Konya’da 37 yıldır dekoratif alçı kalıpları ile döküm yapan İbrahim Yavuz, babasından miras kalan mesleğini titizlikle sürdürüyor. Alçıyı bir yapı malzemesi olmanın ötesine taşıyan Yavuz, onu adeta bir sanat eserine dönüştürüyor.
Henüz 12 yaşındayken babasının atölyesinde bu işe başlayan ve bugün 49 yaşında olan İbrahim Yavuz, alçı işçiliğinin sabır ve tutkuyla yapılması gerektiğini söylüyor. Yavuz, mesleğe başlama hikayesini şu sözlerle anlatıyor:
“Bir gün babamın yanına gittim. ‘Baba, bir kalıp dökebilir miyim?’ dedim. Çocukluk hevesiydi. O günden sonra bu işten hiç kopmadım. Keyifli ve zevkli bir iş. Zaten sevmeden yapılmaz, sabır isteyen, ince bir iştir.”
BİR MESLEĞİN ÜÇ KUŞAKLIK HİKAYESİ
Yavuz’un babası, alçı sanatını İstanbul’da öğrenmiş. Ustasının bu işi Ermeni ustalardan öğrendiğini belirten Yavuz, o geleneğin şimdi Konya’da yaşatıldığını aktarıyor:
“Babam 1962 yılında bir daire işi için Konya’ya geliyor. O dönem Konya’da bu işi yapan yok. Biz de o günden bu yana buradayız.”
ÇIRAK YOK, EMEK ÇOK
Bugün sektörde çırak sıkıntısı yaşandığını söyleyen Yavuz, gençlerin bu işten uzak durduğuna dikkat çekiyor:
“Sabırlı olunursa bu işten büyük keyif alınır. Yaz tatillerinde gençler gelip deneyebilir, heveslenebilirler. Öğrenmeye başlayınca merakları artar.”
DOĞAL MALZEME, MİMARİ DOKUNUŞLAR
Alçı ürünlerinin dekoratif ve mimari ağırlıklı olduğunu vurgulayan Yavuz, doğal alçı ile çalıştıklarını ifade ediyor:
“Villalara ve konutlara duvar çıtaları, köşe kartonpiyerler yapıyoruz. Her şey müşterinin beğenisine göre şekilleniyor. İmalat kısmı ortalama bir hafta sürüyor, uygulama süreci ise 3-4 günü buluyor. Tamamen el emeği ve sabır isteyen bir iş.”