Gazetecilere gazeteciliği sorduk / Sokak röportajı

Konya Gazeteciler Cemiyeti Meram Dere Tesislerinde piknik düzenledi. Düzenlenen pikniğe çok sayıda medya kuruluşundan gazeteciler katıldı. Anadolu'da Bugün TV olarak katıldığımız piknikte gazetecilere "Gazetecilik mesleğinin zorluklarını ve kolaylıklarını" sorduk.

Anadolu'da Bugün Gazetesi Muhabiri Fatma Helvacı: "İlk olarak zorluklarından bahsedeyim. Maddi açıdan gerektiği değeri gazetecilerin aldığını düşünmüyorum maalesef. Ayrıca gazeteciler hiçbir şekilde iş bulamıyor şu anda. Çünkü farklı sektöründe insanlar gazeteci oluyorlar, bizim yerimize geçiyorlar. Bu bence çok kötü gazeteciler için. İyi yönleri de, Konya'da gazetecilik belediyeler açısından gayet iyi bir şekilde yürütülüyor. Çünkü gazetecilere belediyeler önem veriyor diye düşünüyorum. Gazeteci olmak isteyenler olsunlar ama Konya'da olmasınlar"

"GAZETECİLİĞE HER GÜN YENİ BİR ŞEY KATMAK ZORUNDASINIZ"

Konya'nın Sesi Gazetesi Muhabiri Gülşen Çopur: "Konya'da gazeteci olmanın elbette ki zorlukları da kolaylıkları da var. Şöyle söyleyebilirim; yani Konya'da gazeteci olmanın en zor tarafı burada kendinize bir misyon yüklüyor olmanız. Çünkü diğer şehirlerde olduğu gibi bir yerel gazetecilik anlayış yok. Yani haber atlatma, en iyi haberi yapma, özel haber çıkarma gibi. Başka bir yerel gazetede, başka bir şehirdeki yerel gazetede olsanız bu kadar çok özel haber önemsenmez ya da gazete bu kadar önemsenmez. Ama Konya'da ciddi manada bu işi önemsiyoruz, ciddi manada yaptığımız haberlere değer veriyoruz. Bu anlamda, bunun üstümüze yüklediği sorumluluğun verdiği bir zorluk var. Onun dışında kolaylığı da şu; bizim bu durumumuzu, Konya'daki bütün kamu, kurum ve kuruluşlar, STK'lar belediyeler bildikleri için bize haber yapma hususunda her zaman yardımcı olurlar. Yapacağımız herhangi bir konuda görüş ve önerilerimizi belirtebiliriz. Onlarda bunu hassasiyetle karşılarlar ve geri dönüşte yaparlar. Bu anlamda da bir kolaylıktan bahsedebilirim. Bunun yanında Konya'da kadın gazeteci olmak da benim ilk mesleğe başladığım zamanlarda biraz zordu. Çünkü o zamanlar çok fazla kadın gazeteci yoktu. Daha çok erkek gazeteciler ön plandaydı. Ama şu an biraz daha kadın gazeteci olmak artık gazetecilik de benimsenmiş durumda ve bu da artık bir artı olmaya başladı. Bizi de ön planı almaya başladılar. Sağ olsun hem cemiyette hem de genel anlamda gazetecilikte iyi bir yerdeyiz. Daha da iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. Gazeteci olmak isteyen gençlere söyleyeceğim en büyük şey; gazetecilik merak işidir. Yani bir insan gazeteci olmak istiyorsa kesinlikle merak olması lazım içerisinde. Çünkü bunu bitirdiğiniz zaman gazeteciliği de bitiriyorsunuz kafanızda. Her konuda, her gün, yeniden uyandığınızda yeni bir şeye merakınız olmalı ve her ay bittiğinde ya da her yıl bittiğinde 'Ben bu sene mesleğimde ne yaptım' deyip geriye dönüp kendilerine bakabilmeliler. Eğer bu tempoya, bu hıza adapte olabileceklerse bu işe girsinler. Yoksa gazetecilik 'Belli bir rutine bindirdim, artık buradan devam edebileceğim' diyebileceğiniz bir meslek değil. Gazeteciliğe her gün yeni bir şey katmak zorundasınız ve kendinize yeni bir şey katmak zorundasınız. Bu anlamda eğer kendilerini geliştirmek istiyorlarsa, iyi bir gazeteci olmak istiyorlarsa; merakları ve azimleri çok fazla olmalı"

Yenigün Gazetesi İstihbarat Şefi Esad Çağla: "Şöyle söyleyeyim; gazeteci olmak Konya değil tüm Türkiye'de zor. Ama işini aşkla yapınca hiçbir iş zor olmuyor. İyi ki gazeteciyim, iyi ki ailenizin gazetecisi diyorum. Buradan da bizi izleyen Konyalı hemşerilerimize diyorum düğününüze, derneğinize çağırıyorsunuz. Bir de bayiye gidin. Bir gazete alın, yerel basın ayakta kalmasına katkıda bulunun. Mesleğe yeni başlayan arkadaşlar öyle Instagram'da hikayeleri görüp heveslenmesinler. Bu işler zor şeyler ve meşakkatli. İletişim fakültesinde gösterdikleri gibi böyle hayat toz pembe değil. Akşamları mesaiye kalıp, habere gidip uğraşmak lazım. Gazeteci arkadaş, gazeteci olacak, iş yapacak, işi sevecek"

"NE KADAR ÇOK KİŞİYİ TANIRSANIZ HABER ALANINIZ O KADAR ÇOK GENİŞLER"

TV42 Genel Koordinatörü Rümeysa Zügül: "Konya küçük bir coğrafya. Yer yüzüm ölçümü olarak baktığınız zaman büyük ama halkının iç içe olmasından kaynaklı haberi çok kolay ulaşırsınız. Yani networkunuz sağlamsa çok hızlı bir şekilde, birkaç telefon görüşmesiyle haber içeriğini çok güzel doldurabilirsiniz. Ancak bu aynı zamanda şu handikabı da beraberinde getirir; Konya'nın bu birbirine çok yakın olan ilişkileri, teması, tabiri caizse mahalle baskısını da beraberinde getirir. Bu ne demek? Size röportaj veren, sizinle o haberde ilişiği bulunan kişiler her haberi özgürce yayınlamanızda, her haberi özgürce açıklamanızda biraz korku psikolojisiyle yaklaşabilir. Bu bağlamda da siz ne kadar özgür medya olduğunuzu iddia etseniz ve bu bağlamda da ilerlemeye çalışsanız da ister istemez haber, tabii ki insanlar ve olaylar üzerine inşa edilen olgulardır. Bu bağlamda da o olguların mahalle baskısından dolayı bir başka kişiye temas ediyor olması, o korku psikolojisi onları etkiler. Bundan dolayı da şu cümleleri çokça duyarsınız 'Aman benim olduğum kısmı kes, konuşturma'. En bariz şekilde zorluğu budur. Gazeteci olmak isteyen gençlere şunu söylemek isterim; çok okumanız lazım, Türk Dil Kurumu'nun kurallarına çok iyi hakim olmanız lazım, sosyal yapının içerisinde bireysel yaşamı tabii ki yaşayacağız ama halkla iç içe olmanız gerekiyor. Ne kadar çok kişiyi tanırsanız o kadar çok haber alanınız genişler, o kadar çok kendinizi geliştirirsiniz"

TV42 Ana Haber Sunucusu Kerem İşkan: "Kolaylıkları şu, Konya'da çok sayıda pozitif haber var. Konyalılar diğer metropol şehirlerine göre insanları, özellikle asayiş haberleri konusunda çok fazla gündeme gelmiyorlar ama son dönemde artan hayat pahalılığıyla, artan uyuşturucuyla birlikte asayiş haberleri zirve yapmış durumda. Konya büyük şehir olmasına, çok büyük toprak büyüklüğüne sahip olmasına rağmen insanların etkileşim alanı çok dar. O yüzden herkes herkesi tanır. Konya'da gazetecilik yapmanın belki de en zor taraflarından biri, dürüst tarafsız gazetecilik yaptığınızda sokakta yalnızsınız ve herkes herkesi tanıdığı için etkileşim alanı çok fazla Konya'da. O yüzden belki de en büyük zorluklarından biri odur. Mesela, büyük şehirde bir gazeteci bir yazı yazar kimse onu tanımaz. Ama sokakta muhatabıyla karşılaşabilir. Belki de en büyük zorluklarından biri o. Bu yıl biterse 40 yılı dolduracağız. Mesleğe 85'te başladık. Konya, gazetecilik için bence güzel bir yer. Tüm gazeteciliği düşünen gençlere de tavsiye ediyoruz"

