İş güvenliği en genel anlamda çalışan personelin sağlıklı bir şekilde işini tamamlayınca evine geri gitmesi olarak tanımlanabilir. Peki iş güvenliği sadece işveren ve çalışanı mı ilgilendirmeli?

İş güvenliğinin aktif ve sürekliliğini sağlamak için işveren ve işçinin birlikte kurallara uyması kaçınılmaz. İşveren gerekli kuralları personele bildirecek, eğitimlerin verilmesini sağlayacak, gerekli iş güvenliği ekipmanlarını ve kişisel koruyucu donanımları tahsis edecek, işletmenin iş güvenliği uzmanını ve iş yeri hekimini atayacak. Personel de uygun iş yeri ortamında dikkatli bir şekilde çalışacak. Buraya kadar tamam bir de iş güvenliğinin üçüncü grubu işletmeye gelen misafir, müşteri ve diğer katılımcılar. Dışarıdan işletmeye gelen kişiler de iş güvenliği kurallarına uymak zorunda. İşletme büyük olsun küçük olsun kesinlikle güvenli olmalı.

Biz hergün fabrikaya mı gidiyoruz, iş güvenliği kuralları bizi ilgilendirmez dememeliyiz. Çünkü gitmiş olduğumuz markette, kafede yada giysi almaya gitmiş olduğumuz bir mağazada bile iş güvenliği kurallarına uymamız gerekir. Girmiş olduğumuz mağaza gerekli önlemleri almalı, üzerimize devrilecek bir ekipmana sebebiyet vermemeli, kaygan zemin ve elektrik gibi tehlikeli konularda uyarıcı levhalar bulundurmalı. Müşteriler de bu levhalara uymalı ve dikkat etmelidir. Bu şekilde tam bir iş güvenliği sağlanabilir.

Sadece uyarı levhası ile sorun çözülemez. İşletme ben uyarı levhasını koydum sorumluluğumu tamamladım diyemez sorunu kaynağında çözmeli. İşletmeye gelen kişi ise işletmeci önlemi almalıydı beni ilgilendirmez dememeli. Karşılıklı olarak herkes üzerine düşen dikkat ve özenli davranmalı.

İş güvenliği sadece çalışan ve işverenin uygulaması gereken kurallar topluluğu değil, tüm herkesin çalışma ve yaşam sınırlarımızı düzenleyen kurallardır. Bu kuralları gereksiz görmeden, kurallara uyarak sağlıklı ve güvenli yaşayabiliriz.