31 Mart mahalli idareler seçimine 25 gün kala, seçimlerle ilgili olarak anket yapan şirketlerin değerlendirmesinde kararsız seçmen oranı yüzde 20 ve 25 dolayında olduğu bildirilmektedir. Yine anketlerin yaptığı açıklamalarda bu oran seçim günü yaklaştıkca artmaktadır.

31 Mart Pazar günü mahalli idareleri seçmek için sandığa gidecek olan seçmenin bir kısmı gerçekten kararsız ve bu kararsız seçmeninde belli bir oranı belki de sandığa gitmeyecek. Bundan önce oyunu verdiği partiye yeniden oy vermemeyi düşünen bu kesimin ne yapacağı belli değil.

Olayın bir diğer ilginç tarafı ise herkesin kendini bir ittifaka ait olarak gördüğü Türkiye’de,

sorun kararsız seçmen değil, aslında kararlı ama kararsızım diyerek kendini gizleyen seçmenler. Çünkü mevcut ortam nedeniyle insanlar kimi zaman gerçek tercihlerini söylemekten kaçınıyor, çekiniyorlar.

Seçmen yapılan anketlerde bir partiye oy vermeyeceği halde vereceğini söylüyor. Gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ekonomik olarak bu seçimlerde kendisini saklamayı tercih ediyor. Çünkü mahalle baskısı denilen şeyden korkuyor.

Anketlerde oy vereceği partiyi söylemek yerine kararsızım diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Gönlünde geçirdiği partiyi açıklamamayı tercih eden seçmen, henüz başka partinin etkisi altına girmemişse ya sandığa gitmeyecek, gitse de bundan önceki partisine oy verecektir.

Ekonomi ile mücadelede, teröre vurulan darbeler ve son günlerin flaş konusu beka göz önüne alındığı zaman seçmenin gideceği adres her ne kadar kararsızım da dese Cumhur İttifakı olacaktır. Yeni sistemin getirdiği sıkıntıları yine bu ittifakın çözeceği görüşü hakimdir.

31 Mart mahalli idareler seçiminde iyice bloklaşan ittifaklar ayrıca  seçmenin kafasında değişik sorularında oluşmasına sebep olmaktadır. Ama o kararsızlar da iki tane bloktan hangisine vereyim diyen değil, blokun içerisinde hangi partiye oy vereyim diyen kararsızlardır. Yani CHP’ye mi vereyim yoksa İYİ Parti’ye mi vereyim? Ya da AK Parti’ye mi, MHP’ye mi vereyim diye düşünen seçmendir büyük olasılıkla.

Sonuç olarak anketlere karasızım diye cevap veren yüzde 20-25 oranındaki seçmen, aslında sandık günü geldiği zaman ya sandığa gitmeyecek ya da bundan önce oy verdiği partiye oy verecek. Siyasi partilere düşen görev, bu karasızları kendi yanlarına çekmektir.