Tüm dünyayı etkisi altına alan ve adına koronavirüs denen lanet virüs, sevdiklerimizi, zevklerimizi elimizden aldı, hareketlerimizi kısıtladı, tatil planlarımızı çöpe attırdı. Buradan bakıldığında karşımızda olumsuz bir tablo var. Diğer taraftan bu yılbaşı için olumlu diyeceğim bir durum da yaşandı. Yetkililer, salgının yayılımını engellemek amacıyla, yılbaşında 4 gün sürecek sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını açıkladı. Bence gayet isabetli bir karar. Hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde bir hayır var. Şöyle ki; Bu sene gazeteler ‘Yine yılbaşı yine taciz’ gibi manşetlerden oluşan haberlere yer vermeyecek, hiçbir muhabir yılbaşında tacizci avına çıkmayacak…

Alkolsüz bir yılbaşı olacak. Uyuşturucu satan şerefsizler uyuşturucu satamayacak. Kimse sokaklara kusmayacak. Tacizciler sokaklarda, meydanlarda olmayacak, barlarda cinayetler işlenmeyecek, sarhoşlar direksiyon başından toplanmayacak, hindiler yılbaşı için kesilmeyecek, münasebetsiz, kırmızı kıyafetli ‘Noel Babalar’ sağda solda hoplayıp, zıplamayacak.

‘Noel Baba’ demişken, Belçika’nın kuzeyindeki Mol kasabasında yaşlı bakımevinde bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik için getirilen ‘Noel Baba’ koronavirüslü çıkınca 18 yaşlı bakımevi sakini ölürken, 157 kişi koronavirüse yakalandı. Bilerek mi yaptı bilemiyorum ama bu sene ‘Noel Baba’, “Ho ho ho” diyemedi.

Yani bu araların meşhur olan nidasıyla, “Oh diyoruz ohhh.”

“Koronavirüs laboratuvarda üretildi” söylemleri ne kadar doğru bilmiyorum. Er ya da geç ortaya çıkacaktır doğru olan. Birileri virüs üstünden planlar yaptı mı, amaçlarına ulaştı mı bilmem ama oyun kuranların en güzeli Allah’tır. Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Oyun kuranların oyunları başlarına yıkılacaktır emin olun…