Türkiye, Elmalı skandalı ile çalkalanıyor. Rezaletin kronolojisini uzun uzadıya yazmaya lüzum yok. Ama şu kadarını söyleyeyim; Bu ülkede kimse kendine ‘muhafazakar’ demesin. Çocuklarımızı muhafaza edemiyoruz daha. Çocuğu muhafaza edemeyen bir toplum neyi muhafaza edebilir ki? Çocukları sevmez, onlar için uğraşmazsan, ülken için, ülkenin geleceği için gerekeni yapmıyorsun demektir…

Siz söyleyin; Ülkede çocukluğu elinden vahşice, zalimce çalınanların haddi hesabı var mı? İnsan demeye dilimizin varmadıklarını, raporlara, kayıtlara rağmen serbest bırakmak hangi hukukun, hangi aklın ürünüdür? Bu nasıl adalet?

Ne desem, ne yazsam, ne söylesem içimdeki ateş sönmüyor. Yüreğimiz yanıyor. Kimden, nasıl koruyacağız bu çocukları? Çocukları, dışarıdaki, sokaktaki kötülükten, insan görünümlü yaratıklardan nasıl koruyacağız derken, bir de ‘sözde’ anne-babalar çıktı. Bir ana-baba evladının bir damla gözyaşı için dünyayı yakmaz mı? Hayvanlar bile kendi yavrularının üzerine titrerken, ‘insan’ nasıl bu kadar kötü olabilir? Çocuklarına bunu yaşatan nasıl anne olabilir? İnsan nasıl bu kadar kötülük saçabilir?

Tahliye kararı neye göre verildi? Adli tıpta bilirkişi rapor vermiş, çocuklar çizim yaparak olayı anlatmış ama sonuç tahliye… Bu mu yaşanabilir Türkiye? Bu kaçıncı hadise yahu? Yeter diyoruz, yetmiyor. Her geçen gün beterin beteri bir olay memleketin bir köşesinden çıkıyor. Ahlak, maneviyat, muhafazakarlık deniyor, “Şöyle nesiller yetiştireceğiz, böyle ahlaklı insanlar olacak” deniyor da hani?

Çocukları muhafaza edebiliyor musun? Hayır.

Kadınları muhafaza edebiliyor musun? Hayır.

Hayvanları muhafaza edebiliyor musun? Yok.

Doğayı muhafaza edebiliyor musun? Yok.

E neyi muhafaza ettin? Hemen ‘idam’ diyorsun. E hani hukuk, adalet?

İnsanoğlu düşünür ya bazen, cennet-cehennem nasıl bir yer diye. Cehennem nedir biliyor musunuz? Çocukların beyaz bir kağıda dere, güneş, ev, bulut çizmek yerine taciz resmi çizmesidir. Çocuk daha nasıl anlatacak, ne yapacak, ne bekliyorsunuz!

Artık şu ülkede kadınları, çocukları, doğayı, hayvanları, ağaçları rahat bırakın!