Emel Şerife Hasçağan

Emel Şerife Hasçağan

Bu gemi batarsa herkes batacak

Bu gemi batarsa herkes batacak

Ekonomi hakkında yazmak, değerlendirmelerde bulunmak ‘moda’ oldu. Birçok konuda işin uzmanı olanlar, olmayanlar konuşur, fikirlerini paylaşır. “İşin uzmanı olmayanlar neden konuşur ki” diye haklı eleştirilerde bulunulur. Fakat bu ekonomi mevzusu farklı. Çünkü gemi batarsa herkes batacak. Bundan dolayıdır ki ekonomi ile ilgili yüksek sesle konuşuluyor.

Son dönemlerde ekonomide yaşanan hadiselerle alakalı olarak öncelikle şunu belirtmek lazım ki; gidişatı görüp, içten içe gülenler, amaçları ve çıkarları uğruna avuçlarını ovuşturanlar terbiyesizdir, ahlaksızdır. Yazıya girerken bir gemi örneği verdim ya; ülke bir gemi, biz de bu gemideyiz. Batarsa hepimiz batacağız. Bir avuç şahsiyetin gemi batmadan evvel hususi uçaklarına atlayıp kaçacaklarına şüphe yok. Ama nereye kaçarlarsa kaçsınlar. Bu işin bir de ahireti var. Yani dünya ister büyük olsun ister küçük. Fark etmez.

21. yüzyılda cihanın neresinde bulunursanız bulunun, doğrucu Davutların çoğu yalancıdır. Korkusundan ya da beklentisinden dolayı. Türkiye’de de bu böyle. Ekonomi hakkında milletin gözleri önünde konuşanların hepsi olmasa da birçoğu yalan söylüyor. Yanlış konuşuyor. Millet de bunu görüyor. Nihayetinde millete “Medyaya güveniyor musunuz?” diye sorulduğunda ekseriyetle “Hayır” yanıtı alınıyor. Kurunun yanında yaş da yanıyor misali doğruyu söyleyenler de bu işten nasibini alıyor yani.

Milletin gerçeklerini yazmak, söylemek, konuşmak lazım. Çarşıya pazara, vatandaşın alım gücüne, esnaf işine devam edebilir mi bu şartlarla bakmak gerek. Orta yerde duran gerçekleri gizlemenin manası yok. Onlar da görüyor. Zorlanıyorlar. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor. Diyeceksiniz ki; bu gidişatın çözümü için ne öneriyorsun? Ne yapılmalı? Önerim şu; Hasta önce hasta olduğunu kabul edecek. Etmezse ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım onu iyileştiremeyiz. Kabul etsinler, ondan sonrasını sonra konuşalım.

İşsizlik konusu ile alakalı olarak da “Millet iş beğenmiyor, iş dolu ama çalışmak isteyen yok” gibi tezler öne sürenler var. Bakın, bu doğru ya da yalan demiyorum. Bununla alakalı aklıma bir fıkra geldi onu paylaşıp yazıyı tamamlayacağım.

Şahsiyetin biri bir kuruma iş başvurusu yapmış. Kurumdan çağırmışlar görüşmeye, varmış şahsiyet de. Şirketin yöneticisi sormuş –niye sorarlarsa onu da bilmem- “Şirketten beklentin nedir? Seni ne tatmin eder” diye. İşe başvuru yapan şahsiyet de başlamış saymaya, “Araba istiyorum. Şimdi oturduğum evin kirasını ödemekte zorlanıyorum da şirket onu ödese pek güzel olur. 3 bin dolar maaşın altında da çalışmam” demiş. Yönetici uyanık. Hani derler ya bizde “Anasının gözü” diye aynen öyle. Bu isteklere yanıt olarak, “Sana son model bir cip vereceğiz. Şimdiki evde oturma, sana lüks bir semtte villa vereceğiz. Başvuru yaptığınız pozisyon için bizim planladığımız maaş 6 bin dolar” demiş. Şahsiyet fırlamış ayağa heyecandan, “Hadi canım, şaka yapıyorsunuz” diye haykırmış. Yönetici yapıştırmış cevabı: Önce siz başlattınız…

Hadisede elemanın dolarla maaş almasının altında bir şey aramayın, yok. Herkese iyi hafta sonları…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emel Şerife Hasçağan Arşivi