Halis Özdemir

Halis Özdemir

Çarşamba Hadisi

Çarşamba Hadisi

Enes radıyallahu anh’ den ri­vayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

(Buhârî, îmân 7; Müslim, îmân 71-72. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9)

Açıklamalar

Hadisimiz, mü'minler arasındaki kardeşlik duygularının ne kadar ileri seviyede bulunması gerek­tiğinin bir sembolüdür. Gerçek mümin, kendisi için arzu ettiği iyilik ve hayrı, din kardeşi için de aynen arzu eder ve ona karşı bir haset,
çekememezlik duygusu içinde olmaz.

Biz hadiste geçen “mü’min ol­maz” karşılığındaki lafeı, “Gerçek anlamda iman etmiş olmaz” şeklinde mahiyetine uygun tarzda tercüme ettik. Çünkü kastedilen budur. Şöyle ki: Falan kimse insan değildir, dediğimizde onun insan­lıktan çıktığını kastetmediğimiz, sadece İnsanî niteliklerinin noksan olduğunu anlatmak istediğimiz gibi kendisinde bu nitelik bulunmayan kimse mümin değildir demek de, o iman dairesi dışına çıkar anla­mına gelmez. Nitekim bu hadisin bir rivayetinde “kul, gerçek imana ulaşamaz” (İbni Hacer, Fethü’l-Bârî, 1,112) şeklindedir. Buradaki “gerçek iman’’dan maksat, imanın kemâlidir.

Mü’minin, din kardeşinde de bulunmasını istediği şey, hayırlı bir nimet cinsinden olmalıdır. Yoksa, kendi başına gelen bir belayı, bir kötülüğü din kardeşi için arzu etmek, asla câiz değildir. Hadisin bir rivayetinde, (Nesâî, îmân 19) istenen şeyin hayır olması gerektiği tasrih edilmiştir. Çeşitli vesilelerle
belirtildiği gibi hayır, Al­lah’a itaatin her çeşidini, dünya ve âhiretle ilgili her meşrû işi içine alan bir kelimedir.

Hadisten anlamamız gereken bir başka önemli husus şudur: Kişinin kendi nefsi için dilediği bir şeyin aynısının, yani o şeyin bizzat kendisinin, din kardeşine verilmesini arzu etmesi değil, bir benzerinin ona da nasib olmasını dilemesidir. Çünkü bir şeyin bir tek olan aslı iki kişide bulunmaz. O halde, kendi elinde bulunan nimet ondan alınmadan veya noksanlaşmadan, din kardeşi­ne de böyle bir nimetin verilmesini istemek kastedilmektedir. Bu ise,
gerçek müminlerin gösterebileceği bir olgunluktur. Müminin, kendi­si için kötü gördüğü şeyleri, din kardeşi için de kötü görmesi aynı şekilde imanın kemâlindendir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Kâmil iman sahibi olanlar, ken­dileri için arzu ettikleri şeyleri din kardeşleri için de arzu ederler.
  2. Kişinin din kardeşi için arzu ettiği şey, iyilik ve hayır cinsinden olmalıdır.
  3. Din kardeşimizde olmasını iste­diğimiz şey, sahip olduğumuzun bizzat kendisi değil, bir benzeridir.
  4. Müminler için hayır istemek, dinde nasihatten sayılır.
  5. Günlük yaşantımızın her anında empati yaparak hareket etmemiz gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis Özdemir Arşivi