Konya
Açık
-4°
Aksaray
Açık
-1°
Karaman
Açık
-1°
Ara
Anadolu'da Bugün Gündem Zemin Sıvılaşması Nedir, Neden Zemin Sıvılaşır

Zemin Sıvılaşması Nedir, Neden Zemin Sıvılaşır

Zeminin sıvılaşması, bir zeminin kuvveti bir deprem sırasında büyük ölçüde sıvılaşmasıdır. Bu durum, zeminin içine girmesi su basıncının artmasının sonuçları meydana gelir.

Okunma Süresi: 5 dk

Zemin Sıvılaşması

Zeminin sıvılaşması, bir zeminin kuvveti bir deprem sırasında büyük ölçüde sıvılaşmasıdır. Bu durum, zeminin içine girmesi su basıncının artmasının sonuçları meydana gelir ve zeminin direncini koruyucular, yüzeylerin yer değiştirmesine ve hasar görmesine neden olabilir.

Zeminin sıvılaşması genellikle sıkıştırma ve kaplama zeminlerde oluşur. Gevşek zeminler, kum, çakıl, silt ve çamurdan oluşan ve doğal olarak su geçirgenliği yüksektir. Bu tür zeminler, deprem dalgalarının dağılması ve deprem sırasında su basıncının artması neden olur.

Sıvılaşmaya neden olan su basıncı, zeminin kumun içindeki ve çakıl tanelerinin hareketlerine ve boşlukların seslerine yol açar. Bu durum, zeminin daha da sıvılaşmasına ve yüzeyleri yer değiştirmesine neden olur. Zeminin sıvılaşması, genellikle depremin etkisinin ve süresinin uzun olması ile dayanıklılığı.

Zeminin sıvılaşması, birçok yapı için ciddi bir tehdit oluşturur. Zeminin sıvılaşması sonucu oluşan yer hareketleri, temellerin çökmesine, duvarların yıkılmasına ve duvarların yıkılmasına neden olabilir. Bu nedenle, yıpranmalara dayanıklı olması ve zeminin sıvılaşması riskine karşı koruyucu önlemler oldukça önemlidir.

Zeminin sıvılaşması yüksek riskli yapıların inşa edilmesi durumunda, bu riskin belirli bir şekilde belirlenmesi ve bu yapıların risklere göre tasarlanması gerekmektedir. Deprem yüksek risk gruplarının, perdelerin depreme dayanıklı olarak inşa edilmesi, zeminin sıvılaştırılmasını önleme yöntemlerinin kullanılması ve düzenli olarak bakım yapılması, deprem sonrası aşınma hasarlarının azaltılması açısından son derece önemlidir.

Prof. Dr. Ali Uzun

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun Bu nedenle, çerçevelerin biçimlerinde, coğrafi özelliklerin mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

Ali Uzun, ana kaya üzerine inşa edilen depremlerden daha az etkileneceğini ifade ediyor. Ancak, alüvyal zeminlerde sıvılaşmanın önüne geçilmesinin mümkün olmaması için, uygun yerlerden bina yapılması gerektiğini belirtiyor. Alüvyal zeminlerde sıvılaşma, Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde daha sık görülüyor.

Uzun, doğal afetlerin oluşumunda coğrafi özelliklerin büyük etkisinin olduğunu vurgulamaktadır. Kuzey Anadolu fay hattı, fay oluğu içindeki bütün ovalar, tektonik ve çukur alanlar bu etkiden nasibini içermektedir. Adapazarı, Düzce ve İzmit'teki geçmiş depremlerde de zeminin sıvılaşması geçmiştir. İbn-i Haldun'un da söylediği gibi, coğrafya kaderdir ve depremler gibi doğal afetlerin oluşumunda, coğrafya önemli bir rol oynuyor.

