ÇOCUKLARIMIZA İNANALIM
Geleceğimizin devamlılığı olan çocuklarımız; korunmasız, emanetine yan gözle bakılmayacak kadar savunmasızdır. Aklı başında olan hiç kimse bu çocuklara yan gözle bakmaz ve baktırmaz. Aklı başında olmayan, nefsini şeytana satmış, değerleri kaybolmuş ve hırsları olan insanların en kolay yoludur bu savunmasızları harcamak. O çocuktur yutar, o çocuktur korkar. O “annene veya babana bir şey yaparım” diyenlere inanır. Küçücük yüreğiyle onları korumaya kalkar ve susar.
Analarının, babalarının gözünün tek yaşına kıyamadığı o masumlara her türlü kötülüğü yapanları uzakta aramamak gerekiyor. Bu kişiler son zamanlarda ya yakınlarından birisi ya da emanet ettikleri birisi olmaktadır. Sevgili anneler, devir bozuldu. Kimsenin kimseye güvenemez hale geldiği bu günlerde çocuklarımıza kimseye emanet etmeyelim. Çocuklarımızın sessiz çığlılıklarını duymaya çalışalım ve onların söylediklerine inanalım.
Sevgili okurlarım çocuklarımızın ağzından çıkan her sözün doğru olduğunu varsayarak hareket edelim. Söyledikleri yalan dahi olsa tepkimizi onları susturacak cinsten vermeyelim. Onlarla öyle bir bağ kuralım ki kendilerine yapılacak en ufak kötülükte her şeyini bizlerle paylaşsınlar. Çocuk sizden çekinmesin. Bu dönemde doğruları söylemesi konusunda bebekliğinden gelen yetiştirme tarzınız ve öğrettikleriniz çok etkili olacaktır. Yalanı, korkan ve kendisine kızılacağını düşünen çocuk söyler bunu unutmayalım. O yüzden kızmadan, çocuklarımızı her şeylerini bizlerle paylaşan bireyler haline getirelim. Onları ailenin önemli fertleri haline getirelim. Kendi bildiğimizi yapsak da fikirlerini soralım. Her zaman arkasında olalım ama bireysel sorumluluklarında yalnız olmalarını sağlayalım. Tamamen bizlere bağımlı çocuklar da olmasınlar. Mesela okul haçlıklarını toplu vererek bir ay boyunca idare etmeyi öğretelim. Ömür boyu evlerini idare edecek bu çocuklar ilk birkaç ay zorlanacaklardır. İlk günden paralarını harcayıp aç kalabilirler ama asla takviye yapmayalım. Evden ekmek peynir götürsünler ama para vermeyelim. İnanın çok faydalı olacaktır. Bazı şeylerin kıymeti çocuk yaşta öğrenilir. Teşekkür etmeyi, şükretmeyi, vefayı öğretelim. Bununla birlikte lütfen çocuklarınızla muhabbet etmeyi de ihmal etmeyelim. Hiç vaktiniz olmasa bile yemek sofrasında bari çocuklarınızla ayrı ayrı konuşup onlarla paylaşımlarda bulunun. Eğer çocuğunuzda bir değişiklik varsa, susuyorsa, konuşmuyorsa bir sıkıntısı vardır. Çocuklarıyla muhabbet eden ailelerin çocukları iletişimi daha iyi daha açık ve ne istediğini bilen çocuklar oluyorlar. Lütfen anne babalar size sesleniyorum; Çocuklarınızı bol bol kucaklayın ve sevdiğinizi gösterin ki, sevgiyi dışarıda aramasınlar. Çocuklarınıza inanın. İnsanın en masum, en riyasız halidir çocukluk.
Ben bu konu ile ilgili bir olay anlatmak istiyorum. Aynı evde üvey babasının tacizine maruz kalan bir kız çocuğumuz 13 yaşında annesine bunu söylediğinde, annesinin ilk sözü; “Baban öyle bir şey yapamaz.12 senedir sana babalık yapıyor.” Anne konduramıyor aslında. “Sana böyle şeyleri kimler söyletiyor. Sen sokakta ne yaptın” dediğinde, kız susmuş ve o üvey babayla 1 yıl tacizine maruz kalarak yaşamaya devam etmiş. Bu kızımız her gece dua ediyormuş ya babasının ya da kendisinin ölmesi için. Okuldaki öğretmenin istemsizce kolundan tutmasının ardından, “baba yapma” diye boş bulunup bağırdığında öğretmeni bu olayı araştırmaya başlamış ve olayı bir şekilde çözmüş. Öğretmeni babasının kendisini dövdüğünü düşünerek konuşmaya başlamış. Konuştukça kız hep “keşke dövseydi” diyormuş. Öğretmen iyice şüphelenmiş.
Şu an hapiste olan ve 20 yılın üzerinde ceza alan bu kişi üvey de olsa bir baba ve çocuğuna inanmayan bir anne. Çocuk kendisine inandıramadıysa sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Lütfen çocuklarımızı büyütürken onları uyaralım. Kendilerine kimlerin dokunabileceğini ve sevebileceğini bunun nasıl olması gerektiğini anlatalım. Böyle bir şey olduğunda yapması gerekenleri bebeklikten itibaren öğretelim. Otobüslerde, amcanın kucağına otur, teyzen öpsün diye çocukları yabancılarla muhatap etmeyelim. Onlar istemedikçe birileri onları öpmesin, sevmesin. Bu konuda biz anne ve babalara çok iş düşmektedir. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişilere sonsuz yetki vermeyelim. Asla çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmayalım. Çocuklarımızı yetiştirirken lütfen olan en ufak olayda bile anne ya da babayla paylaşmayı öğretelim. Kafalarında ben bunu söylersem bana kızarlar düşüncesi olmasın.
Toplum baskısı ve çocukların aileye duyurmamaya çalışması için yaptıkları ve yapacakları hataları düşünmek bile istemiyorum. Çocuk adı üstünde bunlar çocuk
Sevgili okuyucularım. Çocuklar konusunda o kadar çok şey var ki anlatılacak yazılacak. Bizler sustuğumuz sürece bu istismarların devam edeceğini biliyoruz. Hangi kurum ve görüşte olduğuna bakılmaksızın özellikle eğitim kurumlarındaki denetimlerin çok sıkı yapılması gerekmektedir. Kızlarımızın en ufak bir taciz durumunda bizlere ulaşacağı sesini duyuracağı bir sesi hep birlikte bulalım. İnanın çok güzel yöntemler bulunacaktır. Çocuklar ve kurumlar sürekli kontrol edilerek suiistimale fırsat verilmemelidir.
Bu olayları örten, kurumunun adı çıkacak diye yutan hatta kapatanlar hakkında da en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır diyeceğim ama bir kereden bir şey olmaz diyenleri de gördük . Sağlıcakla kalalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.