Tahıl ambarı alarm veriyor: Konya’da kuraklık tehlikesi derinleşiyor

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Konya Kapalı Havzası’ndaki su krizine dikkat çeken kapsamlı bir analizi Independent Türkçe'de kaleme aldı. Öztürk, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası, ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Tahıl ambarı alarm veriyor: Konya’da kuraklık tehlikesi derinleşiyor
Yayınlanma:

Prof. Dr. Mustafa Öztürk köşe yazısında, havzada yıllık su tüketimi 6,5 milyar metreküp, mevcut su varlığı ise sadece 4,3 milyar metreküp seviyesinde. Bu da 2 milyar metreküplük bir açık anlamına geliyor.

TARIMDA KULLANILAN SU ORANI YÜZDE 90

Tarımda kullanılan su oranı yüzde 90’ı bulurken, yeraltı suları hızla tükeniyor. 1985’te 10-15 metreden çıkan su, bugün ancak 200-500 metre derinlikten çekilebiliyor. Ayrıca bölgede yaklaşık 115 bin kaçak kuyu bulunduğu ve bu kuyular aracılığıyla 2,375 milyar metreküp suyun kontrolsüz biçimde çekildiği belirtiliyor.

BARAJLAR ÇEKİLDİ

Barajlardaki doluluk oranları alarm verici düzeye düşmüş durumda. Apa Barajı yüzde 4, Bağbaşı yüzde 16, Altınapa yüzde 11 dolulukla çalışıyor. Göller de kuraklıktan etkilenmiş durumda; Beyşehir Gölü'nün su seviyesi hızla çekiliyor, Düden Gölü’nde ise 300 metreye varan kıyı gerilemesi gözlenmiş.

Konya’da ayrıca şebeke suyu kayıpları da ciddi boyutta. 2023 verilerine göre şebekeye verilen suyun yüzde 34,9'u kayıp-kaçak olarak heba ediliyor. Bu oran, gelişmiş ülke ortalamalarının üç katı.

Öztürk, çözüm önerilerini de sıralıyor:

Vahşi (salma) sulamaya son verilmeli, damlama sistemine geçilmeli.

Kaçak kuyular kontrol altına alınmalı.

Çim ekimi durdurulmalı, susuzluğa dayanıklı bitkiler tercih edilmeli.

Hayrat çeşmeleri modern musluklarla yenilenmeli.

Yağmur suyu hasadı ve atıksu geri dönüşümü yaygınlaştırılmalı.

Tarımda ürün rotasyonu ve rejeneratif tarım teşvik edilmeli.

KONYA'DA 19 İLÇE “SU KISITI BÖLGESİ” İLAN EDİLDİ

Kuraklık nedeniyle Konya’da 19 ilçe “su kısıtı bölgesi” ilan edildi. Bu ilçelerde üreticilere ilave destek sağlanacağı açıklandı. Bölgenin kurtuluşu için ise suya dayanıklı üretim modeline geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Öztürk’ün uyarısı net: “2025 yılı kuraklık açısından kritik bir yıl olacak. Eğer bu gidişata dur denmezse, tarımsal üretimde büyük düşüşler kaçınılmaz.”

YAZININ TAMAMI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.