Genç kızın intiharının ardından ortaya çıkan not defteri, yaşadığı duygusal karmaşayı ve son derece zor bir süreci gözler önüne seriyor.
Sena’nın not defterinden çıkan satırlar, sadece kişisel dünyasına değil, aynı zamanda onu derinden etkilediği iddia edilen yasak aşka dair önemli ipuçları taşıyor:
“Bütün elbiselerimi yardım kuruluşlarına verin. Kitaplarımı üniversiteye, günlüklerimi yuvaya, balımı Ahmet’e. Benden hiçbir şey kalmasın bu dünyada. Mezarıma tek bir çiçek dahi istemiyorum. Mezar taşım dahil olmasın. Hiç kimse beş dakikadan fazla kalmasın mezarımın başında. Ağlamak isteyen evine gitsin annem de dahil. Cenazemde herkes bir tane sigara içsin. Ve asıl mesele: Ahmet asla mezarıma gelmesin.”
Bu satırlar, genç kızın derin bir kırgınlık ve yalnızlık içinde olduğunu, özellikle “Ahmet” olarak bahsettiği kişiyle yaşadığı ilişkiye dair büyük bir acı taşıdığını ortaya koyuyor.
Soruşturma Devam Ediyor

Sena Düzgün’ün ölümüyle ilgili adli soruşturma devam ediyor. İntihar mektubu ve not defterinde geçen ifadeler, olayın sadece bireysel bir trajedi olmadığını düşündürüyor. Üniversite ve yetkililer, yaşananların arkasındaki gerçek nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Fakat herhangi bir gözaltı ve tutuklama yok. Yetkililerden ve ismi geçen Ahmet Pekaydın tarafından da bir açıklama gelmedi.
Genç kızın ardında bıraktığı notlar ve mektuplar, onun ne denli derin bir yalnızlık ve çaresizlik içinde olduğunu gözler önüne seriyor. “Ahmet asla mezarıma gelmesin” ifadesi ise, yaşananların üstünde çok büyük bir gölge olduğunu gösteriyor.
Bu acı olayda, genç yaşta kaybedilen Sena Düzgün için adalet ve gerçeklerin ortaya çıkması tüm kamuoyu tarafından bekleniyor.