"Atatürk’ün kurduğu Meclis’te ne işin var?" Erhan Dargeçit'ten üç Parti'ye sert tepki...

Anadolu'da Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Dargeçit, tüm partilerin temsilcilerinin 23 Nisan Özel Oturumu'nda yaptığı konuşma ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dargeçit üç Parti'ye sert tepki gösterdi. İşte detaylar...

Erhan Dargeçit'in 23 Nisan'la ilgili yazdığı köşe yazısında önemli noktalara değindi.

Dargeçit'in yazısından satır başları şu şekilde: "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı. Hep çocuklar ön plana çıktı muhakkak ki bunun çok önemi olduğunu biliyoruz. Ulu Önder Atatürk TBMM’nin kuruluş yıldönümü bayramını dünyada bir ilk olarak çocuklara armağan etmiştir. Tabii ki geleceğimiz olan çocuklara armağan edilen Çocuk Bayramı bu yönüyle de çok önemlidir.

Bunun yanı sıra bu bayramın bir başka hatta çok daha önemli bir tarafı da vardır. Bu bayram ulusal egemenliğimizin ilanı olan TBMM’nin açılışını temsil etmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı verilirken, tüm dünyanın hala saygıyla andığı önderimiz Atatürk’ün “Milletin Meclisinde” karar alma demokrasisini sağlamaya çalışması başlı başına bir demokrasi örneği teşkil etmektedir.

TBMM’nin kuruluş yıldönümü olması nedeniyle TBMM’de özel bir oturumla da bu bayramımız kutlanmıştır. Grubu olan veya olmayan tüm partilerin temsilcileri 23 Nisan Özel Oturumu içerisinde fikirlerini dile getirmişlerdir.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş açılış konuşmasını yaptıktan sonra, Meclis’te grubu bulunan partiler adına Ak Parti Meclis Grubu Başkanı Abdullah Güler, CHP Genel Başkanı ve Meclis Grup Başkanı Özgür Özel, Dem Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatımoğulları Oruç, MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay, İyi Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta ve SP Meclis Grubu Başkanı Selçuk Özdağ birer konuşma yaptılar.

Ardından Meclis’te grubu bulunmayan partiler de birer konuşma yaptılar. YRP Genel Başkanı Muhammed Ali Fatih Erbakan, Hüdapar Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DSP Genel Başkanı Mehmet Önder Aksakal, Deva Partisi adına Evrim Rızvanoğlu, DP adına Cemal Enginyurt ve de Emep Partisi adına Sevda Karaca Demir konuşmalarını yaptılar. Yani 13 tane parti adına konuşmalar yapıldı. Bu 13 partiden 3 tanesi hariç hepsi yurdumuzun kurtarıcısı, Devletimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsederek en azından minnetlerini sundular. Sizlerin de tahmin edeceği 3 parti, konuşmalarında 1 kere bile Atatürk’ten bahsetmediler.

Sizlerin de tahmin edeceği gibi bu partilerden birisi Hüdapar. Diğeri dem parti bir diğeri de Emep partisi…

Hüdapar genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Dem Partisi eş genel başkanı Tülay Hatımoğulları Oruç, Emep Partisi adına Sevda Karaca Demir, Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu Meclis’te milletvekili olarak konuştular, bu Meclis’in kuruluşunun yıldönümü kutlamasında bir kere bile Atatürk’ten bahsetmediler.

Bunu anlamanın imkanı yoktur. Sanki Kurtuluş Savaşı kendi kendine olmuş, Türk halkı bir sabah kalkıp kendi kendine mücadele teme aşkına nail olmuş gibi, olayları anlatıp anlatıp asıl özneden bahsetmemek nasıl açıklanabilir?

Bu konuda CHP’lilerin sessiz kalması da ayrı bir düşünce gerektirir. Dem partisiyle işbirliği yapabilen bir CHP’ye de saygısızlık değil midir bu? Ve daha ilgincini de söyleyeyim Emep partisi konuşmacısı konuşuyor, konuşmasında bir kere bile Atatürk’ten bahsetmiyor ve de ardından CHP sıralarından alkış alıyor. Bu aymazlık değil de nedir?

Şunu anlıyorum tabii ki; emperyalist devletin Türkiye mi, ABD mi olduğunu ayırt edemeyen siyasal yapılar, Atatürk’ün emperyalizme karşı verdiği mücadeleden memnun kalmazlar. Hele ki bu yapılar bir de ABD emperyalizminden nemalanıyor ve besleniyorsa Atatürk’ü hiç mi hiç anmazlar.

Bu tür siyasal yapılar ABD ve AB emperyalizminden beslenir. Ve bu emperyalizmin egemenliği altında Türkiye’yi de emperyalist ülke ilan ederler. Ve de işin daha da ahmakçası ABD ile bir olup Türkiye “emperyalizmini” yıkmaya çalışırlar. Tüm bunları yaparken de Atatürk’ün ülkeye getirdiği demokrasiden yararlanıp, milletvekili, belediye başkanı ve diğer yönetim yerlerine gelirler. Bu şımarıklıkla da demokrasiyi yıkmaya kalkarlar.

Bu ülkede Atatürk’ü reddeden anlayış, eğer samimi ve dürüstse, TBMM’de görev almamalı, Devletin verdiği maaşı kullanmamalı ve de “namusu ve şerefi” üzerine yemin etmemelidir. Aksi halde yaptığı iş “sahtekarlıktan” başka bir şey değildir.

Hiç kimse kusura bakmasın teröre destek veren, terör yaratmaya çalışan ve ülkenin kurucusuna saygı göstermeyen örgütler saygıyı ve sevgiyi hak etmemektedir."