Anlık ziyâretler, Bayram ziyâretleri, Hasta ziyâretleri, Evlilik ziyâreteri, Doğum ziyâretleri, Ölüm ziyâretleri, Kabir ziyâretleri, Asker ziyâretleri, Öğretmen ziyâretleri, Hoca ziyâretleri, Fakir ve Fukarâ ziyâretleri, Öksüz ve Yetim ziyâretleri, Komşu ziyârerleri, Dede ve Nine ziyâretleri, Anne ve Baba ziyâretleri, Dayı ve Teyze ziyâretleri, Amca ve Hala ziyâretleri, kardeşler arası ziyâretleri, İş te ve eğitim deki Başarı ziyâretleri, Sılai rahim ziyâretleri, Vatan ziyâretleri, Camîler ve Târihi mekanlar ziyâretleri, Kültür ve Edebiyat ziyâretleri, Sanat ve Zanaât ziyâretleri,
Ah bizi biz yapan ziyâretlerimiz.
Sahî biz biz miyiz ? Şu yaşadığımız zaman dilimin de, ne kadar ziyâretler yapabiliyoruz ki? Lütfen yapabildiğimiz ve yapamadığımız ziyâretlerimize hassâsiyetle bir bakalım, ne kadar bizim biz olduğumuzu bu şekilde anlayalım.
Bizliğini kaybeden toplumların başı dertten kurtulamaz, kalpleri huzûra eremez, karanlıkları aydınlık olamaz.
Biz ehli ecdâdın torunlarıyız, biz ehli îmânın torunlarıyız, biz ehli âdemin torunlarıyız, biz ehli Peygamberlerin torunlarıyız, bir ehli Muhammed ümmetinin torunlarıyız.
Karddeşlerim!
Ziyâretlerimizi ziyâdeleştirmeliyiz ki torunluğumuzun dereceleri artsın, Dedelerimize lâyık olabilmek için, onların bize bıraktığı ziyâret kültürünü, en güzel şekilde yaşamalı, yaşayarakda yaşatmalıyız.
Ziyâretlerdeki enerjinin değerini anlayabilsek, hissedebilsek ve dâhî görebilsek, inanın o vakit, gündelik yapacaklarımızın en ön sırasına koyardık ziyaretlerimizi.
Ziyâret edenler, karşısındakilerini mutlu ederler, mutlu ederek te aslın da insanlar kendi kendilerini de mutlu etmiş olurlar.
Ziyârette karşınızdakine bir değer verme vardır.
Muhatabımıza verdiğimiz değerle, biz kendi kendimize de değer vermiş oluyoruz.
Ziyâretler aslında bir dokunuştur, ziyâretler aslında bir anlaşılmadır, ziyâretler aslında bir saygıdır, sevgidir, muhabbettir.
Kardeşlerim ziyâretsiz toplumlar birey/selleşmeye başlar, bireyselleşen toplumlar ise ben/cilleşmeye başlar.
Ben/cilliğin olduğu toplumlar da insanlar, bir birlerine İl/leşmeye yabancılaşmaya ve uzaklaşmaya başlarlar.
İl/leşmek, yabancılaşmak, uzaklaşmak ise berâberin de bir çok sorunu taşımakta, insanoğlunu anlaşılmazlıklar çemberine atmaktadır.
Oysa sorunlar insanoğlu olduğu sürece olacaktır, sorunlar ademoğlu yaşadığı müddetçe farklı farklı şekil de kendisini mutlakâ ortaya çıkaracaktır.
İşte tam da bu atmosferler de, tam da bu sıkıntılı zaman dilimlerinde, ziyâretlerin önemi ortaya çıkıyor.
Hani bir atasözümüz der yâ. "Sıkıntılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır."
Bizler de ziyâretlerimiz ile muhataplarımızın sıkıntılarını azaltabilir, mutluluklarını da çoğaltabiliriz.
Kardeşlerim ziyâretler görünmeyen nûrlar gibidir, kim ziyâretini yapar ise o nur ile hemhal olunur.
Nuru mânevi bir enerji olarakda kabul edebiliriz.
Göremediğimiz ama bizi mutluluğa ve huzûra sevk eden bir enerji diye düşünebiliriz.
Kardeşlerim biz insanlar, yeryüzünün en şerefli yaratılanıyız.
Şerefli olan insanlar ise empati kurabilme kâbiliyetine sâhiptir.
Empati kuran insanlar ise, karşıdakini aslâ es geçmez, aslâ görmemezlikten gelmez, aslâ banane kelimesini dile getirmez, aslâ bakar kör olmaz, aslâ duyan sağır olmaz.
