Merve Çetin

Merve Çetin

Ballı parmaklı yazı…

Ballı parmaklı yazı…

Son dönemlerde sıklıkla duyduğum ve bir o kadar sinir olduğum bir söz üzerine yazmak istiyorum bugün. Eminim sizler de bu sözü sıkça duymuşsunuz veya bu cümleyi kurmuşsunuzdur. Ne zamandır bu mevzuda yazayım diyordum ama bugüne nasip oldu…

Neyse, “Neymiş o söz” diyeceksiniz. Söz şu: “Bal tutan parmağını yalar.”

Bu söz neye karşılık söyleniyor? Kullanım alanları nereler onlara bir değineyim…

Liyakatsizlik ve adaletsizlik gibi durumlarda bu söz kullanılır. Bir de sonuna “Sen olsan yapmaz mısın? Sen öyle bir makam, mevkide olsan böyle bir şey yapmaz mısın?” diye eklerler.

“Hayır kardeşim. Ben olsam yapmam. Çünkü etik değil, inancıma ters” derim böyle durumlarda. Şöyle bir yanıt gelir, “E kardeşim biz de elhamdülillah Müslümanız…”

E, peki Müslümansın madem de adaletsizlik ve liyakatsizlik karşısında olayı niye normalleştiriyorsun?

Mevzuyla alakalı bir büyüğümüzün kaleme aldığı bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu yazının altına imzamı atarım. Yazı şöyle:

“Peygamber efendimizin damadı Hazreti Ali, Müslümanların malumu olduğu üzere zor zamanlardan geçmiş, fakir bir insan olarak yaşam sürmüş, hiçbir zaman bir kulun hakkına girmemiş, bü-yüklenmemiş, kimseyi hakir görmemiş, garibe, yoksula yardım elini uzatmış, haksızlığın karşısında susmamış yüce bir şahsiyetti. Halife olduğu dönemde birçok sorunla karşılaşmış fakat buna rağmen adaletten, liyakatten ve istişareden vazgeçmeyen bir devlet adamı olmuştur. Günümüz Müslümanları için örnek teşkil edecek bir isimdir. Diyorlar ya hani Müslümanlar, “Bal tutan parmağını yalar” diye, dikkatinizi çekerim; Peygamber damadı diyorum! Ötesi var mı? Bir düşünsene…

Diyeceksin ki, “Ulan o ehlibeytten. Biz düz, normal insanız”

Peki, tamam. O zaman seni çok da uzak olmayan bir tarihe, kişiye hemen götüreyim. Hatta bugün iktidar partisinin popülist söylemine göre -ki büyük bir cehalet- hain ve Siyonist olarak nitelendirilen, ismini duyduğun, gördüğün anda ‘Sarıkamış’ diye haykırdığın kişi. O evet, Devlet-i Aliyye’nin payitahtındaki köşklere, saraylara damat olarak giren genç subay. İttihat ve Terakki’nin askeri kanadının lideri Enver Paşa… Adam hanedanlıktan hatun almış. “Bal tutan parmağını yalar” diyorsun ya hani, bırak parmağını adamın başı bal küpüne değmiş. Düşün, kendini onun yerine bir koy götüreyim. Hatta bugün iktidar partisinin popülist söylemine göre -ki büyük bir cehalet- hain ve Siyonist olarak nitelendirilen, ismini duyduğun, gördüğün anda ‘Sarıkamış’ diye haykırdığın kişi. O evet, Devlet-i Aliyye’nin payitahtındaki köşklere, saraylara damat olarak giren genç subay. İttihat ve Terakki’nin askeri kanadının lideri Enver Paşa… Adam hanedanlıktan hatun almış. “Bal tutan parmağını yalar” diyorsun ya hani, bırak parmağını adamın başı bal küpüne değmiş. Düşün, kendini onun yerine bir koy bakalım. Saraydan dışarı çıkar mıydın? Mecidiyeye mecidiye der miydin? Bizim Paşa ne yapmış? Cepheden cepheye koşmuş. Öyle ya da böyle, bir idealin peşinden gitmiş. İslam yurtlarının emperyalist sömürgecilere yar olmaması için kurşun atmış. Başarılarla, başarısızlıklarla dolu hayatı, bir Rus Kızıl Ordusu mitralyözünden gelen mermilerin isabeti sonucu son bulmuş. Hem de ta Tacikistan’da. Cenazesi yıllar sonra getirildi.

Seni Enver Paşa da mı tatmin etmedi? Peki ya Mustafa Kemal? Bir araştırsana ne kadar malı, mülkü varmış…”

Esenlikler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Çetin Arşivi