Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

Azîzim Etme! Ten İle Ruh Arasına Duvar Örme

Azîzim Etme! Ten İle Ruh Arasına Duvar Örme

Güller hassas noktalarından kırılabilir.

İnsan gülleri de hassas noktalarından kırılabilir.

Azîzim!

Biz insan güllerini ne kıralım ne de solduralım.

Güllere değer verdiğin kadar değer bulur, gülleri saydığın kadar da sayılırsın.

Ey Cân!

İnsan gülüne bülbül gibi yaklaş ve öyle muhabbetini aktar.

Güllerin efendisi Efendimiz Hazreti Muhammed’e bülbül gibi yaklaş.

Hadi durma öyle ürkek ürkek, ruhundaki ve özündeki hakîkât ile dile gel, hâle gel.

O ümmetinin her bireyini çok önemser,

O her canlıya da gül kokusunu saçardı.

Yeter ki kişiler O'na giderken burnunu tıkamasın, yeter ki insanlar O'na giderken gözlerini kapatmasın, yeter ki insanlar O'na giderken kulaklarını örtmesin.

Ey cân bülbülü ve gülü, hadi hem güllüğünün hem de bülbüllüğünün kıymetini bil.

Ah! Ah!

Âlem kıranlar ve kırılanlar ile dolup dolup taşmakta.

Şu alem cânları yakanlar ve yakılanlar ile çôk yoruldu.

Şu âlem zulmeden zâlimler ve zulme uğrayan mazlumlarla perîşân oldu.

Şu âlem ezenler ve ezilen garibanlarla hüzünlendi,

Şu âlem hem hüzün yükünü, hem kahır yükünü, hem nefret de yükünü artırdı.

Ey şu âlemin biz çocukları, lütfen unutmayalım.

Biz âdemler, bu âlemin zerreleri ile vâr olduk.

Bizler insanlar, vâr oluşumuza sebeb olan bu âlemi neden yanlış tercihlerimiz ile üzüyoruz.

Biz yaratılan kullar

Vâr oluşumuza sebeb olan bu âlemi neden eğri fiiliyatlarımız ile acıtıyoruz.

Ah, ah!

Şu yeryüzünün âdeme, yâni biz insanoğluna, dağın taşın kabul etmediği emâneti kabul eden insana

Hayran olduğunu, âşık olduğunu bir bilsen, bir anlasan, bir tefekkür etsen, bir idrâk etsen, bir fehmetsen

İşte o vakit sen de sana, sen de kendine, sen de kendindeki kendine aşk'ı ilân edecektik.

Sen de kendi kendine muhabbet duyacak, sen de kendine özlem duyacak, sen de kendi kendine hasret olacaksın.

Hasret olanlar kavuşma arzusuyla her dâim gayret eder dururlar,

Hasret olanlar kavuşma arzusuyla plan proje yaparlar,

Hasret olanlar kavuşma arzusuyla düşler ve hayaller kurarlar,

Hasret olanlar kavuşma arzusuyla dünlerini unutmamak için hep yâd ederler,

Hasret olanlar kavuşma arzusuyla ten ile ruh arasındaki mesâfeleri kapatmanın iştiyakiyle çalışırlar,

Ey cân! Evet evet, sen hem gülsün hem de bülbül.

Yerine göre ten'in bülbül, yerine göre de ruh'un bülbüldür.

Yerine göre ten'in gül, yerine göre de ruh'un güldür.

Unutma azîzîm ten ve ruh iki sevgilidir,

Ten ve ruh iki âşuk ve mâşuktur,

Ten ve ruh seven ile sevilendir

Ten ve ruh bir birini en iyi tamamlayan ikilidir,

Ten ve ruh gece ve gündüz gibi geceyi ve gündüzü anımsatır,

Ten ve ruh toprak ile rahmet gibidir,

Ten ve ruh varlık ile yokluk gibidir,

Ten ve ruh isteyen ile istenilen gibidir,

Ten ve ruh birbirlerini örten en güzel örtüdür, Ten ve ruh birbirlerin ayın ondördü gibi parlatan en güzel gayret ehlidir,

Azîzim etme! Sakın olan te ilâ ruh arasına duvar örme.

