Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Ahbap-Çavuş İlişkisinin Neresindeyiz?

Ahbap-Çavuş İlişkisinin Neresindeyiz?

Eşimizi, dostumuzu, akrabamızı, çoluk çocuğumuzu kötülüklere karşı koruyup kollamak güzel… Bu, aynı zamanda bir sılayı rahimdir. Buna kimsenin bir itirazı olmaz. Esas itiraz kamuya eleman alımında, yüksek bir göreve atama yapıldığında bizim sorunumuz başlıyor. Çünkü bu tür atamalarda oturmuş bir kültür ve kriterimiz yok. Çoğu atamalara yakın ve tanıdıklarımızı atıyoruz. Yani gözetiyoruz. Oğul, gelin, kardeş, damat, yeğen, hemşeri vs. Sırayla nasiplenir atamalarımızdan. Halkın ve kamuoyunun itirazı da buna.

 

Kim yapıyor bu tür atamaları? Hemen hemen hepimiz. Yeter ki kendimiz etkili ve yetkili bir makama gelelim. Hemen o makamı veya makamdan aldığımız gücü ahbap çavuş ilişkisine döndürürüz. Kazara  “ben liyakat ve ehliyete göre alım yapacağım” desen teşkilatın, eşin, dostun, seni oraya getirenler tarafından paylanırsın. Yani kimse bu konuda dürüst kalamaz.  Dürüst bırakmazlar. Tefe koyarlar. Biricik oğul ve damadını, kızını ve gelinini, kardeş ve yeğenini ve hemşerini almayacaksın da başkasını mı alacaksın? Sonra başkası bizimkilerden daha iyi mi yapacak? Ayrıca bunun ayıp bir tarafı yok ki. Bunu herkes yapıyor. Başkası yaparken iyi de biz yapınca mı kötü oluyor? Geç bunları! Onlar zamanında bizim çocukları aldı mı? Bizim çocuklar kendi gücümüzün olduğu dönemde de mağdur mu olacaklar? Basın, çevre birkaç gün yazar, çizer, konuşur. Sonra unutulur gider.

 

Mahalle baskısına dayanamayıp hamili yakinim deyip işe almak zorunda kalırsın. Bir tanesini bu şekil alınca arkası gelir artık. İlkinde "Allah'ım! Günah yazma", sonrasında "yazarsan yaz" dersin. Çünkü geçer akçe bu. Yapmazsan istenmeyen adam ilan edilirsin.

 

Tüm bu yazdıklarımdan yakınları işe almayı sıcak ve makul gördüğüm anlaşılmasın. Maalesef ben kendimi bildim bileli bu işler hep böyle. Sağcısı da aynı, solcusu da aynı, dindarı da aynı, milliyetçisi de aynı... Hiçbirimizin şeceresi bu konuda temiz değildir. Hepimiz yaptık, yapıyoruz, yapacağız, yapacaklar. Dün biz yaptık, bugün başkası. Herkes bu tür alımlara kızıyor, köpürüyor. Bence hiç kızmaya hakkımız yok. Biz yaptık, başkası da yapacak. Çünkü herkes görüp ayıpladığını yapar. Biz dün gördüğümüzü yaptık. Bugün de bizden gören yapıyor/yapacak.

 

Böyle gelmiş, böyle gitsin demiyorum. Mutlaka bir dur demek lazım. Öncelikle siyasiler bu konuda samimi olmalı. Bir araya gelip etik alım yasası çıkarmalı. Hiçbir siyasi şunu alın diye kartını göndermemeli. Hangi kuruma nasıl birinin alınacağı objektif kriterlere bağlanmalı ve bu kriterler kolay kolay değişmemeli. Birbirimizin hakkını yediğimiz bu torpil kapısı kapanmalı. Kim bir yakınını veya liyakate uygun olmayan birini aldı mı müstafi sayılmalı ve hakkında suç duyurusunda bulunulmalı ve cezasını çekmeli. Yapılan atama da iptal edilmeli.

 

Herkes var mı bu işe? Sözde hepimiz varız. Ya özde? Sanırım hepimiz sınıfta kalırız. Allah bizim hayrımızı versin, bildiği gibi yapsın.

 

Sahi, kamuya alımlarda böyleyiz de tarikat ve cemaatlerde durum nasıl? Maalesef oralarda da durum aynı… Yok aslında birbirimizden farkımız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR