Çocukluğumun telaşı

Türkan Taşcı

“Ramazan geliyor, yemek ne yapacağız, alışverişi yapsak mı, acıkır mıyız, susar mıyız?” derken. Başladı ve bitti bir çırpıda.

Ardında mutlu bir tebessüm bırakarak geçti yine.

Çok huzurlu, sakin ve bereketle gitti Ramazan

Ramazan ve Bayram…

İzninizle biraz çocukluğuma gitmek istiyorum.

Orucu tutmanın verdiği heyecanla nasıl iftarı bekliyorsak, aynı şekilde Ramazan sonunda da bayramı öyle beklerdik.

Arife gün bir telaşe sarardı.

Sabahı nasıl edeceğim diye düşünürdüm güzel kıyafetlerimi giymek için…

Her zaman alınırdı o kıyafet ama bu başkaydı…

Erkenden kalkmaya hiç laf etmediğim gün sadece bayram sabahıydı.

Kardeşlerimle birlikte olmanın verdiği mutluluk o küçük çocuk, tarif edilemez.

Ama ben hala Konya’da o Ramazan’ın hissini alıyorum.

Şükür ki çarşıda, mağazalarda da bu hava halen var.

Tüm Ramazan boyunca da iftar saatine beş dakika kala o hava vardı.

Yani “nerde o eski Ramazanlar?” diye aramayın en azından şimdi değil, hala yaşıyoruz yani o Ramazanlar halen yaşanıyor.

Bundan bir beş sene sonra nasıl olur bilinmez ama hala fırında, markette, trafikte o telaş var çok şükür.

Bitti.

Yine Hoş Gel Ramazan, gönlümüze huzur, evimize bereketle yine gel.

Bu senede uğurlarken Ramazan’ı hakkını vermiş olmanın ümidiyle yazımı sonlandırmak istiyorum.

Bir de şuna değinmek isterim Şeker Bayramı değil, Ramazan Bayramı!

Tutulan orucun mükafatı olan Ramazan Bayramı…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.