Mithat Direk

Mithat Direk

Dijital Hayatlar

Dijital Hayatlar

Mantık derslerinde bir zamanlar okuyorduk, evet ve hayır diye iki kutu vardı. Evet 1, hayır ise sıfır. İşte bu 0 ile 1 sayısı o kadar arttı ki bugün onun ne olduğunu düşünmeden parmaklarımızın ucunda kayan dünya ile oynuyoruz. Artık soru sormak yok, dahası cevabı bile beklemek yok, koşar adım keşfediyoruz. Oysa tüm bunlar sadece 0 ve 1 ile yapılıyor. Yani hayatımız iki sayıya indirgenmiş durumda. Bu iyimidir, yoksa insan elde ettikleri ile yeni bir formata mı dönüştü, onu da zaman gösterecek. Eskiden elimizde biletler ile sıra bekler, biletin zarar görmemesi için sıkıca tutardık. Şimdi dijital yaşam köprümüz olan cep telefonumuzu sıkıca tutuyoruz. Zira herşeyi sığdırdığımız bu küçük kara kutunun kare kod okuması ile neler neler yapabiliyoruz. Ses ve görüntülerin kaydedilmesinden, film izlemeye, paramız bittiğinde bankaya gitmeden ödeme yapmaya kadar ne olursa olsun bu dijital sistem üzerinden işlemler gerçekleşiyor. Böylece bize de yatıp, keyf çatmak kalıyor. Acaba gerçekten öyle midir?

Emperyal düzen insanları dijital bir materyal olarak görmeye çoktan başladı. Hemen her yerde sizi dijital olarak kaydediyor, ilgili yerlere bildiriyor ve sizin bir şey yapmanıza gerek bile kalmadan işlerinizi çözümlüyor. Ancak iş hiç de böyle göründüğü gibi değil. İnsan fiziksel olarak da temizlik yapmak, yemek, içmek, konuşmak ya da mesleği ne ise onu gerçekleştirmek zorundadır. Arabamız arızalandığında onun tamire götürülmesi gerekiyor. Akıllı otomobiller olsa bile bunu koordine eden, kapısını açan birisine ihtiyaç var. Evlerimizdeki robot süpürgenin haznesi dolduğunda onu fiziksel anlamda boşaltacak birisi gerekli. Ancak 0 ve 1 arasına öylesine sıkışmışız ki bir sokak röportajında genç bir kız, kredi kartınızı kim ödüyor sorusuna, banka diyebiliyor. Doğrudur, eğer hesabınızda yeterli miktarda paranız varsa, otomatik ödemede faturanız kolaylıkla ödenebilir. Eğer hesabınızda paranız yoksa banka sizi sevdiği için faturanızı asla ödemez. Öyleyse asıl olan 0 ile 1 değil gerçek hayatın emek-değer katkısıdır. Bunun nasıl olacağını ise hükümet politikaları belirler. Zamanın ve çağın gereklerine uygun olarak yeni iş alanlarının oluşturulması, eski iş alanlarının korunması ve en önemlisi dijital teknolojinin doğru kullanılmasıdır. Nasıl ki bir iş yaparken çeşitli araç-gereçlerden yararlanıyorsak, dijital teknolojiyi de o bağlamda görüp kullanmak gerekir. Diğer bir deyişle dijital kölelik yerine, internet ve benzeri uygulamaları bir iş fikri görüp, fiziksel işin kolaylaştırılmasında kullanılması gerekir.

Diğer taraftan yeni bir uygulama olarak insanlar fişlenmekte, dijital kimlik kartını vücudunda taşımaktadır. Bu sayede ilave cüzdan, kimlik vb şeyleri taşımamaktadır. Haliyle her kim ise gizli saklı iş yapamamaktadır. Bu durum iyi olmakla birlikte tüm faaliyetlerin görünmesi, gizliliğin ihlali ve insan onurunun yok edilmesidir. Hemen herkesin bildiği gibi olumlu durumlar yönetime, olumsuz durum ise günah keçilerine yüklenmektedir. Bu durum insanın kolayca hata yapmasına, yaptığı hataların ise başkaları tarafından görülerek aşağılanmasına neden olmaktadır. Oysa herkes çok iyi bilmektedir ki birisini suçlanması kolay, ancak kendisini aklaması zordur. Hukuk dilinde suçlayan belgeleri ile ortaya çıkarak açıkça suçu ispatlamalıdır. Aksi durumda insan onurunun, haysiyetinin ihlali gerçekleşir. Her şeyin dijital olduğu bir ortamda bunun yapılması kolaydır. Ancak her ne hikmetse okumadan alim, yazmadan kâtip olan dijital içerik üreticileri kolaylıkla olayları çarpıtabilmektedir. Böylece doğru olan bilgi bile yanlış olmakta, yanlışlar ise doğru gibi kabul görmektedir. Buna dijital hayat denmektedir. Filmde izlemiştim, bir zaman gelecek hemen herkes meşhur olacak ancak hiçbir zaman kalıcı olamayacak diye, tıpkı 0 ile 1 de olduğu gibi geçici şekilde akıp gidecek. Bugün birçok dijital içerik kısa sürede güncel (trend topik) olmakta ancak kalıcılığı bulunmamaktadır. Sosyal medya X platformunda üst üste gündemde kalan hemen hiçbir konu yoktur. Günler itibariyle gündemde kalan konuları sıralayın, kaçını hatırlıyorsunuz? Bu nedenle dijital hayatın yerini gerçeğe bırakmak, gerçeklerle yaşamak temel ilke olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mithat Direk Arşivi