Türk siyasi tarihinde ve bürokrasi çerçevesinde her kes bir ey yapmak için beklemekte. Kimileri  “ben iktidara geldiğimde” diyerek söze başlar, kimileri ise “eğer beni oraya atarlarsa” diyerek makam beklediğini açıkca ifade eder.

Hiç kimse de çıkıp bir şey sormaz bu zırvaları diyene. “Efendi şayet sen bu işleri düzelteceğine eminsen bir yerlerden başlasana” demiyoruz. Vatanını milletini sevmek, bu kutsal topraklara hizmet etmek için illa ki milletvekili, belediye başkanı veya bürokraside müdür mü olmak lazım?

Millet sevgisiyle yanan siyasetçilerin ortaya çıkarak mevcut hükümetin yaptığı doğruları desteklemesi, bu konuda onlara yandaş olması gerekmez mi? İlla  “ben gelince”  diye bekleyerek yangının büyümesi mi gerekir. Şu andaki mevcut hükümete özellikle terörle mücadele konusunda tam destek verilmesi gerekmez mi?

Siz gelince terör hemen bitecek mi? Bu lanet terör 30 yıldır milletimi yakmaktadır. Otuz yıldır aileleri söndürmekte, anaları evlatsız, kadınları kocasız çocukları babasız bırakmaktadır. Bunun kökten ortadan kalkması için top yekün işbirliği yapılması gerekmez mi?

Bürokrasi de ise kaç kişi makam derdine düşmeden, Türkiye'nin, bu toprakların idealini, hoşgörüsünü, tarihini, birikimlerini, kültürel zenginliklerini, Anadolu'yu, İslam'ı, İslam'ın kutlu peygamberinin mesajını, hatta Müslümanların eksiklerini hatalarını, karşılıklı önyargıları, yaşatılan zulmü, haksızlıkları, mümkün olanları, çareleri yorulmadan bıkmadan anlatmak zahmetinde bulundunuz?

 Kaçınız, gözümüzün önünde yaşanan katliamları, kavimler göçünü, Ortadoğu'nun Afrika'nın başına musallat edilen sözde “İslami” terör örgütlerini, onları besleyen odakların maksatlarını, darbeleri, darbelere maruz kalan halkları anlattınız? Onların dertlerine çare olmak için hangi olumlu adımı attınız?

İktidar ve makam bekleyerek sorunların büyümesini rahatca seyredenler, derdiniz Türkiye değil, şahsi ikbaliniz ve belirli aralıklarla Türkiye'ye jandarmalık yapan Batılı dostlarınızın çıkarı.