Kim teni ilâ ruh arasına duvar örerse,

Kim kendi hakikatini bâtıla çevirirse,

Kim yaratılış sırrını kalın perdeleri örterse,

Kim Gâlû belâdaki Allâh'a verdiği sözü unutursa,

Kim şu dünyâda fânî olduğunu unutup, bâki gibi hareket ederse,

Kim ruhunun arzularına kör olup, bedeninin arzularını ilahlaştırırsa,

Vâllâhi yukarıdaki o meçhül kişiler, kişiliklerini kaybeder ve kendilerine gelemezler

Billâhi yukarıdaki o kişiler kendi kendileriyle aslâ barışık olamazlar,

Tillâhi o kişiler Ebu Cehilleşirler, Ebû Lehepleşirler. Böyle kişiler hem topluma hem de kendilerine zulmederler.

Azîzim unutmâ kendileriyle barışık ve tanışık olamayanlar, bir başkasıyla da tanışık ve barışık olamazlar.

Topluma mı faydalı olmak istiyorsun, önce kendine faydalı ol.

Kendine faydalı olanlar sağlam bir tohuma benzer, kendine faydasız tohumlar ise çürük bir tohuma benzer.

Unutmâ kendini tanımayan bir başkasını hiç tanıyamaz.

Unutmâ kendine karanlık olanlar, bir başkası aydınlık olamaz.

Unutmâ kendine gül ve bülbül olamayanlar, karşısındakilere de gül ve bülbül olamazlar.

Hadi şimdi önce güllüğümüzü ve bülbüllüğümüzü fark edelim,

Bu farkındalığımız ile farklılığımızı yeşertelim.

Yeşerenler havayı temizler, yeşerenler rahmeti çağırır, yeşerenler hem tenlere hem de ruhlara hitâb eder.

Yeşerenler ne kendi gülünü ne de karşısındaki gülü kırarlar.

Yeşerenler zâlimliklerinden vazgeçerler ve mazlumların yanında yer alırlar.

Yeşerenler ne kendindeki hakikati kırar, ne de karşısındakinin hakîkatini kırar.

Yeşerenler ne yanlış kararları ve tercihleriyle ne kendilerini ne de karşısındakini yakarlar.

Kendini en güzel yeşertenlerin şâhı efendisi, güllerin efendisi Hazreti Muhammed Mustafâ dır.

Kim Hazreti Muhammed Mustafa’ya yaklaşır ve Onun hâlini ve yaşantısını benimserse, inanın hiç solmaz ve her dâim yeşerir.

Çünkü O yaşayan Kur'ân-dı, O Kur'ân-ı Kerîmi en iyi anlayan yaşayan ve uygulayandı, O hakîkati en güzel şekilde aksettiren ayna hükmündeydi, O Allâh'ın elçisi, son peygamberi olan El Emîn'i Muhammed Mustafâsı idi.

O çok tefekkür eden, çok akleden, çok düşünen bir kuldu.

O dağlara çıkar ve sessizliğin sırrıyla önce içeriye doğru seyehât eder, daha sonra da dışarı doğru seyehât ederdi,

O enfüsü ve afâkı konuları konu edinir ve özündeki öz ile konuları tartar değerlendirir ve çıkan sonuca göre gönlündeki akarsuyuna yön verir ve istikâmetine ilerlerdi.

Ey Anadolu’da Bugün sizler bizler ve diğer cânlar. Gelin biz de insan güllerini kırmamak için, Efendimiz Muhammed’e yeniden biât edelim, yeniden İslamlığımızı ve Müslümanlığımızı gözden geçirelim.

Anadolu’da Bugün bizler artık taklidi imandan taklîdi imâna geçelim

Belki o vakit, gül kokumuzu hem kendimiz, hem de çevremiz teneffüs eder. belki o vakit hem kendimize hem de çevremize bülbül olur ve karşılıksız sevgi dağıtırız.

Bu duygularla Anadolu’da Bugün Gazetesinin değerli emektarlarını, okurlarını ve gazetemizin vâr oluşuna sebep olanları cân-ı gönülden selamlıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yolcu Aziz Kaya Arşivi
SON YAZILAR