Ekonomim Gazetesi Konya Temsilcisi İbrahim Çiçekçi: "Özellikle Konya'da gazeteci olmak hem zor hem keyifli hem de ağır sorumluluk gerektiriyor. Çünkü Konya basınının 150 yıllık bir geçmişi var. Şehir manevi dokusu itibariyle bize büyük kolaylık sunuyor. O yüzden Konya'da gazeteci olmak hem manevi olarak hem kültürel olarak hem şehrin değerlerine sahip çıkma olarak büyük sorumluluklar taşıyan bir süreç. 15 yıldır bizde bu mesleğe icra ediyoruz. Stajyerlikten başladık. Bugün hala aynı durduğumuz yerde meslektaşlarımızla birlikte şehrin sesi olma yolunda devam ediyoruz. Konya'da gazeteci olmak, şehre sahip çıkmak, şehir için mücadele etmek, şehri muhafaza etmektir. Bu noktada Konya basını örnek bir basındır, birlik ve beraberliğin temsilidir ve 150 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. O yüzden Konya basını, Türk bakının bana göre en önemli oluşumlarındandır"

"GAZETECİLİK MESLEĞİ, BU MESLEĞE AŞIK OLMADAN YAPILMAZ"

Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa Özdemir: " Konya'da gazeteci olmak hem kolay hem zor. Çünkü kolaylığı şurada, Konya basın geleneği olan bir şehir. Bugün Konya'da baktığınız zaman gazetecilik geleneği 1900'lü yılların başına kadar dayanır. Bu nedenle de geleni bu kaderi mesleği kültürü olan şehirlerde gazetecilik çok da zor değildir. Zorluğu da, genel anlamda ekonomik ve ticari zorluklardan kaynaklanan günümüz şartlarına baktığınız zaman şehrimizde gazete sayısının fazla olması, basım kuruluş sayısının fazla olması. Dolayısıyla da gelirlerini buna göre pastanın küçük olduğu için fazla gelir olmaması mesleğin zorluklarını gündeme getiriyor. Çünkü bu mesleğe gönül vermiş, bu meslekte çalışan arkadaşlarımız çalışma kuruluşları ve kazançları çok uygun değil. O nedenle de bunları zorluklarla sayabiliriz. Ama gazetecilik mesleği sevilmeden, bu mesleğe aşık olmadan yapılmaz. Yani bizim mesleğimizdeki insanlar öncelikle ne kadar kazanacaklarını değil, bu meslekle ne kadar ilerleyebileceklerini, bu meslekte neler yapabileceklerini düşünürler. Yani bir ideal mesleğidir. Ama tabii ki bunu yaparken ailesini geçindirip, hayatına devam etmek zorundadır. O nedenle eğer mesleğimizde biz ticari konuları, ekonomik koşullarımızı biraz daha iyileştirip, sorunlarımızı aşarsak çok daha iyi şartlarda çalışabiliriz diye düşünüyorum. Yoksa bugün Konya'nın 11 gazetesi var. Bu fazla bence. Ama düşündüğünüz zaman iyi tarafı da şu, demek ki o kadar fazla gazetenin olması da çok sayıda basın mensubunun olduğunu gösterir. İki uydu televizyonu var. İnternet sitelerimiz, radyo sayımız, dergilerimiz, ilçelerimizin bile hemen hemen hepsinde gazetelerimiz var. Dolayısıyla bu mesleğe ilgi ve alakalı olduğunu gösteriyor. Ama ekonomik şartlar maalesef ileriye dönük umutlarımızı biraz azaltıyor. Bu da bizi üzüyor"