Merve Çetin

Merve Çetin

14 Mayıs seçimleri ve itidal

14 Mayıs seçimleri ve itidal

Sevgili okurlar, herkese selamlar, hürmetler.

Malumunuz olduğu üzere 14 Mayıs’ta Türkiye’de sandık başına gidiliyor. Geçmişte yapılan hiçbir seçime benzemediği iddia edilen, söylenen seçimler öncesi gündem oldukça yoğun…

Seçime giderken şu parti şunu yaptı bunu yapmadı, böyle yapsa bence daha iyi olurdu, falanca aday şöyle bir politika izlese daha iyi olur, millet olarak şu adayı seçersek memleketimiz için daha faydalı olur, şu ittifak bu partiyle masaya oturmalı, bu partiyi her türlü masadan kaldırmalı, lider nereden belli olur, gerçekten geliyor muydu gelmekte olan temalı bir yazı kaleme almayacağım.

Zaten yukarıda saydığım hususlarda sabahtan akşama kadar birilerinin yorumlarına, görüşlerine maruz kalıyorsunuz. İsteseniz de istemeseniz de. Siyaset böyle bir şey. İstemediğiniz halde bile gelip hayatınıza girmesini biliyor…

Ben size bildiğiniz ama uygulamada zorlandığınız, başaramadığınız bir mevzuyu hatırlatacağım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce.

Her seçim döneminde olduğu gibi siyasi parti temsilcileri, liderleri hararetli bir şekilde tartışmalarını bu seçim döneminde de sürdürüyor. Hadi onları anladık. Millet de hararetli bir şekilde tartışıyor birbiriyle. Kardeşler, dostlar siyasi parti sempatizanlıklarından dolayı birbirlerinin kalbini kırmaktan tutun da silah çekip, kurşun sıkmaya varıncaya kadar eylemlerin içerisine girebiliyor. Öyle bir hararet yani. Sorsan biz bize yetebiliriz, bizim bizden başka kimsemiz yok.

Niye birbirimizi kırmaktan, kötü sözler söylemekten vazgeçmiyoruz?

Hadi ağır sözler söyledin karşındaki kişiye seçim yüzünden. Ne geçti eline?

Elinize geçen herhangi bir şeyin olmadığını biliyoruz. Kaybettiklerinizden bazılarını söyleyeyim; kardeşliğinizi kaybettiniz, dostluğunuzu kaybettiniz, size duyulan saygıyı kaybettiniz.

Hatta canınızı, ciğerinizi kaybettiniz bir anlık sinirle sıktığınız bir kurşun neticesinde...

Biz gerçekten de siyasi mevzularda tartışmasını bilmeyen, beceremeyen bir toplumuz, bunu kabul edelim.

Konuşmak iyidir, konuşulsun da bizde siyaset konuşularak değil adeta savaşılarak yapılıyor. Öyle bir hayat memat meselesi yani.

İfrat var, tefrit var. İtidal yok. Hep uçlarda geziyoruz.

15 Mayıs’ta yine birbirinizin yüzüne bakacaksınız, yapmayın etmeyin. “Kardeşim” dediğiniz, “dostum” dediğiniz insanların yüzüne bakacak yüzünüz olsun.

Biz bize yetebilelim. Gerçekten bizim bizden başka kimsemiz yok. Birbirimizi yer durursak, dış güce falan da gerek yok.

Esenlikler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Çetin Arşivi