Atakan’a ne diyeceğiz

Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında, yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere bulunuyor. Türkiye ise yüzde 0,1'lik kitap okuma oranıyla 86'ncı sırada yer aldı. Türkiye’de kitap okuyanların yüzde 45'i aşk, yüzde 43'ü din (namaz hocası-dua kitapları), yüzde 12’si masal, fıkra, siyaset, kişisel gelişim kitapları okuyor. Rapora göre ayda cep telefonu ve iletişim masraflarına 173 lira ayıran 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise yılda sadece 5,5 lira ayırıyor.

Bu bilgiler bir araştırma merkezi tarafından objektif olarak yapılmış ve sapma oranı da +-3 olmuş.

Tüm bunları neden verdim onu açıklayalım önce,

Atakan Kayalar isimli 10 yaşındaki çocuk bir sosyal medya kullanıcısının paylaşımıyla gündeme oturdu ve ilgi odağı oldu. Çocuk 5 ayda 250’den fazla kitap okumuş. Kendini sürekli geliştiriyor ve özel bir yeteneği de var. Basın da bu fırsatı kaçırmadı ve çocuğun kendisiyle özel röportajlar yaparken ailesiyle de konuşmalar yaptı. Yaşına göre kullandığı cümleler hiç normal değil. Yani çocukta normal dışı bir durum var.

tüm bu olanlara rağmen son günlerde Atakan için sosyal medyada karalama kampanyası başlatıldı. Nedeni de annesiyle birlikte gazetecilerin sorularını yanıtlarken, annesi heyecandan konuşamıyor ve o sırada Atakan geliyor. ‘Seni şöyle alalım’ diyor ve annesi de yerine geçiyor. İşte bu olayı ele alarak karalama kampanyası başlatan bazı zihniyet, onun bir çocuk olduğunu unuttu. Buradaki durum sadece Atakan’ın kendisine çok uygun olmayan kitapları okumasından dolayı bazı davranışlarının yerinde olmamasıdır. İşte buradaki durum da o kadar kitap okuyan bir kişi için olağandır. Üstelik bu kişi sadece 10 yaşındaysa.

Atakan’ın 10 yaşında bu kadar kitap okuması, kendisindeki çevresini kolay anlama kabiliyeti veya fikirleri arka plana atılarak çocuğun annesine davranışı ele alınıyor. Türkiye’nin bu durumu fazla kitap okumadığındandır ve halen zihniyet olarak birçok alanda geri olduğumuzun göstergesidir. Eğer herkes çocukluğunu Atakan’ın çocukluğunun yüzde 10’u kadar geçirseydi bugün hepimiz farklı yerde olurduk.