üzerine çıkaracağız. İşte millet bahçelerimiz. Bugün tüm Türkiye’de şehirlerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracak tam 476 millet bahçesi kuruyoruz. Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları, otopark sistemleri ve simülasyon ortamlarını inşa ediyor, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm ilgili kurumlarımızla birlikte, şehirlerimizi TOGG’a hazırlıyoruz. Tabi tüm bu çalışmaların hızlanmasında, seri bir şekilde Türkiye’yi kuşatmasında en önemli adım İklim Kanunu’muz olacaktır.

Başkanımıza da ifade etmek isterim ki, Cumhuriyetimizin 100. yılında İklim Kanunu’nun TBMM’den çıkması, ülkemizin, yavrularımızın geleceği adına en büyük arzumuz. İnşallah bu kanun sayesinde, iklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı ve etkin şekilde atılacak. Yeşil Kalkınma Devrimimizin temel parametrelerinin başında hiç şüphesiz yeşil sanayi, temiz enerji ve teknoloji en ilk sıralarda yer almaktadır. Yeşil sanayi neden önemlidir? Çünkü İklim krizi, sadece bir çevre meselesi değildir. Bu mesele, üretimi, tarımı, gıdayı, sanayiyi, ticareti çepeçevre saran, olumsuz etkileyen bir kalkınma meselesidir. Son 2 Hafta içerisinde Sanayide Yeşil Dönüşüm başlığı altında kamu ve özel sektörümüzün, üniversitelerimizin katkılarıyla hazırlanan 2 büyük buluşmaya katıldım, oralarda da ifade ettim.

“Yeşil OSB’ler, sanayide yeşil dönüşüm, ülkemizin hedefleri açısından çok kritik önemdedir.”

Sayın bakanımızın da birçok vesileyle ifade ettiği bir hususu ben de tekrarlamak isterim. Tüm osblerimizi sıfır atığa uyumlu hale getirmek, endüstriyel simbiyozu hakim kılmak, sanayiden kaynaklı hiçbir kirliliğe müsaade etmeyecek yatırımları yapmak çok önemli, çok değerli. Bu manada Konya’mızda Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi sitesini, yenilenebilir enerji uygulamaları, yeşil altyapı uygulamalarıyla birlikte kuruyoruz. Bu örnek çalışmayı şu an ülkemizin 29 iline yaygınlaştırıyoruz. Yine temiz enerji dedik. Enerji kaynaklarının tükenmekte olduğu bu dönemde temiz enerji üretimi hem stratejik hem de hayati bir öneme sahip. Türkiye olarak, enerji dönüşümünde, yenilenebilir enerjide ve enerji verimliliğinde büyük bir başarı hikâyesi yazıyoruz. Toplam kurulu gücünde yenilenebilir enerjinin payı %54,3 olan ülkemiz, bu alanda dünyada 12’nci, Avrupa’da 5’incidir.

Temiz enerji üretim kapasitemizi her geçen gün artırıyoruz. Bu amaçla, Konya Karapınar’ımızda Yeşil kalkınma devrimine karbon emisyonunu azaltarak katkı sağlaması için faaliyete giren Güneş Enerji Santralimiz, Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santrali olacak. Toplamda 3 bin kişiye istihdam oluşturan Karapınar GES tamamlandığında, enerji üretimimimizde güneş enerjisinin payı yüzde 20’ye çıkacak. Tabi Türkiye’nin hızla gelişen bir ülke olması beraberinde yoğun enerji ihtiyacını da getirmektedir. Bu sebeple temiz teknolojiye ilişkin adımlar atılmadığı takdirde teknolojide dışa bağımlılık maalesef kaçınılmazdır.

Çok net söylüyorum. 2050 yılına kadar azaltılması gereken küresel emisyonların %70’ini mevcut teknolojilerle sağlayabiliriz. Bu noktada Bakanlık olarak yaptığımız tüm çalışmalarda teknoloji konusunu da detaylı bir şekilde ele almaktayız. Tam 1 yıl önce Konya’da düzenlediğimiz Türkiye’nin ilk İklim Şurası’nda yer alan 7 komisyondan biri olan Bilim ve Teknoloji Komisyonunu TÜBİTAK’ın desteğiyle çalıştırdık.

Şu anda tanıtımını yaptığımız bu önemli merkezin kurulmasına yönelik ihtiyaç; Başkanlığını TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Hasan Mandal’ın üstlendiği komisyon tartışmalarında dile getirilmişti. Merkezin kurulmasına yönelik ilk adımların atılmasına vesile olan İklim Şuramız sonrası, bugün burada siz değerli katılımcılarımızla birlikte bu değerli kurumun tanıtımında bulunmanın memnuniyetini bir kez daha dile getirmek isterim. Şunu da hocalarımızın huzurunda ifade etmem lazım. Ülkemiz şu anda; yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, şehir planlama teknolojileri, yeşil altyapı çözümleri başlıklarında çok büyük çalışmalar yürütüyor. Tüm bu ve benzeri çalışmalarda hocalarımızın ve kurumlarımızın en büyük destekçisi olmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Ben inanıyorum ki enstitümüz, ülkemizin yeşil sanayi, temiz teknoloji ve temiz enerji üretimine büyük katkılar sağlayacaktır.

