Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Hem Külfet Hem de Nimet

Hem Külfet Hem de Nimet

Hem Külfet Hem de Nimet

Evlere kapanmaktan sıkıldığımız kadar dışarı çıktığımızda maske takmaktan da sıkıldık. Nasıl bir maske ise doğru dürüst nefes aldırmıyor bize. Ağız ve burnumuzun açık olması bir nimetmiş gerçekten. Hele bir de gözlüklü isen, yandın demektir. Çünkü maske takınca gözlük buğulanınca önünü de göremiyorsun. Sadece burun ve çenemizi kapatmamıza rağmen bir tanıdığımızla karşılaştığımızda kolay kolay tanıyamıyoruz. Küçücük bir maske bizi virüse karşı koruduğu gibi tanınmamızı da zorlaştırıyor.

Geçen gün bakkala uğradım. Bakkaldan çıkan bir hanımefendi "Ramazan Hocam! Nasılsın, iyi misin" dedi. Baktım, tanıyamadım. Çünkü yüzünde maskesi vardı. Kimsin, beni nereden tanıyorsun? Sizi çıkartamadım demeden iyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız dedim, hiç bozuntuya vermeden. İsmimle hitap ettiğine göre belli ki beni tanıyan biri. Sesinden de çıkartamadığıma göre uzun süredir görüşmediğim biri olmalı. Maskesini çıkarsa mutlaka tanırım ama maskeni çıkar diyemem ya. Yine hiç bozuntuya vermeden "Aynı okulda mısın" dedim. "Evet" dedi. Bana "Siz, Sarayönü'nde misiniz" dedi. Hayır, oradan geldim diyerek çalıştığım okulu söyledim. İyi günler dileyerek ayrıldık. 

Eve İnternet bağlattığım gün apartmanın önünde Telekom elemanlarıyla konuşurken yanıma yaklaşan biri selam vermekle yetinmedi, konuşmaya başladı. Adama cevap veriyorum ama tanıyamadım. Dikkatlice dinleyince sesinden karşı komşum olduğunu anladım. İlahi komşu! Sen misin? Maskenden çıkartamadım dedim. 

Ömrümüz kifayet eder de eskiden olduğu gibi bir gün normal hayata geçer ve yüzümüzdeki maskeleri de atarsak nefes almada ve tanınmada zorlansalar da bazı insanların yine maskeli dolaşmalarını isterim. Çünkü maske bu tiplerin alışkanlık haline getirdikleri iki özelliklerini örtüyor. Ne demek mi istiyorum? Efendim, burunlarını çöp sepetini karıştırır gibi karıştırıp duruyorlar. O küçük maske dolayısıyla ellerini burunlarına götüremiyorlar. Götürseler de elin burna temasını maske engelliyor. Maskeli iken burunla oynayamadıklarına demek ki burunlarında bir şey yok. Avarelikten kendilerine meşgale bulmuşlar ve tik haline getirmişler, hemen parmakları burunlarına gidiyor.

Bir diğer kesim daha var ki normalleştiğimiz zaman bu tipler de yine maske takmaya devam etsinler istiyorum. Bunların da elleri ağızlarında. Fırsat buldukça parmaklarını ağızlarına götürerek tırnak yiyorlar. Maske dolayısıyla maalesef ellerini ağızlarına götüremiyorlar.

Gördüğünüz gibi maske deyip de geçmeyin. O küçücük maske neleri gizliyor, nelere kadir, bir bilseniz... Eli ne burna götürtüyor ne de ağza.  Nimet dense yeridir.

Maskenin hem külfet hem de nimet olduğundan konu açılmışken normal hayata döndüğümüzde eli burnuna ve ağzına gitmeyen bazıları, yüzlerindeki maskelerini çıkarırlarken gerçek kişilik ve kimliklerini gizledikleri maskelerini de çıkarsalar, oldukları gibi görünüp kendilerini gizlemeseler, insanlığa çok büyük hizmet etmiş olurlar...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi
SON YAZILAR