İş sağlığı ve güvenliği eylem planı oluşturulmalı! 5 ayda Konya'daki iş kazalarında 15 kişi öldü

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Hulusi Ada, “İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için güvenlik kültürünün yerleşmesi ve uzun vadede bir eylem planı oluşturulması gerekmektedir” dedi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı ölümlü iş kazaları raporuna göre 2022 yılının ilk beş ayında en az 646 ölümlü iş kazası oldu. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Hulusi Ada, “Ülkemizde ölümlü iş kazalarının yüksek olması hem çalışan hem de işveren açısından değerlendirildiğinde iş sağlığı ve güvenliğine yeteri kadar önem verilmemesi ve İSG kültürünün yerleşmemiş olmasından kaynaklanıyor. Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği bilinci tam olarak yaygınlaşmış değil. Radyo ve Televizyon Kurumu’nda kamu spotlarının artırılması, STK’ların farklı sektörlerle alakalı seminerler düzenlemesi, kanunun yasal zorunluluk bilincinin dışına çıkarılması İSG bilincinin oturmasında önemli mesafe kat ettirecektir” ifadelerine yer verdi.

“ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARINDA AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ”

Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada 3. sırada yer aldığını bildiren Ada, en çok iş kazalarının çok tehlikeli sınıfta yer alan inşaat sektöründe meydana geldiğini aktardı. İnşaat sektöründen sonra maden sektöründe iş kazasının meydana geldiğini ifade eden Ada, iş sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için yapılacaklar konusunda açıklamalarda bulundu.

Ada, “İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için güvenlik kültürünün yerleşmesi ve uzun vadede bir eylem planı oluşturulması gerekmektedir. Bu kapsamda iş sağlığı ve güvenliği kurum ve kuruluşları, sendikalar ve STK’lar birlikte sosyal diyalog içerisinde çalışmalar yapmalılardır. İş sağlığı ve güvenliği konularında daha etkin önlemler alınmalı, çalışanların iş güvenliği kurallarına uymaları sağlanmalı, ilgili alanlarda yatırımların artırılması ve çalışmaların daha kontrollü şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. İş sağlığı ve güvenliği kavramı yetişen yeni kuşaklara ilk ve orta öğretim eğitimi müfredatı içerisine dahil edilerek bilinç altında İSG kavramlarının oluşturulması sağlanmalıdır. Yetiştirdiğimiz geleceğin işveren ve çalışanları olacak gençlerimize nasıl örf, anane, adet, gelenek gibi kavramlar aşılıyorsak İSG kavramlarını da aşılamalıyız. Bunu başarmamız durumunda gelecekte İSG bir kavram değil yaşam biçimi olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.

“İŞ KAZALARININ YÜZDE 98’İ ÖNLENEBİLİR”

İş kazalarının sebeplerinin işveren ve çalışanlar olarak birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Ada, “Yaşanan kazaların kök neden analizlerinin yapılması, koruma ve önleme tedbirlerinin gelip geçici veya yasak savmak için yapılması başlıca iş kazalarının sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazalarının sonuçlarına baktığımız da ölüm, uzuv kaybı, geçici iş göremezlik, üretim güvenliğinin sağlanamaması gibi olumsuz sonuçlar karşımıza çıkmaktadır” dedi.

Meslek hastalıklarının tamamının, iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğunu aktaran Ada, “İş kazaları önlenebilir, meslek hastalığı olarak belirttiğimiz konunun aynı iş yerinde ve yapılan iş nedeni ile olacağı düşünüldüğünde çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve meslek hastalığına gerekli önemin verilmesi sonucu bunun önüne geçilebilir. İşveren ve çalışanlar üzerine düşen görevi yerine getirdiği takdirde iş kazalarının yüzde 98’inin önüne geçilecektir” diye konuştu.

Ada, şunları dile getirdi: “İşçi sendikaları üyelerinin iş kazası geçirmesinden sonra haklarının kazanılmasında önemli rol oynamaktadır. Sendikalar sadece kendine üye işçiler değil sektör bazında alınacak önlemler ve yaşanacak olumsuzluklar ile alakalı öncülük etmesi gerekmektedir. Sendikalar kaza meydana geldikten sonra değil gelmeden önce çalışanların haklarını savunarak yaşanacak kazaların önüne geçmeyi misyon belirlemelidir.”