Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Bir Yanlış Bir Başka Yanlışla Düzeltilmez

Bir Yanlış Bir Başka Yanlışla Düzeltilmez

Bir Yanlış Bir Başka Yanlışla Düzeltilmez

Usul, yol, yöntem bilmek ve adabı muaşeret dediğimiz nezaket kurallarına riayet etmek asıl olandır. Bunu herkes ister. Zaman zaman nezaket ve görgü kurallarına uymayan insanımız olmuyor mu? Oluyor elbet. Mesela bir büyüğün karşısında bacağı bacak üstüne atıp oturmak bizim toplumun saygı anlayışına uymaz. 

Bu durumda ne yapmak lazım? Kişi bu şekil oturmasına devam etmeli, ses çıkarılmamalı mı? Yapanın yanına kar kalmamalı. Mutlaka tepki verilmeli. Ama bu tepki nasıl gösterilmeli?

*İsim belirtmeden, kişinin yüzüne bakmadan üstü kapalı bir şekilde genel bir uyarı yapılabilir. Kulakları çınlasın! Burnunu karıştıran bir öğrenciyi gördüğünde Recai Gümüş, başını havaya dikerek "Yavrum! Çöp sepeti gibi burnunu karıştırıp durma" derdi. Herkes bu kim diye bakardı. Ama öğretmen kimse değil diyerek şahsın kim olduğunu söylemezdi. Peygamberimiz de herkesi rahatsız eden bir koku sürünen bir kimseyi görünce "Bazılarına ne oluyor ki insanları rahatsız edecek şekilde koku sürünüyor" şeklinde genel bir hatırlatma yapardı.

*Kişiyi uyarması için birini yanına gönderebilir. Bu durumdan kimsenin haberi olmayabilirdi.

*Toplantı ve program sonrası kişi yanına çağırılarak "Bu şekil oturuş çok dikkat çekti. Böyle oturmazsanız memnun olurum" denebilirdi.

*Konuşma esnasında dikkat çeken oturuşla ilgili kıssadan hisse alınsın diye "Arkadaşlar! Daha önce bir başka yerde bir toplantıda konuşma yaparken protokol ve görgü kurallarına uymayan birine gözüm ilişmişti. İçinizde böyle oturan yok. Sizi tebrik ediyorum" diyerek faullü oturan kişinin kendisine çekidüzen vermesini sağlayabilirdi.

Böylesi durumlarda yapılmaması gereken, kişinin kalabalık içerisinde muhatap alınarak uyarılmasıdır. Çünkü bu, bir yanlışın bir başka yanlışla düzeltilmesi demektir. Kişiyi topluluk nezdinde rencide etmektir. Kimsenin buna hakkı yoktur. Burada yapılabilecek bir başka yanlış da yanlışı yanlışla düzelteni alkışlamaktır. Zira bu alkış "İyi yaptın. Helal olsun sana. Bacağı bacak üstüne atana iyi haddini bildirdin" şeklinde bir destek açıklamasıdır.

Evet, “Bir yanlış, bir kötülük gördüğümüz zaman elimizle düzelteceğiz, buna gücümüz yetmiyorsa dilimizle düzelteceğiz, buna da gücümüz yetmiyorsa kalbimizle buğzedeceğiz.” Ama bunu nasıl yapacağız? Kırmadan, dökmeden, insanların onurunu koruyarak maksada ulaşmalıyız.

Unutmayalım ki yerinde, usulünce yapılmayan uyarılar ters tepebilir. Çünkü kişi topluluk içerisinde rencide olmuştur. Yaptığının yanlış olduğunu bilmesine rağmen bir başka yerde de aynı yanlışı sergilemeye devam edebilir. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Aman dikkat!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR