Konya'da uzman isimler yorumladı: "Bakan Şimşek'in elinde sihirli değnek yok"

Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle birlikte ekonomide beklentiler yükseldi. Konya'daki uzman isimler piyasadaki fiyat istikrarsızlığına dikkat çekerek, "Mehmet Şimşek'in elinde sihirli değnek yok" dediler.

Konya'da uzman isimler yorumladı: "Bakan Şimşek'in elinde sihirli değnek yok"
Yayınlanma:

Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle birlikte ekonomide beklentiler yükseldi. Yeni ekonomi döneminde enflasyonla mücadelenin önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken uzmanlar en büyük beklentinin ise fiyatta istikrarı yakalamak olduğunu belirttiler

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, yeni hükümetten ve ekonomi yönetiminden beklentilerini aktarırken, Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak ise, Mehmet Şimşek'in yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilmesini değerlendirdi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Buluş da yeni Türkiye Yüzyılı’nda ekonominin nasıl olacağıyla ilgili bilgiler verdi.

mustafa-buyukegen.jpeg

“ÜRETİM, İSTİHDAM VE İHRACAT MOTİVASYONU ARTMALI”

Yeni ekonomi döneminde enflasyonla mücadelenin öncelikli olması gerektiğinin altını çizen Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat mottosunu destekleyen yeni ekonomik reformlar hayata geçirmesi gerektiğinin altını çizdi. Büyükeğen, şöyle devam etti: “Bunun için de, yeni hükümetin üretim odaklı, yeni bir yol haritasını ve ekonomi programını hızla kamuoyuyla paylaşması çok önemli. Evet, bugün enflasyonda, döviz kurlarında, makro ekonomik bazı göstergelerde sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak ülkemiz bu sıkıntıların hepsini, birlik ve beraberlik içerisinde, belirli plan ve disiplin çerçevesinde çözebilecek yetkinliğe sahip.” Konya’nın yatırım ve üretimi önceleyen büyüme yolculuğunun devam ettiğini belirten Büyükeğen, “Konyalı sanayiciler olarak, önceliğimiz her zaman şartlar ne olursa olsun yatırım, üretim, istihdam ve ihracat oldu. Bundan sonra da aynı motivasyonla şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasına destek vereceğiz. Yıllık 3.2 milyar doları aşan ihracatımızı inşallah, bu yıl daha da artırarak yeni bir rekor kıracağız” diye aktardı.

muharrem-karabacak.jpeg

“YENİ BİR DİNAMİZM GELECEK”

Mehmet Şimşek ile birlikte ekonomiye yeni bir dinamizmin geleceğini belirten Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak, “Sayın Mehmet Şimşek, daha öncede Maliyet Bakanlığı görevini yürütmüş, ekonomik anlamda kendini kanıtlamış ve teknik bir isimdir. Büyük yatırımcılara danışmanlık yapan ve uluslararası piyasada da tanınan Sayın Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilmesi esnaf ve sanatkarlarımız açısında da olumlu karşılanmıştır. Ülkemizde ve dünyada önemli bir saygınlığa sahip olan Sayın Mehmet Şimşek ile birlikte inşallah önümüzdeki günlerde ekonomimiz ciddi bir yükseliş trendi yakalayacak ve fiyat istikrarını sağlayacaktır. Bu vesile ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, yeni kabinede görev alan tüm bakanlarımıza görevlerinde muvaffakiyetler diliyorum.”

abdulkadir-bulus.jpg

“HEDEF: ÜRETİMDEN ALINAN PAYI ARTIRMAK”

Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, yeni Türkiye Yüzyılı’nda, Türkiye’nin üretimden aldığı payı dünyada artırmayı hedeflediğini söyledi. Yakın dönemde kişi başına düşen milli gelir düzeylerinin artırılmasının da hedeflendiğini aktaran Abdulkadir Buluş şöyle devam etti: “Mehmet Şimşek de bu hedeflerin bir parçası olarak görevlendirildi. Şimşek, yeni açıklanacak ekonomi politikalarıyla Türkiye Yüzyılı’na ilişkin iktisadi politikaları belirleyecek. Bu hedefleri gerçekleştirmek için temelde; büyüme, üretim ve istihdam var. Ama tabi kısa, orta ve uzun dönem arasında farklılıklar söz konusu. Kısa dönemde önceliğimizin enflasyonla mücadele olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra zaman içerisinde iç ve dış dengeler oturdukça, enflasyon ve cari denge sorunları çözüldükçe ekonominin yeni Türkiye’nin Yüzyılı projesine doğru ilerleyeceğini ön görebiliriz.”

ekonomi-1.png

“DÖVİZ KURUNDAKİ HAREKETLİLİK KONTROL ALTINA ALINMALI”

