Kıymetli okurlar, öncelikle hepinize iyi, keyifli bir hafta sonu diliyorum. Lakin bu haftaki köşe yazımda ben pek keyifli bir konuya değinmeyeceğim. Baştan söyleyeyim. Yazılarımı az çok takip edenler fark etmişlerdir; yazı konusunda çabuk gaza gelen bir şahsiyet değilimdir. Çünkü bu işteki en önemli kurallardan bir tanesi çabuk gaza gelmemektir diye düşünüyorum. Niye? Çabuk gaza gelir de birilerinin dolmuşuna binerseniz yokuş aşağı gidip duvara çarparsınız. Gerçek bu. Dolayısıyla bu yazmakta olduğum konuyu yazıp yazmama konusunda biraz düşündüm ve nihayetinde yazmaya karar verdim.  Bu hepimizi ilgilendiren bir konu.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, temel gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 1’e indirileceğini açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından yetkililer yurt genelinde denetimlerini sıklaştırdılar ve bu konuda çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu tüketiciyi destekleyen bir karar. Tamam, buraya kadar bir sıkıntı yok. Denetimlere de itiraz etmiyorum, “Denetleyemiyorlar” da demiyorum. Fakat zaman zaman değindiğimiz ‘uyanıklar’ yine piyasaya çıktılar.

Öncelikle şunu da belirtmek lazım; namuslu, işini hakkıyla yapan esnaflara, market zinciri yöneticilerine de sözümüz yok. KDV indirimini aslanlar gibi, dürüstçe etiketlere yansıtanlar oldu. Teşekkür ediyorum bir tüketici olarak. Ancak, Türkiye’nin dört bir yanından bazı ‘uyanıklar’ ile ilgili şikayetler var. Ne yaptılar? Daha karar Resmi Gazete’de yer almadan, birden bire gece yarısı temel gıda ürünlerinin fiyatlarında artışa gittiler. Karar resmileşince de ‘sözde’ indirim yaptılar. “Şu şöyle yaptı, bu böyle etti” demeyeceğim. Ben şikayetleri dillendiriyorum, elçiye zeval olmaz…

Bir kalem üzerinden mevzuyu ete, kemiğe büründüreyim. Hafızam beni yanıltabilir rakamlar noktasında ancak mevzunun özüne odaklanmanızı rica ediyorum. O kadar uyanık değilim. Şimdi bu ‘uyanıkların’ işletmelerinde yumurta 35 TL’ydi. Karar resmileşene kadar fiyat 42-45 TL bandına kadar çıktı. Daha sonra karar resmileşince bu rakam 38 TL’ye indi. Akıllarınca hem kar ettiler hem de karara uymuş oldular. Kimsenin anlamayacağını, bilmeyeceğini, duymayacağını, görmeyeceğini zannediyorlar ancak Allah biliyor.

Sorsak hepiniz milliyetçisiniz değil mi? Vatanperverliğinizi kimse sorgulayamaz. ‘Ahlak bekçiliği’ yapar, “Falancanın yüzünden bu memleket bu hale geldi. Bir gecede şöyle olduk, böyle bittik. Filanca partinin yüzünden memlekette işler düzelmiyor, burnumuz pislikten çıkmıyor” dersiniz. Utanmadan, sıkılmadan devleti kandırıp, milleti aldatıyorsunuz. Para kazanma hırsınız Allah korkunuzun önüne geçmiş. Dinden, diyanetten bahsederken yüzünüz de kızarmıyor. Kasıla kasıla yürümeye bayılıyorsunuz, yolda yürümeye geberiyorsunuz, “Allah’a nasıl hesap veririm” diye düşünmüyorsunuz. Aklınızdan dahi geçmiyor değil mi? Bu ahlaksızlıktır, haramzadeliktir. Allah’tan korkun, kuldan utanın, tövbe edin. Biraz vicdanınız kaldıysa tabii. Günün birinde size de ölüm var. Herkese olduğu gibi…