Konya
Parçalı bulutlu
5°
Aksaray
Kapalı
3°
Karaman
Az bulutlu
6°
Ara
Anadolu'da Bugün Yaşam Konya’nın sessiz zanaatkarı: Her tesbih ayrı bir hikaye

Konya’nın sessiz zanaatkarı: Her tesbih ayrı bir hikaye

Devlet sanatçısı Aziz Ünal, el emeğiyle tesbih üretiyor. Tesbih onun için bir sanat, bir yaşam biçimi.

Okunma Süresi: 2 dk

Konya’da geleneksel el işçiliğiyle tesbih üreten Aziz Ünal, 40 yılı aşkın süredir bu mesleğe gönül vermiş bir usta. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Devlet Sanatçısı unvanını taşıyan Ünal, çocukluğunda başladığı ahşap torna işinden, tesbih sanatına geçişini, malzeme tercihlerini ve sektördeki gelişmeleri Anadolu'da Bugün ekibine anlattı.

Aziz Ünal, tamamen el işçiliğine dayalı üretim yapıyor. Tornada şekillendirdiği her tesbih tanesi, onun deyimiyle bir "terapi gibi" rahatlatıyor. CNC makineleriyle seri üretim yapanların aksine, o her üründe ruh arıyor. "Makineyle değil, ellerimizle yapıyoruz," diyen Ünal’a göre gerçek ustalık, tornadan çıkan tanelerdeki izleri okuyabilmekte gizli.

Konya’daki birçok usta modern malzemelerle çalışmayı tercih ederken, Ünal’ın gönlü eskiye, zor bulunan hammaddelere daha yakın. Kehribar, kuka gibi özel ve nadir malzemelerle çalışıyor. Bu yüzden üretimi hem daha yavaş hem de daha zahmetli. Ancak onun için esas mesele hız ya da kazanç değil; geleneği doğru şekilde yaşatmak.

Tesbih yapımını yalnızca bir iş olarak değil, aynı zamanda bir iç huzur kaynağı olarak tanımlayan Ünal, bu işi öğrenmek isteyen herkese gönülden destek veriyor. Bugüne kadar pek çok kişiye hem yol göstermiş hem de yön vermiş. Ancak her gelenin bu işi sürdüremediğini söylüyor. Çünkü tesbih ustalığı, yalnızca teknik değil, gönül isteyen bir sanat.

KOLEKSİYONCULAR HALA PEŞİNDE

a022c008-250804-dj0c-00-00-08-40-still001.jpg

Koleksiyon değeri yüksek olan el yapımı tesbihler, hâlâ ciddi bir talep görüyor. Ünal’a göre özellikle kuka ve damla kehribar gibi malzemelerle yapılan tesbihler, hem estetik hem de manevi değer açısından ayrı bir yerde duruyor. Eski dönemlerin aksesuarlık anlayışını sürdüren koleksiyonerler, el işçiliğine daha fazla kıymet veriyor.

Tesbihte kullanılan her malzemenin kendine özgü bir karakteri olduğunu anlatıyor Ünal. Mamut dişi, hipopotam kemiği, hatta bilardo topları... Her biri geçmişinden izler taşıyor. Onları işleyerek tesbihe dönüştüren usta, malzemenin ruhunu da esere yansıtıyor.

Ben Aziz Ünal’ın küçük Konya atölyesi, sadece bir üretim yeri değil; bir mirasın sürdüğü, bir geleneğin yaşatıldığı bir mekân. Her tanesi ayrı bir sabırla işlenen tesbihler, geçmişle gelecek arasında sessiz bir köprü kuruyor. Ve bu köprünün taşları, hâlâ usta ellerle döşeniyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *