Normalde çok dizi izlemeyi seven biri değilim.
Ama son zamanlarda sosyal medyada sürekli karşıma çıkan ve güçlü kadın profili vurgulu "Bahar" dizisi ilgimi çekti.
Dizinin başlangıcında her şey hayal ürünüdür dese de aslında bence tüm hikaye gerçek...
Nasıl mı?
Hayatını hep başkalarına adayan bir anne figürü, kendinden hep ödün veren bir kadın ve hep mutlu gülücükler saçan ama ardında stresi, hüznü, öfkeyi saklamaya çalışan bir kadın!
Yani aslında "Bahar" biziz!
Hayatta mücadele veren kadınların hepsinin dizi de kendinden parçalar bulacağına eminim.
Ki bulduklarını da dizi yorumlarından anladım.
Dizide o yıpranmış ama kendinin de farkına varan kadını görüyoruz. Hayat onu savursa da bir yerde içindeki gerçek benliğini ortaya çıkarıyor.
Tıpkı mevsim olan Bahar gibi...
Yani diziyi sevenler haftalık takip edilecek aksiyon, macera veya kaos kurulu bir düzeni değil hayattan bir parçayı görüyor.
Doktor bir kadın ama annelik, eş olmak söz konusu olunca hayatını feda ediyor. Şöyle bakınca aslında insan kendinden çok bir şeyi öne almamalı diyorum. Yani aynada gördüğünü sevmeli ve hep önde tutmalı yoksa hep bir yerde eksik benliği kalacak. Bu asla feminen bakış açısı değil.
İnsan kendini önemseyerek aslında hayatı için en önemli adımı atıyor.
Eğer kendini fark etmeyi geride bırakırsa da bir gün o açlığı hissedip geri dönüyor.
Velhasıl kelam kadın olmak zor, hayatını idame ettirmek ve bu yaşamda başka yükler taşımakta…