Sonuç olarak, depremlerde alüvyal zeminlerin olduğu ve zeminin sıvılaşmasının meydana gelebileceği ortaya çıkıyor. Bu nedenle, ızgaraların bulunduğu yerlerde, coğrafi özelliklerin mutlaka gözetilmesi gerekmektedir.

Kırılmalar Artarsa Depremin Büyüklüğü de Artar

Ali Uzun, alüvyal zeminlerde oluşan depremlerde zeminin sıvılaşmasının görülebileceğini belirtti. Ancakleşme sıvıyı önlemenin mümkün olmadığını vurgulayan Uzun, uygun zemin koşullarında depreme dayanıklı ve güvenilir şekilde yapılması gerektiğini söyledi.

Depremin kırıcı zemindeki kırılmanın büyümesi ile yayılmaları da ifade eden Uzun, alüvyal zeminde taban suyu yüksek olan bölgelerinde deprem sonrası sıvılaşma olabileceğine dikkat çekti. Kırılan kompartımanın geleceğinin de önemli olduğunu söylediler Uzun, küçük bir kırılmanın büyük bir depreme neden olmayacağını, ancak büyük bir kırılmanın daha yıkıcı bir depreme neden olabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Uzun, maalesef zemin kurallarına uygun düzenlemeler yapılamadığını da belirtti. Mekanla insan ve mekanla bina arasındaki ilişkinin iyi olması gerektiğini vurgulayan Uzun, güvenli bina yapmanın önemine dikkat çekildi. Depremin Türkiye'nin kaderi olacağını görecekleri Uzun, bu nedenle yaşam üçgeni gibi tahminlerin yerine depreme dayanıklı yapılarının olması gerektiğini ifade etti.

Zemin Sıvılaşmalarının Sonuçları

Zeminin sıvılaşması, bir deprem sırasında zeminin sıvı hale gelmesi ve katı yapısını kaybetmesi durumudur. Bu durum, alüvyon gibi çekme ve suya doygun olan zeminlerde meydana gelir. Zeminin sıvılaşması, depremin yıkıcı etkilerini etkilemesi ve hasar görmesine neden olabilir.

Sıvılaşan zemin, küçük kayma gerilimlerinin şekillerinin büyük sonuçlarına neden olabileceği bir yapıya sahiptir. Bu durumda, perdelerin zemine batabilmesi veya hafif yapılarda yukarı doğru hareket edebilmesi mümkündür. Bu şekil değişimlerini görme sonucu hasar görme ölçümüdür.

Zeminin sıvılaşması, zeminin gerilmesine, daneler arasındaki bağa, kil miktarına ve boşluk davranışlarının perdesinin engellenmesine bağlıdır. Bu nedenle, suya doygun zeminlerde, zeminin sıvılaşması daha yaygın olarak görülür.

Sıvılaşma kısıtlaması mümkün olmasa da, uygun bölgelerin yapılması ve zemin koşullarının göz önünde bulundurulması, aşınma depreme karşı daha dayanıklı hale getirilmesi sağlanabilir. Ayrıca, doğru inşaat yöntemleri ve malzemeleri kullanarak depreme dayanıklı yapılar yapmak, depremin yıkıcı etkilerini azaltmak.

Zemin Sıvılaşmaları Nereler de Görülür

Deprem sırasında oluşan deprem dalgaları, özellikle suya maruz kalanlardan oluşan tabakalardan etkilenen zeminde etkiler çeşitli neden olur. Bu etkiler sonucunda zemin yapısı düzeni ve sıvılaşma meydana gelebilir. Özellikle kil bulunmayan kumlar ve siltler, su doygunluğuna geçtikten sonra sıvılaşma potansiyeline ulaşma. Sıvılaşma, bu zeminlerde sıkıştırma olarak bulunan danelerin göçerek yerleşmesine ve sıkışmasına sebep olur. Bu da görüntüyü zemine batabilmesi veya hafif aygıtları yukarı doğru hareket etmesi gibi hasarlara neden olabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *