LGS’ de düzenleme yapılması planlanıyor (Özel Haber)
15 Ekim’de açıklanacak vizyon belgesiyle ilgili konuşan Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin, “LGS’de ezbere dayalı soruların ağırlığı azalacak. Öğrencilere öğrenmeye ve yoruma dayalı sorular yöneltilecek” değerlendirmesinde bulundu
Büşra Korkmaz - Eğitimde kaliteyi artırmak için hazırlanan ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 15 Ekim’de açıklayacağı vizyon belgesiyle ilgili ayrıntılar ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre vizyon belgesinde yer alacak başlıklardan biri de Liselere Geçiş Sistemi(LGS). Buna göre liselere geçiş sistemi veya müfredat değişikliği öngörülmüyor. Onun yerine sınavda sorulan soruların ağırlıklarıyla ilgili olarak bir düzenleme yapılması planlanıyor. LGS’de ezbere dayalı soruların ağırlığı azalacak. Öğrencilere öğrenmeye ve yoruma dayalı sorular yöneltilecek. Ezbere dayalı eğitimin önüne geçmek içinde, deney ve gözleme dayalı öğrenme desteklenecek.
DÜZENLEMEYE TAM NOT
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, 15 Ekim’de açıklayacağı çalışmayla ilgili konuşan Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin “Vizyon belgesinde yer alacak başlıklardan biri Okul Sistemi ve Basamaklar arası Geçiş Sistemi ve Liselere Geçiş Sistemi olacak. Burada temel işlev sınavda soru tekniğinin değiştirilmesine verilmiş gibi gözüküyor. PISA’ya uygun bir tarzda LGS’de ezbere dayalı soruların ağırlığı azalacak. Öğrencilere öğrenmeye ve yoruma dayalı sorular yöneltilecek. Ezbere dayalı eğitimin önüne geçmek içinde, deney ve gözleme dayalı öğrenme desteklenecek. Sorularla ilgili yapılacak olan düzenlemenin destekçisiyiz. Hayata geçirilebilirse bu uygulama bizden tam not alacak” dedi.
“TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ GENÇLİĞİ KUŞATMIYOR”
Okul sistemimiz şu an hayattan kopuk bir şekilde veriliyor diyen Şenol Metin “Okullarımızın temel işlevi daha çok üst öğrenime hazırlama üzerine kurgulanmış bir sistem var. Okul sistemimiz şimdilik sınava kim daha iyi hazırlanır bundan ibaret. Okul bir üst öğretime nasıl daha iyi hazırlanır bunu üstlenmiş bir misyonda. Bu anlayışı değiştirmemiz gerekiyor. Okul öğrenciye deneyim katan, hayata hazırlayan, yeteneklerini ortaya çıkartan bir işlevi üstlenmelidir. Dünya ülkelerine baktığımızda bunun çözümü basit. Minimum teorik ders, maksimum sosyo-kültürel (Spor, sanat, hobi, topluma hizmet uygulamaları) dersler. Örneğin, öğrencilerimiz 12 yıllık eğitim hayatında kendisi görevli değilse bir sosyo-kültürel etkinliğe katılmıyor. Huzurevine gitmiyor, bir Gaziyi evinde ziyaret etmiyor, bir tiyatro izlemiyor, bir çiçek yetiştirmiyor… Bu listeyi uzatabiliriz. Bu da hayattan kopuk bir okulu, okuldan kopuk bir veliyi ve çocuğunun farkında olmayan aile yapısını ortaya çıkartıyor. Artık eğitim, sınıfta verilemeyecek kadar kompleksleşti. Türk eğitim sistemi hayatın bütününü kuşatamadığı gibi gençliği de kuşatamıyor. Okulun bu yüzden öğrencilerin hayatında bir anlamı yok. ” ifadelerine yer verdi. Son olarak Yükseköğretimin Milli Eğitim’in ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Metin, bu vizyon belgesindeki yükseköğretim başlığının reformist bir bakışla yazılması gerektiğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.