Fıtratımıza ters bir yaşantı içerisindeyiz

Zeynep Asu Bardakcıoğlu

Fıtratımıza ters bir yaşantı içerisindeyiz

Maneviyatı bir kenara bırakıp madde bağımlısı bir topluluk olduk... Maddeden kastım uyuşturucu değil, fakat en az onun kadar sinsi ve tehlikeli hayatımızı sinsi sinsi yiyip bitiren bir bağımlılıktan bahsediyorum. Eşya, para, takı, ev, araba, kıyafet vb. derken ruhumuzun ihtiyaçlarını insani değerlerimizi bir kenara öteleyip eş seçiminden, arkadaş seçimine kadar maddecilik yapmaya başladık. Buda ruhumuzun asıl ihtiyacı olan beslenme kanallarını tıkamaya başladı. Sevgi, samimiyet, değer, şefkat hatta aile olabilme ihtiyacımız bile maddeye göre şekillenince ciddi bir duygusal açlık, değersizlik baş göstermeye, psikolojik rahatsızlıklar artmaya başladı. İnsanlar evlenmekten arkadaş olmaktan, korkar oldu. Kendi kabuğuna çekildi. Dişil enerji, eril enerji dengesi bozuldu. Oysa insanlık tarihi boyunca kadınlar genç kızlık yılların da evlenmişler ve kadınlığa ait latif duyguları yaşamaya başlamışlar. Ama şimdi gitgide bu latif duyguları erteleme söz konusu. Ataerkil  yetişen  bizler değerlilik, saygınlıkla kutsallaşan evliliği istemesek te DNA’larımızda mevcut olan kodlarımız var. Üst bilinçte istemiyorum evliliği düşünmüyorum diyen bir kişi bile  aslında içten içe “ Varda  ben mi evlenmedim’e”  kadar gitmekte. Çünkü fıtratımıza ters yaşantı içerisindeyiz. Ne kadın kadınlığının değerini biliyor, kadın gibi davranıyor. Nede erkek erkek gibi davranıp kadının değerini biliyor. Bu denge bozulduğu için de psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü içlerindeki duyguyu yaşayamıyor, potansiyellerini basınç altında tutuyorlar. Karakterlerde bile erimenin yüz tuttuğu bu süreçte olmamız gerekene, kendimize,  içimize, değerlerimize, özümüze dönsek fıtratımıza uygun yaşasak neler değişirdi hayatımızda. Önce kendimize sonra diğer insanlara sadece insan olduğu için değer katsak, sadece gülümsedikleri için şükür edebilsek. İnsanlığımızı onurlandırsak. Maddeyi insanlığın önüne koca bir set olarak koymasak. Olduğumuz gibi doğal, şefkatli ve bir o kadarda merhamet sahibi olsak dünya nasıl olurdu. Materyalist dünya acımasız duygu  insanı yer bitirir. Önce içeriden, sonra dışarıdan. Dönüş ve kurtuluş ancak bizden bize, insandan insana...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.