Uyan ey Adem uyân, hem de bahar gibi coşkulu bir şekilde uyan.
O bahar ki, nice zorlukları aştı ve bugünlere geldi.
O bahar ki, nice imtihanları vere vere bu mevsimlere kadar geldi.
O bahar ki, azmi ve kararlılığı hep içerisinde barındırdı,
O bahar ki, dünü dün de bıraktı ve bugünün sorumluluklarını tek tek yerine getirdi.
O bahar ki, bugünlere gelene kadar, zorlu gecelere de muhatap oldu gündüzlere de,
O bahar ki, bahârının coşkusunu ve neşesini yaşatabilmek için yerine göre kara yerine göre yağmura, yerine göre doluya muhatap oldu,
O bahar ki, kendi gelişini muştulayabilmek için, toprağı sessiz sessiz deldi ve yeryüzüyle hemhâl oldu.
O bahar ki, bütün renkleri yeryüzüne serpiştirebimek için, yerine göre ağaçların gövdelerinden, yerine göre de dallârından fışkırmıştır.
Bahar da aşk var, muhabbet var, hasret var.
Bahar da sadâkat var, ahde vefâ var, özveri var.
Bahar da teslimiyet var, gayret var, tevekkül var.
Bahar yaratılış programı çerçevesinde, ihlası ve îmân'ı hiç göz ardı etmeden, Allâh'ın programına katkı sunma var.
Allâhımız biz kulların olarak sana sayısız secde eder, duâ eder, teşekkür ederiz.
Allâh'ım, sen şu âlemi bir hesap kitap üzerine yarattın, her mevsiminin ruhuna farklı doktirinler, farklı enerjiler, farklı hikmetler, farklı anlamlar, farklı mânâlar, farklı farkındalıklar yükledin.
Her bireri sanki diğerlerini tartmakta ve ölçmekte,
Her bireri birbirlerini sevmekte ve bu sevginin hatırına birbirlerine makamlarını gönül rızâsıyla vermekte ve devretmekte.
Çünkü mevsimler arasında birbirlerine güven var, inanç var.
Onlar da iktidar hırsı hiç ama hiç yoktur.
Onlar fıtratlarının dışında aslâ aykırı hareket etmezler.
Onlar yaratılış sırlarıyla hemhal olurlar ve bu minvâl üzere, bu hâl üzere emîn adımlarla ilerlerler.
Onlar yâni mevsimler, birbirlerine rahmettirler, berekettirler.
Onlar da birbirlerinin sözlerine inanırlar ve sorumluluklarını bir bir yerine getirdiğini bilirler ve bu doğrultuda muhataplarına güvenirler.
Onlar ben ben diyen insanoğlu gibi değildirler.
Onlar biz biz diye diye bizliğin sırrına eren aziz ve azîze yolculardır.
Onlar birbirleriyle çıkar ilişkisi hiç yaşamazlar.
Onlar bizâtihi yardımlaşmayı ve karşılıksız yardımlaşmayı düstur edinmiştirler.
Onlar da yalan iftirâ fitne ve dedikodu hiç olmadı, hiç de olmayacak Allâh'ın izni ve keremi ile inşaallâh.
Ey cân kardeşim olan insan, lütfen şu mevsimleri bir masaya yatıralım, her mevsimin içerisindeki sır ile sırlanalım, her mevsimdeki hakîkat ile ayan olalım, beyân olalım.
Her mevsimdeki hesâp ve kitap ile hesaplanalım ve kitaplanalım. Hesaplanalım ve kitaplanalım ki ne ölçümüz şaşsın ne de kitabımız.
Keşke şu mevsimler arasındaki iletişimi yeryüzü insanına da bulaştırsak veya öğretebilsek.
Keşke şu mevsimler arasındaki kanaâti, önemli bir ders konusu olarak okullarımızda irdeleyebilsek ve ademoğullarına kavratabilsek.
Keşke zora karşı dirençli durabilen baharın aşkına ve muhabbetine ortak olabilsek.
Zorluklar konusunda pek çoğumuz imtihanı kaybetmekteyiz ve zararlar yaşamaktayız.
Oysa insan da zoru başarabilme kapasitesi vardır.
Yeter ki insanoğlu özündeki hâkikatten uzak kalmasın
Yeter ki ademoğlu fıtratına ve yaratılış hikmetine ters düşmesin.
