Alara Çifçi

Alara Çifçi

Duygusal manipülasyon

Duygusal manipülasyon

Hayatın her alanında karşımıza çıkan ama çoğu zaman farkına bile varamadığımız bir tehlikeden söz etmek istiyorum bugün: Duygusal manipülasyon.

İkili ilişkilerden iş yaşamına, aile ortamından siyasete kadar uzanan geniş bir yelpazede, bazı insanlar kendi çıkarları için başkalarının duygularını kullanmakta son derece ustalaşmış durumda. Kimi zaman bir suçluluk duygusu aşılanır, kimi zaman sevgi maskesiyle özgürlüğünüz çalınır. Adına ne derseniz deyin, bu manipülasyon biçimi sizi siz olmaktan uzaklaştırır.

Duygusal manipülasyonun en tehlikeli yanı, genellikle sevdiğimiz, güvendiğimiz, bize yakın olan insanlar tarafından uygulanmasıdır. “Benim için bunu yapmazsan üzülürüm” ya da “Beni gerçekten sevseydin bunu yapardın” gibi cümleler, masum bir isteğin ötesinde, birer kontrol aracına dönüşebilir. Bu noktada sorgulamalıyız: Gerçekten sevgi mi bu, yoksa bir tür duygusal esaret mi?

Bir toplum olarak bu konuda ne yazık ki yeterince bilinçli değiliz. Manipülasyonun farkına varmak, onu kabullenmek ve ona karşı durmak cesaret ister. Çünkü çoğu zaman manipülatör, kurbanı değil; kahraman gibi görünür. Duygularla oynayan, kurbanı kendini suçlu hissettiren biri, dışarıdan bakıldığında yardımsever, fedakâr ya da mağdur biri gibi gösterilebilir. Bu da manipülasyonu görünmez kılar.

Özellikle gençler, duygusal manipülasyona karşı en savunmasız gruplardan biri. Sosyal medyada popüler olmak, bir gruba ait hissetmek ya da bir ilişkiyi kaybetme korkusu gibi duygular, onları kolayca yönlendirilebilir hale getiriyor. Eğitim sistemimizin bu konuda daha bilinçlendirici olması, gençlere “hayır” deme hakkını öğretmesi şart.

Peki çözüm ne? Öncelikle her bireyin duygusal sınırlarını tanıması, bu sınırların ihlal edildiği noktada rahatsızlığını ifade edebilmesi gerekiyor. Karşımızdaki kişiyi kırmamak uğruna kendimizi kırmak, uzun vadede çok daha büyük zararlar doğuruyor. Sevgi, özgür bırakır. Suçluluk yükleyerek, tehditle, gözdağıyla ya da kurban rolüyle sevgi olmaz.

Duygusal manipülasyon, sadece bireyleri değil, toplumun dokusunu da zedeliyor. Daha sağlıklı, daha adil ve daha özgür ilişkiler kurmak için bu görünmez tehdide karşı uyanık olmalıyız.

Unutmayın, duygularınız sizin. Onları kimsenin eline oyuncak etmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alara Çifçi Arşivi