Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Merkezi Sınavlarda Süre

Merkezi Sınavlarda Süre

Merkezi Sınavlarda Süre

Merkezi sınavlar, okuyacağımız okulu ve okuduğumuz bölüme göre meslek seçiminde en önemli faktördür bu ülkede. Okumaktan başka bir seçenek düşünmeyenler için hayat-memat meselesi dense yeridir. Bundan dolayıdır ki ilkokuldan başlayarak muhit, okul ve öğretmen arayışına girilir. Ortaokul hakeza. İyi bir lise okumak için daha 5.sınıftan itibaren etüt ve kurs merkezi, özel ders alma, DYK kurslarına yazılma, özel okula gitme ve yardımcı kaynak alma gibi merkezi sınavlara hazırlanma çabamız var. Aynı maraton, lise öğreniminde de devam ediyor.

Niyetim merkezi sınavları anlatmak değil. Çocukluğunu doğru dürüst yaşamadan burunlarından fitil fitil getirdiğimiz çocuklarımıza dünyayı dar eden ve hayatlarına yön veren merkezi sınavlardaki sürelere dikkat çekmek istiyorum. Çünkü sınava giren öğrencilerin kahir ekseriyeti "Süreyi yetiştiremediğinden" şikayetçi. Çocuklarda mı sorun var, verilen sürelerde mi?

Önce sınav sürelerine bir bakalım:

LGS→50 soruluk sözel alan için 75 dakika, (her bir soruya 1,5 dakika)

40 soruluk sayısal alan için 80 dakika. (2 dakika)

TYT→120 soruya 135 dakika. (ortalama 1,125 dakika)

AYT→160 soruya 180 dakika. (1,125 dakika)

Merkezi yapılan sınavların her soruya düşen ortalama süresi, verdiğim bilgilerde görüldüğü gibi ortaokullarda 1,5 ila 2 dakika, lise öğrencilerinde ise 1,125 dakikadır.

Sürelere bakınca ortaokul öğrencilerinin girdiği LGS süresine eh, olabilir diyeceğim. Lise son ve mezunlarının girdiği YKS süresi tam bir fecaat. Yazık çocuklara verilen bu süreye. İki ayağını bir pabuca sok demektir, düşünmeden yap demektir, seri üretim yapan bir makine gibi ol demektir. Çocuklar ve ebeveynleri için hayat-memat olan bu sınavlarda, sınava giren öğrencilerin çoğunluğu süre sorunu yaşıyorsa çocuklardan kaynaklanmayan bir sorun var demektir. Merak ediyorum, ister sözel ister sayısal sorularda olsun, MEB Bakanına, ÖSYM Başkanına, kendi hazırladığı soruların dışında merkezi sınav sorularını hazırlayan kişilere aynı süreyi verip kendilerini imtihan etsek kaçı süre sorunu yaşamaz.

Kimse biz de bu yoldan geçtik, biz de zamanı ayarlama sorunu yaşadık, bunlar da aynı sorunu yaşayacak. Bu, pratik eksikliklerinin ve fazla soru çözmediklerinin bir sonucudur, derece yapanların niye böyle bir sorunu yok, elemek ve başarı sırası belirlemek için başka yol yok diyemez. Yeni nesil sorular, bilgiden ziyade çocukların anlama ve kavrayışlarını ölçmeye yönelik. Bilgi sormuyoruz, metinden ne anladığını ölçeceğiz diyerek neredeyse bir sayfayı bulan bir metin koyuyoruz önüne. Uzun sorular bir değil, beş değil. Neredeyse tamamı böyle. Eskiden Türkçe veya Edebiyat sorularında gördüğümüz uzun sorulardan Fen grubu ve diğer dersler de nasibini aldı. Çocuk, sorunun uzunluğunu görünce daha baştan gözü korkuyor. Büyükler gibi daha anlama, kavrama ve analitik düşünme melekeleri tam gelişmemiş çocuk ve gençlere Allah'tan reva mı bu? Çocuk/genç parçayı mı okusun, parçayı mı anlasın? Verilen bu süre ile öğrencinin parçayı ikinci defa okuması mümkün değil.

Niyetimiz öğrencilerin başarısını mı ölçmek yoksa zamanla yarıştırarak heyecan ve aceleden nasıl yanlış yaptırarak başarısız kılarız mı? Niyet, başarısızlığı ölçmek olmasa da sonuç nasıl başarısız kılarıza varıyor. Yapmayın Allah aşkına! Yazık etmeyin bu çocuklara! Geleceklerini ve hayallerini yok etmeyin. Düşünecekleri kadar makul süre verin sınavlarda. Hem siz "Acele işe şeytan karışır" demiyor musunuz? İşimize şeytanı karıştırırsak istemediğimiz bildik başarısızlıklar ortaya çıkar. Ya soruları azaltın ya da süreyi makul bir seviyeye çekin. Bu çocuklara yazık etmeyin. Onları, bu dünyaya geldiklerine pişman etmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi