15 Temmuz'da üç şehit veren acılı aile…
15 Temmuz'da üç şehit veren aile acı ve gururu bir arada yaşıyor…
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne giden kardeşleri ve kuzeni şehit olan Nizami Gülşen, "Bu millet bir demokrasi dersi verdi, Türkün, Türk milliyetçiliğinin ne olduğunu gösterdiler bu hainlere." dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine karşı koymak için Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne giden Mehmet ve Hakan Gülşen kardeşler ile kuzenleri Lütfi Gülşen, darbeciler tarafından F-16'dan atılan bomba nedeniyle şehit düştü.
Aile üyelerinin darbeye direniş mücadelelerini AA muhabirine anlatan Nizami Gülşen, ailesinden 3 kişinin şehit olmasının yaşattığı gururu dile getirdi.
Üzerinden 8 yıl geçen FETÖ'nün darbe girişiminde milletin bağımsızlığına sahip çıktığını belirten Gülşen, "Bu millet bir demokrasi dersi verdi, Türkün, Türk milliyetçiliğinin ne olduğunu gösterdiler bu hainlere." diye konuştu.
Kardeşi Mehmet ile şehadetinden önce aralarında geçen son konuşmanın zihninden silinmediğini vurgulayan Gülşen, şöyle devam etti:
"15 Temmuz hain darbe girişimi başladığı zaman, Cumhuriyet Meydanı o zaman, şimdi 15 Temmuz Demokrasi Meydanı oldu, orada gördüm kendisini, hiç unutamıyorum. O sesi hala hafızamda duruyor. 'Gidelim bunlara bir demokrasi dersi verelim.' dedi. Allah'ın takdiriilahisi işte."
- "Allah bir daha vakitsiz sela okutmasın bu millete"
Diğer şehit kardeşi Hakan ile o gece hiç karşılaşmadıklarını aktaran Gülşen, "Nöbetten gelmiş, hemen eve uğruyor, evden geri çıkıyor. Kırtasiyeye uğruyor, bir bayrak alıyor. Şehit olduğunda, boynuna bağlamış o bayrağı, adli tıpta bile açamamışlar, kesmişler boynundan." ifadesini kullandı.
Gülşen, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin, Cumhuriyet tarihinde yaşanan diğer darbelerden farklı olduğunu belirterek, "Allah bir daha vakitsiz sela okutmasın bu millete. Yıllarca Cumhuriyet tarihinde ihtilaller olmuş, düdük sesini duyan kafasını evden çıkaramamış." dedi.
- "Sincan Mahkemesi'ne bir defa gittim, dayanamadım"
Kardeşlerinin şehadetinden sonra katillerinin yargılandığı duruşmalara gitmeme kararı aldığını dile getiren Gülşen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sincan Mahkemesi'ne bir defa gittim, dayanamadım, yani kaldıramadım. Ondan sonra da bir daha gitmedim o mahkemeye. Bir kere gördüm, resmen yani hakimlerle falan dalga geçiyorlardı. O şekil konuşmaları oluyordu. Bayağı da uzadı mahkemeler. Onu kaldıramıyor insan."
- "Vatanımızı vermemek için ellerinden geleni yapmışlar"
Şehit Lütfi Gülşen'in eşi Menzile Gülşen de darbe gecesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla eşinin helallik isteyerek evden çıktığını belirtti.
Menzile Gülşen, 15 Temmuz'un kapkara bir gece olduğunu, aileden üç şehidin de darbenin bastırıldığı ilk saatlerde sabah namazını kıldıktan sonra evlerine dönerken şehit olduklarını belirterek şunları kaydetti:
"'O son bomba elimizde kalmasın.' diyerek değerlendirmişler işte. Onlar da bizimkilere denk gelmiş. Hem çok gururluyuz hem de bir sürü çocuk kaldı. Tabii babalarını soruyorlar. 'Gelecek mi?' diyorlar. Onları ikna etmek zorundasın. Tabii büyüklere düşüyor iş. Rabbim onların cezasını verdi, Rabbime şükürler olsun onlar cezasını aldı. Biz de gururluyuz, vatanımızı, bayrağımızı vermemek için ellerinden geleni yapmışlar sabaha kadar. Düşünmemişler çoluklarını çocuklarını, annelerini, vatan sevgisi daha ağır bastı. Çok şükür hayatımız devam ediyor."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.