Buradan genç araştırmacılarımıza da bir müjde vermek istiyorum. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılarımız için, enstitümüzle birlikte burs programını açacağız, gençlerimizi destekleyeceğiz. “Daha yeşil bir Konya, daha temiz bir Türkiye, daha güzel bir Dünya için” hep birlikte çalışacağız.”

"ONUN VİZYONU BU KADAR"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Biz, gençleri kutuplara araştırma yapmaya götürürken Kılıçdaroğlu'nun vizyonu, her muhtarın yanına bir tane üniversite mezunu sekreter atayacakmış. Adamın da vizyonu işte bu kadar." dedi.

aa-20230130-30126438-30126434-tubitak-temiz-enerji-iklim-degisikligi-ve-surdurulebilirlik-arastirma-enstitusu-acilisi-ve-is-birligi-protokolu-imza-toreni.jpg

Şehrin ileri gelenlerinin enstitünün Konya'ya kazandırılmasında gösterdikleri çabaya dikkati çeken Varank, "Sağolsun Sayın Bakanımız, komisyon başkanımız, Leyla Şahin Usta lütfettiler, benimle ilgili de Konyalılığımdan bahsettiler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum ama burada mütevazılık yapmayacağım. Ben, Kılıçdaroğlu gibi çakma Konyalı değilim. Dizini kırıp Konya pilavı yemiş mi? Derebucak'ın vadilerinde dolaşmış mı, Huğlu'da silahçılarla bir araya gelmiş mi? Konya'ya Teknoloji Endüstri Bölgesi'ni kazandırmış mı? Bunları yapacaksın ondan sonra 'Konyalıyım' diyeceksin." diye konuştu.

Varank, Konya'ya her geldiğinde açılışlar yaptığını vurgulayarak, "Geçen yıl 4 defa geldim. Turistik seyahatler için gelmiyoruz. Konya; turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle Türkiye'nin lokomotif şehirlerinden bir tanesi. Bu şehre hizmet etmekten gurur duyuyoruz. Çakma Konyalı değilim. Belediye de sağ olsun, altını çiziyorum, oy birliğiyle bizi 'hemşehri' ilan etti. Dolayısıyla kendimizi bu şehrin asli evladı olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"BUGÜN ANTARKTİKA'YA BİLİM SEFERİ DÜZENLEYECEK BİLİM İNSANLARI YOLA ÇIKACAKLAR"

Türkiye'yi kalkındırmak ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmek için çalıştıklarını anlatan Varank, şöyle konuştu:

"Bugün Antarktika'ya bilim seferi düzenleyecek bilim insanları yola çıkacaklar. Antarktika'yla ilgilenmeye Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu sayesinde başladık. Antarktika'da şu anda 50'den fazla ülkenin araştırma merkezi ve üssü var. Türkiye, burayla bizim iktidarımıza kadar hiç ilgilenmemişti. Baktığınızda dünyanın geçmişiyle ve geleceğiyle de ilgili eğer bilimsel araştırma yapacaksanız, bunun doğal laboratuvarı, Antarktika. Bizden kimse buralarla ilgilenmemiş. Ta ki; Sayın Cumhurbaşkanımız, burada böyle önemli bir durum varken 'Türkiye olarak biz geride kalamayız' deyip oraya bilim seferleri başlatana kadar."

Varank, Türkiye'nin Antarktika'da geçici bilim üsleri olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Niyetimiz, oraya kalıcı bilim üssü kurabilmek. Bakın 50'den fazla ülkenin orada üssü var. Bir tane Müslüman ülkenin şu anda orada bilim üssü yok. İşte bunu kim yapacak, Allah'ın izniyle biz yapacağız. İşte bu vizyonu ortaya koyabilmek önemli. Bilim seferine giden bilim insanlarının arasında 3 lise öğrenci var. TÜBİTAK kutup araştırmaları yarışmasında birinci olan öğrenciler. Biz, birinci olan lise öğrencilerini, Antarktika'ya gönderiyoruz. Kendi yaptıkları projelerini bizzat orada deneyecekler. İşte bizim ufkumuz bu kadar geniş. '20 sene önce lise öğrencilerini yarışmada birinci olanları Antarktika'ya göndereceğiz' desem herhalde bana inanmazdınız ama işte gerçekten niyetimiz bilim ve teknolojiyle kalkınan bir Türkiye inşa etmek. Bunun yolu da gençlere yatırım yapmaktan geçiyor. Biz, gençleri kutuplara araştırma yapmaya götürürken Kılıçdaroğlu'nun vizyonu, her muhtarın yanına bir tane üniversite mezunu sekreter atayacakmış. Adamın da vizyonu işte bu kadar. Gençlerle bir araya geldiğimde onları, 'Siz Türkiye'nin Milli Uzay Programı'nda mı çalışmak istersiniz, yoksa muhtarların yanında sekreter mi olmak istersiniz' diye soruyorum. Bunun farkını zaten gençlerimiz en güzel şekilde değerlendiriyorlar, değerlendirecekler' diye inanıyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.