Okulların tatil olduğu bu günlerde aileler çocuklarını yaz okuluna göndermeyi düşünmekte ve bununla ilgili çalışmalar yapmaktadır. Hiç şüphe yok ki yaz okullarının gözdesi her ne kadar yüzme olsa da, salon sporlarına da ilgi  her geçen gün artmaya devam ediyor. Özellikle okulların tatile girmesiyle birlikte öğrencilerin önüne birçok seçenek sunulsa da, ailelerin seçimler konusunda etkin oldukları göze çarpıyor.

Yaz spor okullarında çeşitli branşlara gönderdiğimiz çocuklarımızı hayata hazırlıyor muyuz? Bunu hiç düşünüyor muyuz? Aslında hepinizin de kabul edeceği  bir gerçeğin altını çizmeliyiz. Çocuklarımızı hayata hazırlamakta geriyiz.

Çocuklarımızı gerçekten de hayatın gereklerinden uzak bir şekilde yetiştiriyoruz. Gerçek hayatın elzemlerinden, sıkıntılarından ve onları bekleyen gelecekten  çok uzak yetiştiriyoruz.

Gelişen teknoloji ile birlikte ekrana bağımlı bir nesil yetiştirdiğimizi kabul edelim.

Sıcak yaz aylarında çocuğunu serinlemesi için yüzme kursuna gönderen aileler, çocuklarının geleceği için, mutlu yarınlar için neden adabı muaşeret kurallarını da öğretmiyor? Bir çocuğun yaşamın kaidelerini yerine getirmesi, ‘Adab-ı  Muaşeret´ kurallarını bilmesi, nezaket ve edebin inceliklerini öğrenmesi, yani kısaca insan olması bütün sporlardan daha önemlidir.

Spor yaparak bedenini canlı tutan çocuklarımız, adab-ı muaşeret de öğrenerek ruhunu canlı tutması gerektiğine inanıyorum.Çünkü bu erdem ve donanımlar onun için gelecekte mutlu ve rahat bir yaşamının anahtarı olacaktır.

Tembellik ve üşengeçlik gençler arasında adeta bir virüs gibi yayılmaktadır. Ailelerinde sadece çocuk sevgisi adına sebep oldukları bu durum ileride çocuklarının mutsuz olmasına sebep olabilir. Çünkü hayat, baba evinden çok farklıdır.

Sadece çocuklarım üzülmesin diyerek onların her istediğini yerine getiren aileler, baharı bile fark etmeyen,çiçek ve doğayı tanımayan,insanlara karşı davranışları aykırı olan ve sadece  telefon ve televizyon ekranına bağlı çocuklar yetiştirdiklerini bilmelidir.

Hepinizinde bildiği gibi çocuklar doyumsuz bir hale geldi. Çok istedikleri bir şeyi bile bir veya iki günde bıkarak bırakabiliyor. Bütün bunların yanı sıra çocuklarımız güzellik, estetik ve sanattan bihaber yetişmektedir.

Sanata, edebiyata, doğaya, insanlara ve çevreye karşı sırt dönmüş olan çocuklarımız, hayatı sadece cep telefonlarının ekranında takip etmektedir. Sosyal medya denen guruhun içine düşmüş olan çocuklarımızın istediği tek şey “like” yani beğeni alabilmek olmaktadır.

Hiç olmazsa bu yaz Allah’tan korkan, insanlardan utanan ve içinde Allah sevgisi barındıran çocuklarımız için bir şeyler yapalım. Vicdan ve merhamet sahibi çocuklar yetiştirmek için çaba sarf edelim. Çocuklarımızın geleceğini daha iyi yapmak için üzerimize düşen görevleri yerine getirelim.