Azîzim hadi sen de bahar kardeşin ile empati kur. Unutmâ, "Kurabildiğin kadar kurulursun, kurulduğun kadar da kurabilirsin."
Şu bahar farklılıklarıyla yeryüzünü güzelleştirmekte, farklılıklarıyla da eksileri değil bilakis artıları yaşatmakta.
Şu bahar yaratılanı kardeş bilmekte, kardeşlerine ise kardeş gibi yaklaşmaktadır.
Peki yâ biz insanları kardeş biliyor muyuz, onları karşılıksız ve menfaatsiz sevebiliyor muyuz?
Sâhi Yunus Emre'nin şu inci tânelerini özümseyebildik mi, "Severiz yaratılanı Yaradandan ötürü."
Unutma ey yolcu unutmâ!
Hayatındaki mihenk taşı yaradan ve yaradılandır.
Kim ki yaradan tarafından yaratıldığını anladı hissetti, kim ki bu hissi ise hayatında yaşamaya ve tatbik etmeye başladı.
O vakit insan kandilin yavaş yavaş aydınlatmaya başlar, o vakit birçok karanlıklar aydınlanır, bir çok dertler de devâ bulur.
Sev azîzim sev, Allâh yarattığı için sev, Allâh için sevenleri sever yüce Allâh.
Yerel seçimler var bu zaman dilimlerinde
Ey kardeşim. "Allâh'ın yarattıklarına hakkıyla hizmet, aslında Allâh'a hizmet etmek gibidir." Bu yerel seçimler de, bu düsturu benimseyenleri benimsemeliyiz.
Belediyeler halka doğrudan hizmet eden kurumlar ve makamlardır.
Bu makâma liyâkat sahibi, özü sözü bir olanlar gelmelidir.
Bu makama halkı için, hakkı için, ferâsetini bereketlendirenler gelsin.
Ferâsetler ise ancak hakka yaklaşarak ve hakkın yarattıklarına hizmet ederek elde edilir.
Kardeşlerim men etmeliyiz, seç/men olarak uygun olmayan siyâsetçileri men etmeliyiz, siyâsi sahadan, hizmet sahâsından men etmeliyiz
Oy demek sen demek, oy demek hakîkatin demektir,
Tabîri Câiz ise, oy/umuz ile oyulmayalım, bizler.
Oylar sahibi ile ok yay gibidir, okun sâhibi yay olmalı ve hakîkatlice gerilmelidir.
Hedef hizmet olmalıdır ve bütün gayretler bu hizmet ekseninde dönmelidir.
Kim bu şekilde yapacağına inandırır ise onu mutlaka desteklemelidir.
Haydi hep berâber uyanıp bayram edelim, haydi biz de hatalarımızdan ve yanlışlarımızdan bir bir dönelim.
Haydi biz de sevelim ve sevilelim.
"Ey Ademoğlu bir düşün Allah aşkına, şu tabiat senede bir gün bahar yaşar, oysa sen her gün bahar yaşamaktasın."
"Doğuş haktır, bahar bir gerçektir, batış ise hakikatin tâ kendisidir, güneşin batması ve ölümün gelmesi gibi."
"Ey Ademoğlu şu dünya sarhoşluğunu bırak, hayatının sonbaharında hâzan mevsimi gibi tövbe etmeye bak."
"Hadi sen seni doğur, insan da kendi kendisini doğurur mu? Doğurur büyütür kendisiyle berâber de toprağa götürür. Doğuşlar illa tenle olmaz ki, doğuşlar bazen de ruh ile gerçekleşir, siz siz olun bu doğurduğunuz ruha çôk hassas davranın, özellikle o ruha verdiğiniz besine çôk dikkat edin. Çünkü besinin rengine göre ruhunda tablosu yâni portresi yapılacak. İşte o vakit ruhunuz seyredilecek ve bir bir düşünceler sizlere aktarılacak. Siz hangi düşüncelere muhatap olmak istiyorsanız, o besin enerjisini, kendi ellerinizle büyütmeye çalıştığınız ruhunuza ikram ediniz, güzel bir sunumla ruhunuzun besin ihtiyacını gideriniz, giderelim efendim."
Anadolu'da Bugün bizler nice baharlardan, nice doğuşlardan ders çıkarmalı ve hâleti rûhiyeyle yolumuza devam etmeliyiz. Bu duygu atmosferiyle, Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin değerli emektarları ve pek kıymetli okurlarını cânı gönülden selamlıyorum efendim.