Katkı maddelerindeki tehlike

Tuğba Turgut

İlk zamanlarda bugüne gıda bozulmaması ve lezzetin artırmak için birçok yöntem kullanılmıştır. Mısırlılara ait kurutulmuş, tuzlanmış ve pişirilmiş yiyecek kalıntıları bulunmuştur.

1810’lu yıllarda ise Fransız Şef Nicholas Appert yiyecekleri şişelere doldurup mantar ile hava almasını önlemiş ve kaynar suda ısıtma yapmıştır. Böylelikle konserve bulunmuştur. Artan nüfus ile birlikte yoğunlaşan gıda talebiyle fiziksel araçlar ve kimyasal maddeler üretilmiştir. Ayrıca gıda sanayisinin gelişmesi ve işlenmiş gıdaların artışı ile gıda katkı maddelerine yönelim artmıştır. Gıda katkı maddelerinin başta alerji olmak üzere kansere kadar gidebilen birçok hastalığa neden olduğu kanıtlanmıştır.

YARARLI BAĞIRSAK BAKTERİNİ YOK EDİYOR

İnsan vücudunda bağışıklıkla ilgisi olan yararlı bakteri grupları vardır. Bunların çoğu bağırsakta bulunmaktadır. Probiyotik olarak adlandırılan bu bakteri grupları bağışıklığı güçlendirmekte ve kanser, diyabet, enfeksiyon hastalıkları ve alerji başta olmak üzere birçok hastalığa iyi gelmektedir.

20. Yüzyılın ortalarından itibaren beslenmede değişiklikler olmuştur. Paketli gıda ve işlenmiş gıdaların fazla alımı ile birlikte özellikle tatlandırıcı ve emülsifiyerler vücudumuza girmiştir. Bu iki katkı maddesi bağırsak florasını bozmakta ve bağırsak enfeksiyonlarına yol açmaktadır. Ayrıca şeker (diyabet), yüksek tansiyon, kalp ve böbrek rahatsızlıkları riski artırmaktadır.

Farelerle yapılan bir çalışmada 11 hafta boyunca tatlandırıcı verilen grupta şeker hastalığına yol açan glukoz intoleransının geliştiği gözlenmiştir. Ayrıca emülsifiyer verilen grupta ise bağırsak metabolizmasında bozulma ve obezite riski görülmüştür.

ALERJİYE NEDEN OLUYOR

Kek, çikolata, cips, kraker, bisküvi, salam, sosis, sucuk gibi paketli ve işlenmiş gıdalarla alınan katkı maddeleri alerji ve ödem oluşmasını tetiklemektedir. Ürtiker, egzama, kızarıklık, astım reaksiyonlarının yanı sıra tansiyon düşüklüğü, karın ağrısı ve ishale neden olabilmektedir.

Katkı maddelerine konan sülfitler genellikle bakterilerin üremesini önlemek amaçlıdır. 1984 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından yayınlanan raporda altısı ölümle sonuçlanan Sülfit reaksiyonu bildirilmiştir. Bu maddelerin kullanımının yasaklanması yerine paketli ve işlenmiş tüm gıdalarda 10mg/kg’dan az sülfit konulması gerektiği yayınlanmıştır.

KANSERE YOL AÇIYOR

İşlenmiş et ürünleri, konserve balık ve hazır turşu gibi birçok hazır gıdada bulunan nitrit ve nitrat, potasyum ve sodyum tuzları bakteri gelişimini engellemek amacıyla kullanılmaktadır. Mide asidi ile tepkimeye giren nitritler kanserojen etki göstermektedir. Kanser ve tümör oluşumunu tetiklemektedir.

Günümüzde paketli gıdalardan tamamen arındırılmış bir hayat sürmek çok zor. Başta süt ve ürünleri olmak üzere tüm besinleri hazır halde kullanıyoruz. Fakat bunu minimal düzeye indirmek sizin elinizde.

Özellikle çocuklara cips, çikolata, kraker, füme etler, salam, sosis ve sucukları yedirmemeye özen göstermelisiniz.

Unutmayın siz ne yerseniz çocuğunuz da onu yer. Bu yüzden değişime önce kendinizden başlayın.

Sağlıklı Günler

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.