Kardeşlerim! Ziyâretlerimiz ile, kardeşlerimizin mutlululuklarını da, hüzünlerini de, gören gözlerden ve duyan kulaklardan olalım inşaallâh.
Anadoluda bugün bizler, ziyâretlerimiz ile tekrâr tekrâr doğmalı ve yenilenmeliyiz. çünkü ziyâretler insanı yeniler, çünkü ziyâretler insanı tâbiri câizse yeniden doğrurur.
İnsan elbet Annesinden bir defâ doğar, lâkin her gün uykudan uyanarak aslın da, tekrâr tekrâr doğmaktayız.
İnsan her yaptığı ziyâretlerle de tekrâr tekrâr doğar.
Her bir enerji ruhları yâ hamlaştırır ya da ogunlaştırır.
Her bir enerji ruhları ya öldürür, ya da daha da bir diri kılar, iri kılar, bereketli kılar.
İnsan nûrun âlâ nûr olur, yânî nûrunun üstüne nur koymuş gibi olur.
Lütfen ziyâret bereketinden mahrum olmayalım.
Unutmayalım melekler, ziyâret edenleri tek tek kayıt altına almakta.
Kendi irâdei cüziyyeiz ile, kendi tercihlerimiz ile yaptığımiz ziyâretler, inanin hayat eserimizin en güzel bölümlerinde yerini alacaktır.
Hadi Yunus ca düşünelim
O yarattığı için, yüce Allâh vâr ettiği için, yaradılanı ziyâret edelim
Belki de O'nun yarattıklarını ziyâret ederek, aslın da yüce Allâhımızı da ziyâret edebilmiş olabilelim.
Yukardaki yazdığımız ziyâretlerin her bireri ayrı ayrı önemler arzetmekte.
Kim bu önemlileri sıraya koyar ve tek tek ziyâret eder ise, Vallâhi Allâh katın da da değer arzedecektir ve önem arzedecektir.
Konyalı bir kardeşiniz olarak, çocukluğumuz da, Bayram ziyâretleri yapar idik, o dem de bir bisikletim vardı nissan marka, o bisiklet ile bayramlar da inanın aşağı yukarı 40 tane haneyi ziyârettiğimizi hatırlarız.
Devlet demir yollarından emekli, İhsaniye de Nur yüzlü, ak saçlı, ak sakallı Ebûbekir amcamız vardı, Tat köylü Arpacı lakabıyla bilinen Mustafâ Doğan amcamız vardı,
Bedesten yıllarca çalıştığım, Santral Bebe mağzasının sahibi Mehmet Gönüllü efendi vardı, daha niceleri niceleri vardı, ve dahî nice aile büyüklerim vâr idi
Her bireri de, ruhlarını hakka, tenlerini de toprağa teslim ettiler.
Her birerine duâlar ediyor fatihalar gönderiyorum.
söz ölüme gelince, lütfen diriler kadar da ölülerimizi, kabirlerimizi ziyâret edelim.
Çünkü bizim kulağımiz da, gönlümüz de bâzen dirilere kapalı olabilir.
İşte o demler, insana kabir ziyâretleri inanın çôk iyi gelebiliyor.
Çünkü kabristanlar hiçlerin mahallesidir.
O mahalle de bir gün kendimizin de hiç olacağını düşüneceğiz.
O mahalle bize dile gelcek ve diyecek ki
Sanal dünyânın sahte varlıklarıyla, size ait olmayanların yüzünden, ruhunuzu daraltmayın diyecek ve bizi rahatlatacak.
Kavgaların bittiği, süresiz barışın imzalandığı kabristanlar, aslında ücretsiz terapi merkezleri gibidir.
Hazreti Muhamned mustafâ'mız, her dem ümmetine, kabir ziyâretlerini tavsiye etmiş, her dem ölümcül olduğumuzu hatırlayın demiştir.
Hadi diri ziyâretleri ile ruhlarımızı bereketlendirelim, kabristan sâkinleriyle de ruhumuzu hafifletelim.
Kardeşlerim şâyet ziyâretlerimizi, bedenlerimize yaptıramıyorsak eğer, o vakit en azından ruhlarımıza yaptıralım, nasıl mı zâmânın nimeti konumundaki sesli ve görsel imkanları devreye kayalım.
Anadolu da Bugün bizler, Euzü besmelemizi çekelim ve ziyâretlerimize başlayalım.
"Hastalar, iyi bir antibiyotik gibidir. Kim bu antibiyotiği ziyâret haliyle alır ve sağlığınâ enerji olarak kullanır ise, ömrü bereketlenir, huzuru da artar."