“Döviz kurlarıyla ilgili sorunlar Türkiye’nin büyük ölçüde sahip olduğu bir ana sorundur” diyen Buluş, “Biz sürekli ödemeler dengesi bilançosu hesabında yer alan cari açık problemiyle karşı karşıyayız. Finansmanının getirdiği zorunluluklar Türkiye’de döviz kuru üzerinde oynaklıklara yol açıyor. Döviz kuru meselesini bugünden yarına çözmek çok kolay değil ancak son günlerde döviz kurundaki hareketliliğin şiddetinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunun biraz kontrol altına alınması gerekiyor. Türkiye’de enflasyonla döviz kuru arasında yakın bir ilişki var. Döviz kurunda belli bir artış meydana geldiğinde enflasyon hemen harekete geçiyor. Çünkü üretimde kullandığımız ithal girdilerin fiyatları da döviz kurundaki artışa bağlı olarak artıyor. Şimdiki hareketliliğe bakılırsa dövize müdahale edilmesine çok sıcak bakmayan bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Buna da ne kadar müsaade edileceğini bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.

ekonomi-2.jpg

“TÜRKİYE FAİZ ARTIRIMINI TERCİH ETMEDİ”

Enflasyonla mücadele noktasında Türkiye’nin nasıl rol aldığını anlatan Buluş, “Enflasyonla mücadelede klasik faiz artırımı yoluyla mücadele edilmesi teorik en büyük gerçeklerden bir tanesi olarak kabul edilir ama Türkiye bundan ayrı bir yol izledi. Çünkü faizi artırdığınızda tüketim ve yatırım harcamaları düşer. Dolayısıyla toplam talep düşünce enflasyonun artış hızı kontrol altına alınır. Türkiye bunu tercih etmedi. Türkiye fiyatlardaki hareketlerin artışını engellemek için üretimi destekleyerek ve faizi indirerek engelleme yoluna gitti. Faizi indirerek tüketim ve yatırım harcamalarını uyararak büyümeyi tercih etti. Ancak üretimi artırmak stratejisiyle enflasyonla mücadelede başarılı olamadık. Çünkü özellikle iki tane değişken bunları çok olumsuz hale getirdi. Herkesin kafasına göre değil de aldığı krediyi ihracata yönelik ve yatırım amaçlı kullanmasını düzenleyen müdahaleler geldi. Bu da bürokratik süreçleri çok uzattı. Bununla birlikte ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldık” diye konuştu.

ekonomi-3.jpg

“MEHMET ŞİMŞEK PİYSAYA GÜVEN VERECEK”

Döviz kurlarındaki hareketlilikle birlikte enflasyonla mücadelenin daha zor hale geleceğinin atını çizen Buluş, şunları da ekledi: “Çünkü döviz kuru artınca enflasyon da artıyor. Birini serbest bırakmanız gerekiyor fakat birini serbest bırakınca diğer amacınızdan uzaklaşıyorsunuz. Bunu yönetmenin en iyi yolu da Mehmet Şimşek’in verdiği mesajlardan anlaşılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Mehmet Şimşek ve ekibini göreve getirmesinin temel nedeni piyasalara güven vermek, şeffaf politikalar izleneceğini vaat etmek ve mevcut fiyat ayarlamalarını düzenlemek. Hükümetler enflasyonla mücadelede önlem alacaklarını söylüyorlar ama insanların fiyatlama davranışını, ekonomik aktörleri, firmaların enflasyonla ilişkili kararlarını kontrol atına alamıyorlar. Bu ikisi hükümetin beklediği yönde gelişmediği sürece enflasyonla mücadelede başarılı olamıyorsunuz. Bu fiyatlama davranışlarında bir de firmalardan kaynaklanan sorun var. Bu sorun çok önemli bir sorun.”

“MEHMET ŞİMŞEK’İN ELİNDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK”

Dünyadaki enflasyonun temel sebebinin sadece girdi fiyatlarındaki artış olmadığını satıcı enflasyonundan da kaynaklandığını ifade eden Buluş, “Örneğin firmalar maliyetler artıyor gerekçesiyle fiyatlamalarını değiştiriyorlar. Fakat burada yaptıkları şey makul değil. Kendi maliyetlerinin çok üzerinde bir fiyat belirleyerek enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyorlar. Mehmet Şimşek’in elinde bir sihirli değnek yok. Rekabetçi olmayan piyasalarda firmaların kafalarına göre fiyat ayarlamalarının örneklerini yaşıyoruz. Mesela döviz kurunda son 1 haftalık hareketlenmeden sonra özellikle teknolojik ürün satan firmalara baktığımızda fiyatlarını yüzde 100 artırdıklarını görüyoruz. Gerekçe olarak Dolar’ın artışını gösteriyorlar. Fakat Dolar’ın artışı yüzde 10’ken onlar yüzde 100 artırmışlar. Dolayısıyla fiyatlama artışları düzeltilemediği sürece enflasyonla mücadele başarılı olunamayacağı kanaatindeyim” diyerek sözlerini tamamladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.