Ey Bu Vatanın Evlatları
Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ilk Cumhuru Reisi idi, o günkü değerli Paşalarımız kendisini Önder olarak kabul etmişler, akabinde ise mücâdeleye başlamışlar, öyle bir mücâdele etmişler ki, ülkemizi sarmaşık gibi saran farklı ülkelerin askerlerini püskürtmüşler, sonrasında ise milli mücâdelenin üzerine Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlar.
İşte o Milli Mücâdele yiğitleri ülke siyasetini de millileştirmişler, kendi fabrikalarını kurmuşlar, dışarıdan almak yerine pahalı da olsa kendimiz üretelim, üretelim ki dışa bağımlı olmayalım demişler, onlar hep sağlıklı büyüyelim demişler, çünkü biz çağ açan, çağ kapatan Fatih'in torunlarıyız demişler.
O altın saçlı Mustafa Kemal Atatürk, ‘Köylü Milletin Efendisidir’ demiş ve üreten köylüyü yüceltmiştir, o eğitimi mecbûri kılmış ve bilginin yolunu insanımıza tamamen açmış. O'nun ve dava arkadaşlarının ülkemizi ve insanımızı yücelten her emeğini alkışlıyor ve kendilerini selamlıyorum. Lâkin kimde O'nu ilahlaştırıyor, arkasına sığınıyor ve bu ülkenin de hayrına bir şey yapmıyorsa, o insanları da şiddetle kınıyorum. Bu insanlar Mustafa Kemal Paşayı kullanan insanlar... Toplumun içinde sözüm ona Atatürkçülük yapıyorlar, biraz yaklaşın Mustafa Kemal Paşanın ideallerinden, üretkenliğinden, milli duygularından, hattâ millet duygularından hiç alakalarının olmadığını göreceksiniz. Sözümüz Onu ilahlaştıranlara ve sahte Atatürkçülere! Milli Atatürkçüler, Öz Mustafa Kemal Paşacılar, onların ömrü bereketli olsun ve bu ülkeye hizmet etmeye devam etsinler inşallah. Bir de Atatürkü çok aşağılayanlar var, çok aşağılamak sağlıklı bir eleştiri değildir, böyle yapan insanlar kendisi aşağılar da farkına bile varmazlar. Elbet Atatürk melek değil insan, yanlış kararlar almış olabilir, lâkin kardeşim sen o kadar doğrular var iken neden eğrileri bayraklaştırıyorsun, doğruları kullan yoluna devam et, eğrileri de bir kenara koy, onlar eğri de olsa bizim mirasımız, tekrar aynı hata lüksüne düşmemek için onları sakla, bizler Atalarımızın yanlışlarından ders çıkarmasını bilmeliyiz.
Paşamızın ruhu şad olsun, kabir azâbı vâr ise Allah affetsin, ey cânlar Allah aşkına aynanın karşına geçelim ve bir kendimizle yüzleşelim, doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz gerçekleri, ne kadar yapıyoruz?
Unutmayalım kendi doğrularına yanlış olanlar, başkasının yanlışını doğrultamaz.
Atatürk yerin altında yaptıklarının hesabını bir bir veriyor, dikkat et bize de o günler yakın, bize de yerin altında bir bir soracaklar, o sorulara yanlış cevap verebilmenin mümkünatı da yoktur. Çünkü her birerimizin hayatı kayıt altında, sorgu melekleri sâdece teyit etmek için sorarlar, gönül ister ki bu soruları daha bu dünyada kendimize soralım, oradaki sorulardan da hiç korkmayalım.
Atatürk'ü ilahlaştıranlarla, küfredenlerle zaman kaybetmeye gerek yok, çünkü bu iki sınıf insanlara zaman harcarsanız zaman sizden hesap sorar. Çünkü bu iki kesimde kafasını kuma sokan ve kendi yanlışlarını görmeyen insanlardır. Unutmayalım öğrenelim, eleştiri küfretmek değildir. Eleştiri yüceltmek için yapılır. "Eleştiri etkili bir anti virüstür, doğru yerde kullanılırsa insanı hatâlardan korur ve doğru hizmetlere vesîle kılar." "Eleştiri çift taraflı ok gibidir, doğru yapılmayan eleştiriler, sahibine ama bu gün, ammâ yârın döner." "Eleştirinin edepsizliği, edepsizliğinin sofrasını hazırlar. Bu sofrayı da ancak edepsizler yer."
"İyi niyetli eleştiriler, antibiyotiğe benzer. İhtiyaç hâlinde bu antibiyotikleri kullan ve sıkıntıları bir bir gider." "Azîzim! Dünkü artılarına kulağını tıka, sen eksilerine, eksi denilenlerine kulağını kabart. Eleştiriyi velî nimetin belle ve muhâtabına teşekkür et." "Azîzim iyi niyetli eleştiriler kandil gibidir, kötü niyetli eleştiriler ise vâr olan aydınlığı kararttıkça karartmış gibidir. Azîz'im sen seni eleştirmeden önce, aman başkalarını eleştirmeye kalkmâ, yoksa eleştirin tohumu çürür, çürüyen tohumlar ise aslâ ama aslâ yeşermez. Yeşermeyen ruhların arasında ise, oksijen bulmak pek zordur. Hadi durma iyi niyetli eleştiriler ile, önce kendine sonra başkalarına oksijen ol, enerji ol, hayat ol, cân ol." " Azîzim eleştirirken eleştirilebileceğini de unutma ki, eleştirilerinin ayakları yere bassın." "Hizmet etmediysen eğer, hizmet edeni eleştirirken kılı kırka yar ve öyle eleştir. Unutma hizmet fedâkarlıktır." Biz'de geçmişe eleştiri yapabilir, kendimizce uygun görmediğimiz şeyleri söyleyebiliriz, yakın tarihimizde uygun olmayan seylerde olmuş, fakat bunları bu gün konuşmayacağız. Her söz tavında dövülmeli vesselâm. Sürçü lisan etmiş ise affola efendim. Anadolumuzun bağrından çıkan, Atatürk’ün en yakın dâvâ arkadaşlarından olan Kazım Karabekir'i ve daha nice silah arkadaşlarını da burada anıyor hatırlıyor ruhları şâd makamları da âlî olsun inşallah. Yüce Allâh bu vatan uğruna, bu bayrak uğruna, din ve îmân uğruna mücâdele etmiş şehitlerimizin ve bu âlemden göçmüş gazilerimizin sessiz yolculukları, huzur ile, huşû ile geçsin ve şu gökkubbede bıraktıkları enerjileri, Anadolu'da Bugün bizlere, vatanın her bir bölgesindeki bireylere ilham kaynağı, huzur kaynağı, övünç kaynağı, şeref kaynağı olsun inşallâh. Âmîn.
Bu duygu yoğunluğuyla, Anadolu'da Bugün Gazetemizin emektarlarını, değerli okurlarını cânı gönülden selamlıyorum.
kalın sağlıcakla, kalın huzur ve sevgi atmosferiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.